Cihaner Davası’nda yeni süreç

ANKA/ERZURUM

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, tutuklu yargılanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in dosyasını CD üzerinden inceleme kararı aldı. Daire, Diyarbakır'a yeniden gönderilen dosyanın incelenmesinin tamamlanmasından sonra Erzurum'a iadesine ve Erzurum'da işlem yapılmaksızın özel kurye ile Yargıtay'a gönderilmesine karar verdi. Daire ayrıca, "Islak imza" iddialarına ilişkin iddanamenin incelenmesine devam edilmesi kararı verdi.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in "görevi kötüye kullanma", "evrakta sahtecilik" ve "imar kirliliğine neden olmak" suçlamasıyla yargılandığı davaya, Yargıtay 11. Ceza Dairesinde devam edildi.

//DOSYA TALEBİ

Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Cihaner'in "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla yargılandığı dava dosyasının geçen duruşma istendiğini anımsatarak, dosyaya ilişkin Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinden Daireye cevap yazısı geldiğini ifade etti.

//REDDİ HAKİM TALEBİ

Ersan Ülker, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin söz konusu dava dosyasında müşteki olarak yer alan Ahmet Demir'in "reddi hakim" talebinde bulunduğunu, talebin reddedildiğini hatırlattı. Ülker, müşteki Demir'in de buna itiraz etmesi üzerine dava dosyasının, itirazın değerlendirilmesi için Diyarbakır Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğini bildirdiğini belirtti.

Ülker, sanık Cihaner'in avukatı Turgut Kazan'ın, Yargıtay Üyesi Nihat Ömeroğlu'nun bir gazetede yer alan makalesine ilişkin şikayet dilekçesini Yargıtay Başkanlığına verdiğine ilişkin dilekçenin de dava dosyasına eklendiğini bildirdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin de "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" dava dosyasını Daireye gönderdiğini ifade eden Ülker, 83 klasörden oluşan dava dosyasının heyetçe incelenmeye başlandığını ancak dosyanın incelemesinin henüz sonuçlandırılamadığını belirtti.

//CD ÜZERİNDEN İNCELEME

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı da verdiği mütalaada Daireye gönderilmeyen evrakın gönderilmesinin beklenilmesini istedi. Savcı, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden beklenen dava dosyasının Daire'de bulunan CD'ler üzerinden incelenmesine karar verilmesini talep etti.

//KAZAN’IN TALEBİ

Avukat Turgut Kazan da Daire'nin elindeki Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyası üzerinden birleştirme kararı verilmesini taleplerini yenileyen Kazan, 2008 yılı içinde 41 bine yakın dosyanın bileştirildiğini ifade etti. Kazan, Erzurum'da ise 49 dosyanı birleştirildiğini dile getirdi. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Yargıtay'ın istediği dosyayı göndermediğini ve dosyayı kaçırdığını ileri süren Kazan, "Belki dosya kaybolacak. Bakalım o zaman ne yapacağız" dedi. Kazan heyetten duruşmanın kesintisiz sürmesini de istedi.

Kazan, dosyanın gönderilmeme ihtimaline karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bir savcının görevlendirilmesini ve söz konusu dava dosyasının Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınmasını da istedi.

Kazan, Yargıtay Üyesi Nihat Ömeroğlu'nun bir gazetede yer alan makalesinde "yerel mahkemeler 11. Ceza Dairesi'nin kararlarını uygulamamalıdır" anlamına gelecek ifadelere yer verdiğini ileri sürerek, Ömeroğlu'nun "suç işlemeye çağrıda bulunduğunu" belirtti. Kazan, Ömeroğlu hakkında Yargıtay 11. Ceza Dairesinin suç duyurusunda bulunmasını talep etti.

 

 

İlhan Cihaner de bu duruşmada hiçbir şey söylemek istemediğini belirterek, "Yasa, mevzuat, doküman getirmedim. Çünkü bir işe yaramadığını düşünüyorum" diye konuştu.

