Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı, Erzurum eski Milletvekili Lütfü Esengün, Türkiye'nin hızla erken seçime sürüklendiğini, 2010 yılı sonunda erken seçim yapılacağını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatma kararını değerlendiren Esengün, "Anayasa Mahkemesi'nin adı mahkeme olmasına rağmen siyasi bir kuruluştur verdiği kararlar da siyasidir. Partilerin kapatılmasına karşıyız. Ancak, bu vatanın bölünmesine de şiddetle karşıyız" dedi.
ESENGÜN GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ
SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hükümetin politikalarını eleştiren Esengün, "Türkiye süratle bir erken seçime sürükleniyor. Sayın Başbakan ne kadar erken seçim yok derse desin ülkenin siyasi ve ekonomik şartları, içinde bulunduğumuz açmazlar, çıkmazlar ülkeyi çökmeye doğru götürüyor. Çözüm milli iradededir. 2010 yılının sonlarına doğru (ekim veya kasım aylarında) erken seçim olacak. Onun için Saadet Partisi olarak Türkiye'nin en disiplinli en, çalışkan teşkilatına sahip olarak teşkilatlarımızı tekrar gözden geçirmek, beraber tedbirler almak ve ona göre politikalar üretmek ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması için çalışmak bizim için şerefli, onurlu bir görevdir" dedi.
GRİZU FAİCASI
Türkiye'nin iyiye gitmediğini söyleyen Lütfü Esengün, ülkenin yanlış politikalar yüzünden her geçen gün kan kaybettiğini iktidarın verdiği sözlerin arkasında duramadığını belirtti. Milletin hiçbir hükümete bu kadar uzun süre avans vermediğini kaydeden Lütfü Esengün, "Tam 8 yıl, bu hükümet beklendi sabredildi, olacak inşallah, düzelecek dendi ama geriye dönüp baktığımızda kaybedilen bir 8 yıl görüyoruz. Türkiye hala bir çok problemle boğuşuyor, geniş halk kitlelerinin içinden çıkamadığı sıkıntılar devam ediyor. Bunun yanında da gelişen üzücü olaylar var. Kemalpaşa'da bu yörede olan maden kazası milletimizi derinden üzdü, 19 kardeşimize Allah rahmet eylesin. Ancak, 'bu bir kazadır, takdiri ilahidir' deyip geçmek doğru değildir. Evet, Allah'ın takdiridir ama bu olayların üzerine gidilmesi lazımdır. Bir ihmal mi vardır, bu maden işletmecileri için erken tedbirler almışlar mıdır, o kaza neden buralara kadar gelmiştir? Sorumlularından hesap sorulacak mı? Bütün bu sorular milletimizin sualleridir. Yeni olayların olmaması için ne tür tedbirler alınacak? Bu madenlerde devletin kontrolü acaba yeterli midir? Hayatını kaybeden bu insanlarımızın, bu işçilerimizin, bu kardeşlerimizin yakınları nasıl tatmin edilecektir. Tazminatları süratle ödenmelidir, bu yaraları devlet süratle sarmalıdır. İnşallah bu tür kazalarla bir daha karşı karşıya kalmayız" dedi.
