SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Her yıl Kasım ayının ikinci Pazartesi günü, tüm dünyada ‘Çocuk Kitapları Haftası’ olarak kutlanıyor. Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırma amacını taşıyan bu haftanın, sağlam bir nesil oluşturma hedefine hizmet eden önemli bir faktör olduğu bildirildi.
//DÜNYA ÇOCUK KİTAPLARI HAFTASI BAŞLADI
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tacettin Şimek, “Dünya Çocuk Kitapları Haftası” dolayısıyla bazı açıklamalarda bulundu. Dünya Çocuk Kitapları Haftası’nın, özellikle okullardaki bazı etkinliklerle bilindiğini anlatan Şimşek, “Bu haftanın amacı, okul ve sınıf kütüphanelerinden daha fazla yararlanmayı sağlamaktır.” dedi. Her çocuğun aynı zamanda bir kitap olduğunu vurgulayan Tacettin Şimşek, “Çocuklarımız birer kitaptır. Büyüklerimiz, anne ve babalarımız, öğretmenlerimiz tarafından okunsunlar diye yaratılmıştırlar. Büyükler, çocuk yetiştirirken, eğitirken kendileri de bir şeyler öğrensinler diye yazılmış bir kitaptır çocuklar.” ifadelerini kullandı.
Kitap okumanın önemi ve okuma alışkanlığı üzerine değerlendirmelerde bulunan Şimşek, “Kitapla ilgili birçok özlü söz, özdeyiş var. Kitap üzerine bir sürü övgüler yazılmış. Kitabın insana en yakın arkadaş olduğu söylenmiş, kitabın insana yeni ufuklar açtığı söylenmiş. Gutenberg'in baskı tekniğini buluşu, dünyayı değiştirmiştir, denmiş. Kitap insanın bayatını zenginleştiriyor. Ruhunu, beynini ve tabii dilini eğitiyor. Zaten kitap okumanın ana hedefleri, bilgi kazanmak, zevk almak ve hayatı tanımaktır.” diye konuştu.
//ŞİMŞEK, KİTAPLARI 3 GRUPTA ELE ALDI
Bilgi kazanmak için okunan ders kitaplarının birinci gruba girdiğini kaydeden Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tacettin Şimek, “İkinci grupta zevk alacağımız, hoşça vakit geçireceğimiz kitaplar vardır. Hikâye, roman, şiir, deneme ve anı gezi gibi türlerde yazılmış edebi eserler bu grupta değerlendirilir. Hayatı tanımak için okunan kitaplar ise, üçüncü grubu oluşturuyor. Bunlar da merak ettiğimiz, ilgimizi çeken her türlü konu ve olayları ele alarak yazılan belgesel kitaplar, keşifler, icatlar, dünyanın değişik yörelerine ait özellikleri anlatan eserlerdir. Çocuk ruhunun beklentilerine, bu üç doğrultuda cevap verilmelidir. Bunlardan birine ağırlık verip diğerlerini ihmal etmek doğru olmaz. Bu insana yalnızca yiyecek verip, su vermemek gibi bir şeydir. Dolayısıyla her anne babanın ve her öğretmenin çocuklara ders kitabı dışında kitaplar alıp hediye etmesi, onları okumaya yönlendirmesi çok önemlidir.” şeklinde konuştu.
Kitapların sadece insanın zihnini bilgiyle dolduran bir kaynak olmadığını, aynı zamanda insanın ruhunu eğiten, ona güzel duygular aşılayan ve diğer insanları tanıtan bir araç olduğunu kaydeden Şimşek, “Hayal gücünü zenginleştirir, dili iyi kullanma alışkanlığını geliştirir. Hayal gücü deyip geçmeyelim. Bilimsel çalışmalar, icatlar, keşifler, buluşlar, insanın hayal gücünü takip eder.” dedi.
//OKUMA ALIŞKANLIĞI İLKÖĞRETİM SIRALARINDA KAZANILIR
Kitap okuma alışkanlığının karşısında televizyon gibi güçlü bir aracın durduğuna dikkati çeken Tacettin Şimşek, “Televizyon görüntü, yani resim üzerine kurulmuş bir dünya. Görünüp kaybolan resimler, gözlerimize bu araçla sesleniyor. Ekranda her şey bellidir. Orada bizim hayal gücümüze yer yoktur. Televizyon, bize bazı şeyleri gösteriyor ama hayal kurmamızı istemiyor. Bir diğer nokta, televizyon ana dilimizi kullanmayı öğretmiyor. Bu ancak okuyarak ve yazarak elde edilebilecek bir alışkanlıktır. Demek ki, sadece hayat gücümüzü zenginleştirmek ve dilimizi geliştirmek için bile kitap okumaya ihtiyacımız var. Kitap okurken alacağımız zevki, duyacağımız heyecanı, edineceğimiz bilgiyi de buna ekleyelim.” şeklinde konuştu.
Okuma alışkanlığı ilköğretim sıralarında kazanıldığını anlatan Tacettin Şimşek, “Öğrencilerimiz ilköğretim çağında kitap okuma alışkanlığı edinirse, öğrenim hayatının ilerki yıllarında anlama, kavrama, Türkçeyi iyi kullanma ve yazma yönünden sıkıntı yaşamazlar. Elbette televizyon da seyredecekler. Ama onu kitabin yerine koymak mümkün değil. Kitap okumaya ayıracağımız süreyi de televizyona vermek tam anlamıyla savurganlıktır. Tabii ki bir filmi seyretmek, bir kitabı okumaktan daha kolaydır. Ama bu tembel insanlara göredir. Büyük işler başarmaya istekli, hevesli, azimli olan insanlar, daima zor olanı seçerler.” dedi.
//ÇOCUKLARA OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMANIN YOLLARI
Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırma konusunda başta anne baba olmak üzere okula, radyo ve televizyon gibi iletişim araçlarına da büyük görevler düştüğünü belirten Yrd. Doç. Dr. Şimşek, şunları kaydetti: “Okul öncesinden başlayarak çocuğa rehberlik etmek, bir oyuncak alırken yanında mutlaka bir de bol resimli hikâye ve masal kitapları almak, onları okuyup, çocuğun anlayabileceği biçimde yorumlamak. Çocuklara her gün olmasa bile mümkün oldukça masal okumak. Küçük şiirler ve tekerlemeler ezberletmek. Okul çağındaki çocuklara sınıf ya da ders öğretmeniyle görüşerek plânlı bir okuma programı uygulamak. Önemli çocuk kitaplarını, çocuk klasikleri dediğimiz eserleri okumalarını sağlamak. Evde büyüklere ait bir kitaplık oluşturmanın yanında, çocuğa da kendi kitaplığını oluşturmak için uygun ortam hazırlamak. Çocuğu çocuk kütüphanelerine götürmek oradan bir bilgiyi birlikte araştırmak, kütüphaneden nasıl yararlanılacağını göstermek, kütüphaneye gitmeye özendirmek. Dersi ihmal etmemek kaydıyla, ders dışı kitap okumalara izin vermek, roman, hikâye, gazele, dergi gibi yayınlan okumaya teşvik etmek. Aile üyeleri arasında kitap okuma ve okunan kitaplarla ilgili düşünceleri paylaşma örnekleri vermek. Annenin, babanın ya da her ikisinin birden kitap okuduğunu ve kitaplarla ilgili düşüncelerini birbirine aktardığı bir ev ortamında çocuk da kitaba ilgi duyacaktır.”