//CİHANER’İN SAVUNMASI

Cihaner, savcının yaptığı mütalaaya katıldığını ifade ederek, "Fakat yargılandığım davadaki dosyanın beklemeyerek CD'ler üzerinden incelenmesini, bu incelemenin de esas alınmasına talep ediyoruz. O CD'ler esas alınarak birleştirme talebimizin yerine getirilmesini istiyoruz" diye konuştu.

"Yaşadığım süreç içerisinde dosyanın buraya getirilmesi için bir takım tespitler sunuldu arkadaşlar tarafından" diyen Cihaner, bunlardan birisinin de dosya hakkında yakalama kararı olduğunu dile getirdi. Buna benzer esprilerin sıkça yapıldığını ifade eden Cihaner, "Gazze'ye iltica edelim 'Belki Gazze'de olursak adalet talebimiz dikkate alınır' gibi espriler de yapılıyor. Artık hukukun kavramlarına değil edebiyatın kavramlarına başvurmak zorunda kalıyoruz. Edebiyata çok malzeme çıkacak olan bu davada her şey bu kadar hoş gitmiyor. Bir çok insan hukuksuz bir şekilde delilleri karartacakları gerekçesiyle tutuklu bulunuyorlar" dedi.

//"RADİKAL KARARLARIMA AVUKATLARIM ENGEL OLMAKTA"

"Dava dosyası üzerinde hukuksuz da olsa hala tasarruf edebilen bir mahkeme vardı" diyen Cihaner, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yetkisiz kaldığını söyledi. Mahkemenin dava dosyasının birleştirilme kararı vermesiyle dosyadan elini çekmiş durumda olduğunu vurgulayan Cihaner şöyle konuştu: "Müdafiim belirttiği gibi Türk hukuk tarihinde ilk kez 30 günde bir yapılması gereken gözden geçirme 2 gün geçmesine rağmen yapılmadı. Benim bazı radikal kararlar alamama avukatlarım engel olmakta. Eğer ben şimdi şuradan çıkıp gidersem, beni durduracak herkes, Hürriyet tahkiki suçunu işler. Beni engelleyecek tüm Cumhuriyet savcıları bu suça dahil olur. Çünkü Hürriyet evrensel bir kuraldır. Mahkeme kararı ile kısıtlanır. Yetkili mahkeme, yasaya göre dosyayı 30 günde bir elden geçirmek zorunda. Ama mahkeme 2 gün geçmiş, herhangi bir elden geçirme yenileme söz konusu değil. Bu kadar ağır hukuk ihlali varken yetki gaspı varken, bir Yargıtay üyesinin çıkıp fikir açıklaması da çok manidar. İftiralara dayanarak hukuk dışı ihlallerde bulunarak kendi saygınlıklarına yapılan saldırıyı görmezden gelip, yerel mahkemelere, "Yargıtay 11. Ceza Dairesinin kararlarına uymamaları' gerektiğini söylüyorlar. Bu dava süreci içerisinde benimle ilgili herkesin başı belaya sokulmak isteniyor. Önce eşimin iş çıkışını beklerken gittiğim pastane gene aynı gizli tanıkların ifadeleriyle bu davanın içine çekilmek isteniyor. Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi olması nedeniyle davaya ilişkin bilgi almak isteyen politikacılar da bu davanın içine sokulmak isteniyor. Ergenekon'un pastane ayağı çıktı. Ergenekon'un Meclis ayağı çıktı. Ayrıca şimdi salonda gördüm. 10-15 yıldır görmediğim bacanağımda burada. Şimdi de Ergenekon'un bacanak ayağı çıkarsa hiç şaşırmam. Bu dava, kan davasına döndü."

//SAVUNMADA ŞİİR UNSURLARI

Savunmasında bazı şiirlerden nakaratlara da yer veren Cihaner, davaya ilişkin yanıtlaması gereken en temel soruların, "Bizleri takip eden insanlar kim? Yani beni Trabzon'da bir arkadaşım babası ile yemek yerken takip eden insanlar kim? Beni Ankara'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı Savcılığına giderken takip eden insanlar kim? Bunlar bir mail ihbarı ile avukatlarımı bana yakın insanları uzun süre dinleyip sonrada "bir suç göremedik' denilmesine neden olan mailleri atan kim? Yüksek yargı mensuplarını kanun dışı takip edip dinleyenler kim? Başsavcıların dinlenmesine neden olan insanlar kim" olduğunu ifade etti.

