ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Trendyol 1. Lig: Ankara Keçiörengücü: 4 - Manisa FK: 0
Trendyol 1. Lig: Ankara Keçiörengücü: 4 - Manisa FK: 0
ERSANDER’den Öğretmenler Günü etkinliği
ERSANDER’den Öğretmenler Günü etkinliği
Özden: ‘Mesleklerin en kutsalı öğretmenliktir’
Özden: ‘Mesleklerin en kutsalı öğretmenliktir’
Tanfer: ‘Eğitimin kahramanları öğretmenlerimizdir'
Tanfer: ‘Eğitimin kahramanları öğretmenlerimizdir'
Özcan’dan Öğretmenlere vefa
Özcan’dan Öğretmenlere vefa

İsmail Aydemir

Zeka ve kurnazlık bağlamında yaşanmış bir hikaye...
13 Ekim 2007 Cumartesi

Evet evet yaşanmış bir hikaye...

Zeka ve kurnazlık arasındaki farkı bu hikayedeki kadar beliğ ifade sanmıyorum ki olsun...

Eminim hak vereceksiniz...

Yeter ki...

Sabırla...

Ve...

Sonuna kadar okuyun...

Buyurun:

“Emlak bürosunun önünde kırmızı, spor bir araba durdu. Arabadan inen şişman adam,büroya doğru yürüdü.Sıcaktan ter, ince elbisesinin üstüne kadar çıkmıştı.50 yaşında görünüyordu.Yüzü heyecandan kızarmış,fakat kısık gözlerindeki kararlı,donuk bakış değişmemişti. İçeriye girince başıyla selam verdi.

"Bay Hacker?"

Aaron gülümseyerek,"evet benim,sizin için ne yapabilirim.Bay..?"

Şişman adam,"Dill" diyerek kendisini tanıttı."Zamanım çok az,hemen konuya girsek iyi olacak." dedi.

"Benim için de iyi olur Bay Dill.İlgilendiğiniz belli bir yer var mı?"

"Doğrusunu isterseniz,evet. Kasabanın kenarındaki eski bina."

"Sütunlu ev mi?"

"Ta kendisi.Yanılmıyorsam üzerinde SATILIK tabelası var."

Aaron kuru bir sesle,"Evet." Dedi. Bizim satış listemizdedir. "Kalınca bir defterin yapraklarını karıştırdı.Sonra daktilo ile yazılmış bir sayfayı işaret etti:

"160 yıllık bina. 8 odası, 2 banyosu, otomatik gaz fırını, geniş terasları, çevresinde ağaçları var. Çarşıya, okula yakın. 750.000 dolar." diye okudu ve ekledi:

"Hala ilgileniyor musunuz?"

Adam oturduğu yerde rahatsız olmuş gibi kıpırdandı. "Neden olmasın. Olumsuz bir yanı mı var?"

Aaron, "Aslına bakarsanız," dedi. "Bu evi defterime yalnızca yaşlı Sade Grim'in hatırı için kaydettim. Ev asla onun istediği kadar etmez. Uzun zamandır onarım görmemiş çok eski bir binadır. Kirişlerden kimi bir kaç yıl içinde çökecek durumda. Bodrumu ise yılın yarısında su ile doludur."

"Öyleyse sahibesi neden bu kadar çok istiyor."

Aaron omuz silkti. "Herhalde kendisi için manevi değeri olacak. Çok eskiden beri ailesine aitmiş."

Şişman adam gözlerini yerde gezdirdi. "Bu çok kötü." dedi. Başını kaldırıp Aaron'a baktı ve çekingen bir biçimde gülümsedi.

"Hoşuma gitmişti. O,nasıl söylesem bilemiyorum , tam aradığım evdi."

Aaron güldü."100.000 dolara belki iyi bir alışveriş olurdu ama,750.000 dolara...Sanırım Sade'in düşüncesini de anlıyorum. Hiç bir zaman fazla parası olmadı. Kendisine kentte çalışan oğlu bakıyordu. Sonra adam 5 yıl önce öldü. Onun için ev satmanın akıllıca bir iş olacağını biliyor. Fakat gönlü bir türlü evden ayrılmaya razı olamıyor. Bu yüzden eve kimsenin almaya yanaşamayacağı bir fiyat koyuyor. Böylece kendini avutuyor." Üzgün bir ifade ile başını salladı. "Dünya ne kadar garip değil mi?"

Dill soğuk bir sesle "Evet." dedi. Sonra ayağa kalktı. "Kendisini bulup fiyatı biraz düşürmesini isteyeceğim."

