DATÜB BAŞKANI ILICALI:
TARIM SEKTÖRÜ,KALKINMANIN ADRESİDİR
Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği Genel Başkanı Nazmi Ilıcalı, göçün en büyük nedenlerinin yanlış tarım politikaları olduğunu belirterek, doğu ile batı arasındaki kalkınmışlık farkının tarım ve hayvancılık sektörlerinde daha bariz biçimde hissedildiğinin altını çizdi.
Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği Genel Başkanı Nazmi Ilıcalı, göçün en büyük nedenleri arasında yanlış tarım politikaları olduğunu belirterek, üretim girdi maliyetlerinin doğu ve batı bölgeleri arasındaki kalkınmışlık farkından olumsuz etkilendiğini ifade etti.
Doğu Anadolu’da bölgesel kalkınmaya önem verilmesinin büyük gereklikli arz ettiğini belirten Ilıcalı, “ Kentlerde göçün tek nedeni yanlış tarım politikaları ve geçim sıkıntısıdır. Batı Anadolu’da aynı tarladan bir yılda üç ürün kaldırılırken, üretim miktarı bire otuz, bire kırk verimden aşağı düşmeyen zirai kredileri üç üründe aynı faizle kullanan üretici ile Doğu Anadolu’da tarlasından don riskine karşılık zar zor bir ürün kaldırabilen ve yıllar ortalaması olarak üretim miktarı bire beş, bire sekiz verim alan zirai kredi borcunu ödeme zorluğu çeken Doğu üreticisi, girdi fiyatlarını batı üreticisi ile aynı maliyette kullanmaktadır. Gübreyi mazotu tohumu, tarım alet ve makinelerini batı üreticisi ile aynı fiyatta kullanan ve verimi düşük doğu üreticisine köyünde istihdam et, kentlere göç etme, geçimini köyünde sağla diyen tarım politikaları doğu üreticisinin yaşam şartlarını bilmiyor demektir. Doğu üreticisinin inandığı tek gerçek var oda örgütlenmeden sorunların çözülemeyeceği. Birliğimizi de örgütlenmeye verdiğimiz önemden dolayı faaliyete geçirdik” diye konuştu.
ORGANİK TARIM SEKTÖRE NEFES ALDIRACAK
Doğunun ekonomik alanda kalkınması için organik ürünlerin önemine değinen Ilıcalı, “ Doğunun ekonomik alanda kalkınması için organik üretim çok önemli. Biz organik tarıma gönlümüzü verdik. Geçimimiz organik ürünlerin üretim ve pazarlaması ile sağlıyoruz. Organik tarımı marjinal bir sektörmüş gibi gösterme çabasında olanlar bilsinler ki bu sektöründe gerçek sahipleri vardır. Hangi üretim planını yaparsanız yapın, hangi teknolojiyi uygularsanız uygulayın, organik tarımı örgütlemeden geliştiremezsiniz. Çünkü organik tarım üreticilerinin büyük bir çoğunluğu küçük çiftçilerdir. Bu çiftçiler örgütlenmeden kontrol sertifikasyon ücretini , organik gübreyi, organik tohumu, mazotu ucuza alamaz., kullanamaz, Bu girdileri ucuza alıp, kullanmayınca veremini artıramaz, gelirini çoğaltamaz. Bu üreteciler örgütlenmeden tefecinin karşında duramaz. Örgütlenmeden ürünlerin değeri fiyattan pazarlayamaz, borsaya piyasaya ulayamaz. İhracat yapamaz, ürünü sanayisini hiç kullanamaz. Ekonomiye katılamaz, yönetime giremez, siyasete iştirak edemez., karnını doyuramaz, bu nedenle üreticinin özgürleşmesi için örgütlenmesi şarttır” dedi.
SÖZLEŞMELİ ORGANİK TARIM PROJESİ BAŞARI KAYDETTİ
2004 yılında sözleşmeli organik tarım projesini hazırlayıp uygulamaya koyduklarını belirten Ilıcalı, “ İstanbul Belediyesi de bu konuda bize büyük destek verdi. Hazırladığımız proje ile bölge ekonomisine önemli katkılar sağlanacak. Bunun yanında sözleşmeli organik tarım proje ile Erzurum ekonomisine büyük bir girdi oluştu. Bu proje ile ürettiğimiz buğdaya ABD kökenli HOT- CRUSTY firması talip oldu ve bizimle protokol imzaladı. Firma sorumlusu, ilk etapta İstanbul’da daha sonra ABD’de ekmek üretiminde kullanılacağını açıkladı. Bizde ekmeğin adının Erzurum Ekmeği olmasını istedik. Firma şartımızı kabul ederek Erzurum ekmeği patentini aldı. Artık İstanbul’da büyük süper marketlerde Erzurum ekmeğini görülebilecek. Bütün bunlardan şu sonuç çıkıyor bölge ekonomisini kalkındırmanın yolu organik tarım ve ihracattan geçiyor” dedi.