Cihaner, bu soruların yanıtlarının "çok önemli" olduğunu da ileri sürerek şöyle dedi: "Doğrudan doğruya bizim bu dosyanın buraya gelmesiyle belki de bir kısmı deşifre edilebilir. Bu dosyanın gelmesiyle bu soruların bir çoğuna yanıt alabileceğiz. Bu insanlar her kimse çıkarlarının kaygılarının bu topraklara ilişkin olmadığını düşünüyorum. Ülkeyi 12 Eylül'e getirenler her kimse bu insanlarda onlardır. Keşke bu istibaharatlarını ülkemizdeki terör eylemlerini durdurmak için harcasalardı. Bu davanın başka bir özelliği de var. Bu dava ülke tarihinin en pahalı davasıdır. Ben her duruşmada buraya geliyorum 20 tane asker beni karşılıyor. Yakınlarım geliyor. Avukatlarım il dışından geliyor. Kuryeler sürekli dosyayı gezdiriyor. Kamu kaynaklarını bu kadar hor kullanılması da bir sorun bence."

//YERLEŞİK HUKUK KURALLARI

 Yargılandığı davanın "yerleşik hukuk kurallarıyla çözülemeyeceğini" de öne süren Cihaner, dava sürecinde bir çok ilkin yaşandığını dile getirdi. "Erzurum Ağır Ceza Mahkemesini yaptığı bir tuzaktır" diyen Cihaner, dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından istendiğini fakat, Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'nin "yapması gereken hiçbir şeyi yapmadığını" söyledi.

//KİMSEDEN KORKMADIM

Meslek hayatı boyunca "ne bürokratlardan korktum ne politikacılardan korktum ne de eli silahlı mafyadan korktum" diye konuşan Cihaner, şöyle devam etti:

"Şuanda korku ve baskı kurularak mahkemeniz baskı altına alınmak isteniyor. Bunlar ideolojik. Üç beş tane yargıda tutunamamış, herkes tarafından malum kişilerce yapılıyor. Ya da benim yaptığım soruşturmalarda doğrudan menfaatleri zedelenecek olan onların kişilerin hakimiyetindeki medya yapıyor bu baskıyı. Bu sinsi cephenin azgın dalgalarına teslim olmayacağınıza inanıyorum. Ülkede korku iklimi yaratmaya çalışılıyor. Özellikle yüksek yargıya bu Anayasa Değişikliği sürecinde şu mesaj verilmek isteniyor. Biz gerekirse yüksek yargıya evrensel hukuk ilkelerini bir tarafa bırakırız. İnsanların mahrem hayatlarını deşifre ederiz. Sizleri alıp bir yere kapatırız. 

//cihaner’in iddiaları

Bu dava sonunda Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu aracılığıyla yargıyı nasıl maniple ettiği ortaya çıkacak. Dinsel oluşumlarla siyaset arasındaki bağlantı ortaya çıkacak. Tarikat-cemaat-siyaset üçgenindeki bir takım hukuk dışılıklar ortaya çıkacak. Masum insanların yıllarca nasıl kapatıldıkları ortaya çıkacak. Seçimlerin nasıl manipüle edildiği açığa çıkacak. Polis Akademisi sınavlarında Konya'da meydana gelen 18 tane öğrencinin öldüğü patlamanın gerçek nedenleri tartışılmaya başlanacak. Suç oluşumlarının incelenmesinin nasıl engellendiği ortaya çıkacak. Onun içinde bu davanın engellenmesi, İstanbul'daki mahkeme başkanın basına yansıdığı gibi "30 yıl sürecek bir dava' sözleri de var. Bence hiç bitmeyecek olan bir davaya yamanarak bu sürecin baltalanması istenilmektedir. İstanbul'daki davayla hiçbir bağlantısı yok. Şöyle bir bakış açısı var. Nasıl olsa mahkemeler kararı verir. Yargıtay'da kararı düzeltir. Bu arada da adam tutuklu kalsın. Bu kabul edilebilecek bir şey değil.