ELLERİ KIRILSIN
SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, Tokat'ta meydana gelen ve 7 askerin şehit edildiği terörist saldırıyı da nefretle kınadıklarını bildirdi. Hiç kimsenin Türkiye üzerindeki kötü amacına ulaşamayacağını vurgulayan Esengün, teröristlere, "Elleriniz kırılsın" diye beddua etti. Saldırıda açılım kampanyasının ardından Kandil'den gelerek sözde teslim olan teröristlerin de parmağı olabileceği ihtimalini hatırlatan Lütfü Esengün, sözlerini şöyle sürdürdü;:
"Tokat'ta 7 tane askerimiz şehit edildi. Elleri kırılsın. Beklenmeyen bir yörede yine PKK teröristleri tarafından 7 kardeşimiz şehit edilmiştir. Allah onlara rahmet eylesin. Bu olayları yapan herkes bilsin ki bu vatanı böldürmeyeceğiz. Hiç kimse o kötü amaçlarına ulaşamayacak, terörle hiç kimse amacına ulaşamayacak. 3-5 tane teröriste bu vatanı teslim etmeyeceğiz. Allah'ın izni ile bu vatan bizimdir. Biz şehitlerin varisiyiz ve bu vatana sahip çıkmak bizin en birinci, en şerefli görevimizdir. Ancak, hükümete de edecek bir çift sözümüz olacak. Açılım diye başlattıkları ne olduğu belli olmayan, başlatıp da içini dolduramadıkları, çıka çıka içinden 34 tane PKK'lı terörist çıkan bu açılımla bu ülke nereye gidecek, nereye gidiyor? Ancak, Tokat'da o menfur saldırıyı yapanların içerisinde o yurt dışından gelenlerin de parmağı var mı? İnsanın aklına her şey geliyor. AKP adına açılım koyduğu, önce Kürt açılımı sonra demokratik açılım diye nitelendirdiği bu paketin içinde ne olduğunu hala daha açıklayamadı. Çünkü kendileri de bilmiyorlar, her şeyi günü birlik idare ediyorlar. CHP ve MHP bu işi istismar etmek için ellerinden geleni yaptılar. DTP ise İmralı'da oturup kalkıp memleketi felakete sürüklemenin bir bakıma çarelerini aradı. Mecliste bulunan 4 tane siyasi parti de bu konuda sınıfta kalmıştır. Bu bir memleket meselesidir, aklıselimle iyi niyetle bir araya gelip çare, çözüm aramak, oturup belli noktalarda en azından müşterek noktalarda anlaşmak ve milletimizi bu badireden, bu beladan kurtarmak varken sadece birbirleri ile kavga ediyorlar. Görüşmeye dahi oturmuyorlar. Birisi görüşmem diyor öteki görüşürsem kamera isterim diyor. Öteki bilmem ne diyor, birisi dağa çıkmaktan bahsediyor, birisi de başka türlü. Böyle devlet adamlığı olmaz, böyle ülke idare edilemez. Sonra ülke işte bu hale gelir."
ANAYASA MAHKEMESİ SİYASİ KURULUŞ
SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, DTP'nin kapatılmasıyla ilgili olarak partisinin görüşlerini ifade ederken, parti kapatmaya karşı olduklarını ancak bu vatanın bölünmesine de şiddetle karşı olduklarını söyledi.
SİYASİ ÇIKMAZ
SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, ülkede siyasi çıkmaza girildiğinde sorunların ve problemlerin üstesinden gelinemediğinde milletin iradesine müracaat etmenin en güzel yol olduğunu, bekledikleri şekilde erken seçim olmasa da 2011 yılının Temmuz ayı içinde genel seçimlerin yapılacağını, 1 veya bir buçuk yıl sonra gerçekleşecek olan seçimin birinci partisinin ise Saadet Partisi olacağını iddia etti. Rasmussen'in NATO genel sekreteri yapılmasına tepki gösteren Lütfü Esengün, "Şimdi Rasmussen ne yapıyor? Afganistan'daki Müslümanları daha fazla ezmek için bütün NATO ülkelerinden asker talep ediyor. Türkiye'den de asker talep ediyor. Benim askerim, Mehmetçiğim gidecek orada Afganlılarla kim olursa olsun adı ne olursa olsun Taliban v.s. onlarla savaşacak, olmaz. İnşallah bu hükümet öyle bir yanlış adım atmaz. Orada şu anda bulunan Barış Gücü adı altında bin 700 tane Mehmetçiğimiz Afganistan'da görev yapıyor. O askerler de inşallah zaman içerisinde geriye çekilir. Bütün işgal kuvvetleri geri İnşallah Afgan toprakları Afganlılara bırakılır, bunun başka çaresi yoktur. Dünyada ve Türkiye'de o kadar el atılması, o kadar çare bulunması gereken dert var ki saymakla bitiremeyiz. Biz bu dertlerin çaresi için geliyoruz, inşallah milletimizden aldığımız güçle bu milletin yüzünü güldürmeye geliyoruz. İşsizin, köylünün, çaresiz insanların, işinde şefte yapamayan esnafın 54'üncü hükümette nasıl yüzünü güldürmüş isek inşallah gelip çok daha fazlasını yapacağız. Bu emaneti bize verin bizde başaralım" diye konuştu.