SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Tarihte 93 Harbi olarak geçen Osmanlı-Rus Savaşı’nda, Erzurum, kahramanlık destanlarının yazıldığı bir şehir oldu. 8 Kasım’ı 9 Kasım’a bağlayan gece, Aziziye Tabyası’nı ele geçiren Ermeni ve Rus askerleri, vatan toprağına göz dikmenin bedelini canlarıyla öderlerken, tarihe altın harflerle yazılan Aziziye Zaferi, yarın 133’üncü yılını geride bırakıyor. Nene Hatun, Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Kurd İsmail ve Bahri Bey gibi isimlerin, Aziziye Zaferi ile adeta özdeşleştiği Erzurum’da, her türlü silah ve mühimmata karşı iman gücüyle galip gelen Dadaşlar, 1877 yılında elde edilen bu zaferle, Erzurum’un aslında Anadolu’nun muhkem bir kilidi olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldular.
//DÜŞMANDA SİLAH VAR, BİZLERDE İMAN
Aziziye Zaferi ile adını tarihe yazdıran Nene Hatun’un; “Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman” diyerek tarif ettiği bu kutlu mücadele, tarihi kaynaklarda şöyle aktarılıyor: “1877 yılında 8 Kasım'ı 9 Kasım'a bağlayan gece, Osmanlı vatandaşı olan Ermeni çeteleri Erzurum'un Aziziye Tabyası'na girmeyi başarmışlardı. Tabyayı koruyan Türk askerlerini uykuda yakalayıp kılıçtan geçirdiler. Bu sırada arkadan gelen Rus askerleri ise, hiçbir zorlukla karşılaşmadan tabyayı ele geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulan bir er haberi Erzurumlulara ulaştırdı. Sabah ezanından hemen sonra “Moskof askeri Aziziye Tabyası’nı ele geçirdi” şeklinde minarelerden Erzurum halkına haber verildi. Bu haberin ardından Erzurum halkından silahı olan silahını, olmayanlar ise balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya doğru koşmaya başladılar.”
//MİLLİ AND
Aziziye Zaferi’nin milli kahramanlarından Nene Hatun ise, o geceyi şöyle anlatıyor: “Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. Bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık bebeğime süt veriyordum. Kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden ‘Moskof Aziziye’ye girdi’ diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, ‘seni öldüreni öldüreceğim’ diye yemin ettim. Yavrumu Allah’a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve satırımı alıp dışarı fırladım. Sel gibi Aziziye'ye akıyorduk. Tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. İleri atıldım. Dadaşlar arasına karıştım.”
//ÖN SAFLARDA BULUNANLAR ŞEHİT DÜŞTÜLER
Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyası'na doğru koşuyordu. Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldılar. Demir kapılar kırılıp içeri girildi. Göğüs göğse bir savaş başladı. Mükemmel silahlarla donanmış Rus ordusu, baltalı-tırpanlı, taşlı ve sopalı halk karşısında ancak yarım saat direnebildi. Vatan toprağına gözünü diken 2300’e yakın Rus askeri öldürülürken, Aziziye Tabyası ise aynı gün geri alındı. Ve 9 Kasım 1877 günü, “Aziziye Zaferi” adıyla destanlaşmış oldu.
(