//REMOKRASİYE MÜDAHALE İDDİASI

Şimdi benim temel suçum şu. Demokrasiye müdahale ettiğim söyleniyor. Bu yaptığım soruşturmalarla. Bu davada gazeteciler sırf gazetecilik yaptığı için. Politikacılar sırf işlerini yaptığı için. Benimle ilgili haber yapan gazeteciler engelleniyor. Avukatlar avukatlık yaptığı için suçlanıyor. İnsanlar gazete okuduğu için suçlanıyor. Bizim birlikte yargılandığımız bir astsubay benimle ilgili bir haberi bilgisayarında bulunduğu için bu yargılanıyor. Demokrasi buysa espriyle söylüyorum bu demokrasiye hukuk çerçevesinde müdahalede bulunulur. İnsanlar eninde sonunda sanıldıkları kişiye dönüşür. Benim korkum o. Bana attıkları suç gibi bir örgütlenmeye gidebilirim."

CD'LERİN İNCELENMESİNE BAŞLANACAK

Cihaner ifadesinin ardından Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, duruşmaya kısa bir ara verdi. Aranın ardından Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin ara kararını açıklayan Daire Başkanı Ülker, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Cihaner'in "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla yargılandığı dava dosyasının, Diyarbakır Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan itiraz değerlendirildikten sonra, Erzurum'a gönderilen dosyanın "ivedi" şekilde özel kurye ile Daire'ye gönderilmesine karar verildiğini bildirdi.

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasının istenilmesinin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen değişik gerekçelerle dava dosyasının gönderilmediğini belirten Ülker, "Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin birleştirme kararıyla dosyadan el çektiği, sanıkların bir kısmın tutuklu olduğu, Yargıtay'daki davanın da sürüncemede kaldığa"na işaret ederek Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince davaya ilişkin daha önce gönderilen CD'lerin Daire kaleminde kağıt ortamına aktarıldıktan sonra heyetçe incelenmesine karar verildiğini açıkladı.

Ülker, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden gönderilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" davasının dosyasının da incelenmesine devam edilmesine karar verildiğini de belirtti. Ülker, her iki dava dosyası üzerindeki incelemeler tamamlandıktan sonra Yargıtay'daki dava dosyası ile Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyanın birleştirilmesi yönündeki taleplerin karara bağlanmasına oy birliğiyle karar verildiğini bildirdi. Ülker davayı 18 Haziran'a erteledi.

//DURUŞMADAN NOTLAR

 Katılımın yoğunluğu nedeniyle duruşma, Yargıtay Ceza Genel Kurul Salonunda yapıldı. Duruşmaya, Cihaner'in eşi Muhteber, babası İsmail Hakkı, annesi Zeynep Cihaner, kardeşleri, YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, YARSAV Yönetim Kurulu üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, Yalçın Küçük bazı hakim ve savcılar ile çok sayıda vatandaş katıldı. Duruşmayı CHP Milletvekilleri Atilla Kart, Malik Ejder Özdemir ve Hüseyin Ünlütepe de izledi. Cihaner'i, Turgut Kazan başta olmak üzere 14 avukat savundu. Duruşma öncesinde Erzincan'dan geldikleri ifade eden bir grup ile Halkın Kurtuluşu Partisi üyesi bir grup, Yargıtay önünde basın açıklaması yaparak Cihaner'e destek verdi.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, duruşma öncesinde salonda bulunanlarda Cihaner'in duruşma salonuna alınırken alkışlamamalarını istedi. Başkan Ülker, "Sanık salona girerken alkış istemiyorum. Yanlış değerlendirmelere neden oluyor. Heyecanınızı avuçlarınıza intikal ettirmeyiniz" dedi.