AKBULUT’TAN TEPKİ
AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Çankaya köşkünde düzenlenecek kabul resmi için milletvekillerine gönderilen davetiyelerde ayırım yapıldığını öne sürerek: “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir Milletvekili olarak, vatandaşlar arasında ayırım yapmaması gereken sayın Cumhurbaşkanı’nın, açık ayırımcılık olan bu davranışını kınıyor, gönderilen davetiyeyi kendilerine iade ediyorum.” dedi.
Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Çankaya köşkünde düzenlenecek kabul resmi için milletvekillerine gönderilen davetiyeler konusunda yazılı bir açıklama yapan AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut açıklamasında şunları kaydetti: Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer ve eşi tarafından, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Çankaya köşkünde düzenlenecek kabul resmi için milletvekillerine gönderilen davetiyelerde, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ikili bir ayrım yapılmak suretiyle, eyleri baş örtüsü takan milletvekillerine "eşsiz olarak", başörtüsü takmayan milletvekillerine de "eşleri ile birlikte" olmak üzere farklı davetiyeler gönderilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanının, uygulamaya özen gösterdiği bu tutumunu, Evrensel, Hukuk Prensipleri, Çağdaş İnsan Hak ve Özgürlükleri ve Anayasayla teminat altına alınmış kişi hak ve hürriyetleri ile bağdaştırmak mümkün değildir.Ülkemizdeki kadın nüfusunun çok büyük bir bölümü tarafından kullanılan başörtüsüne, Cumhurbaşkanı tarafından duyulan bu olumsuz hassasiyet, anlaşılır değildir.”
Dini inancın gereği olarak veya kıyafet özgürlüğü çerçevesinde yalnızca bir süs eşyası olarak kullanılan başörtüsüne, her iki yönüyle de yalnızca saygı duyulması gerektiğini ifade eden AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut açıklamasında şu görüşlere yer verdi:”Bu davranış, temel insan hakları ile birlikte kadın haklarına duyulması gereken saygının da bir gereğidir. İnsanlarımızı, giyim kuşamlarıyla ilgili ayrımlara tabi tutmanın, başörtülü, etekli, pantolonlu, şalvarlı, fularlı, puanlı elbiseli, kareli ceketli gibi sınıflandırmalar yapmanın ve bu sınıflandırmadan sonra onları farklı uygulamalara tabi tutmanın, evrensel ve çağdaş değerlerle örtüşmeyeceği her türlü kuşkudan uzaktır. Anayasada;Herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu,Anayasanın, Yasama, Yürütme ve yargı ve diğerleri için bağlayıcı olduğu,Temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği, Herkesin din, vicdan ve kanaat hürriyetine ve yine herkesin düşünce ve kanaat hürriyetine sahip olduğu, Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimsenin, düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamayacağı ve suçlanamayacağı, hüküm altına alınmıştır. İnsanların kıyafetleri ile ilgili olarak yapılan bu ikili ayırım, evrensel insan hak ve özgürlükleri, uluslararası hukuk ve Anayasanın teminatı altındaki eşitlik ve özgürlük ilkeleriyle uyuşmamaktadır.
Bu nedenle; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir Milletvekili olarak, vatandaşlar arasında ayırım yapmaması gereken sayın Cumhurbaşkanının, açık ayırımcılık olan bu davranışını kınıyor, gönderilen davetiyeyi kendilerine iade ediyorum.”