Otomobilini Bn.Grim'in evinin önündeki yıkık dökük çürümüş tahta parmaklıkların önüne park etti. Evin çevresini tümüyle yabani otlar kaplamıştı.

 

Kapıya çıkan kadın kısa boylu, beyaz saçlı idi.Yüzündeki hatlar, küçük inatçı görünüşlü çenesine kadar iniyordu. Havanın sıcak olmasına karşın sırtında kalın, yün bir örme hırka vardı.

"Bay Dill olmalısınız."dedi, "Aaron Hacker buraya gelmekte olduğunuzu telefonda söyledi. İçeri girmez misiniz?"

Dill, "İçerisi korkunç derecede sıcak." diye söylendi. "Öyleyse içeri girin. Buzluğa biraz limonata koymuştum.İçeriz."

İçerisi loş ve serindi. Pancurlar kapatılmıştı. Eski tarz geniş koltuklarla döşenmiş büyük bir salona girdiler. Yaşlı kadın ellerini sıkı kenetleyerek sallanan bir sandalyeye oturdu.

Şişman adam öksürdü. "Bn. Grim,az önce emlakcınız ile konuştum."

Kadın, "Tümünden haberim var." diye sözünü kesti. "Aaron fikrimi değiştirebileceğiniz düşüncesi ile sizi buraya yollamakla akılsızlık etmiş. Doğrusunu isterseniz amacımın bu olduğuna da pek emin değilim."

"Bayan Grim,sizinle biraz konuşabileceğimi sanmıştım."

Bayan Grim sallanan sandalyesini gıcırdatarak arkasına yaslandı.

"Konuşmak için para alınmaz, ne istiyorsanız söyleyin."

"Evet,haklısınız. " Adam beyaz bir mendille yüzünün terini sildi.

"İzin verirseniz anlatayım. Bir iş adamıyım. Bekarım. Uzun yıllar çalıştım ve iyi bir servet yaptım. Artık dinlenmeyi hak ettim. Yaşamımın sonlarını geçirebileceğim sakin bir yer arıyorum. Burayı sevdim. Bir kaç yıl önce Albany'ye giderken buradan geçmiştim. O zaman bir gün buraya yerleşebileceğimi düşünmüştüm. Bugün kasabadan tekrar geçerken, burayı gördüm. Tam istediğim yerdi."

"Burayı ben de severim, Bay Dill. Böyle oldukça yüksek bir fiyat isteyişimin nedeni de bu zaten."

Dill gözlerini kaldırıp yaşlı kadına baktı. "Oldukça yüksek bir fiyat değil mi? Kabul etmelisiniz ki Bn.Grim, bu günlerde böyle bir ev en fazla..."

"Yeter." diye bağırdı kadın. "Bay Dill bu konuda sizinle kesinlikle tartışmak istemiyorum. Eğer istediğim parayı vermeyecekseniz, üzerinden durmayalım."

"Fakat,Bn. Grim."

"İyi günler Bay Dill."

Adamın da aynı şeyleri yapmasını belirten bir tavırla ayağa kalktı.

Fakat adam kalkmadı.

"Bir dakika bayan,delilik olduğunu biliyorum ama,istediğiniz parayı ödeyeceğim."

Yaşlı kadın uzun süre adama baktı. "Emin misiniz, Bay Dill?"

"Kesinlikle, yeterince param var. Eğer evi satmanızın tek yolu buysa, parayı alacaksınız."

Grim hafifçe gülümsedi.

"Sanırım limonata iyice soğumuştur. Size getireyim.Siz içerken ben de evi anlatırım."

Kadın elinde tepsi ile geriye döndüğünde Dill yine mendille alnındaki terleri siliyordu. Limonatayı zevkle yudumlamaya başladı.

Yaşlı kadın sallanan sandalyesine yaslanırken "Bu ev." diye söze başladı. "1902'den beri aileme aittir.Kasabadaki en sağlam ev olmadığını da biliyorum.Oğlum Michael doğduktan sonra bodrumum su bastı. O günden bu yana da bir türlü kurutamadık. Aaron bazı yerlerin çürüdüğünü de söylüyor.Yine de bu eski evi severim. Bilmem anlatabiliyor muyum?"

Dill,"Evet." dedi.

"Michael 9 yaşında iken babası öldü. Ondan sonra sıkıntılar başladı. Michael belki de benden çok babasını özlüyordu. Çok vahşi ve haşin bir çocuk olmuştu. Liseyi bitirince kasabayı terk edip kente gitti. Çok hırslı bir insandı.Kentte ne yaptığını bilmiyorum. Fakat başarıya ulaşmış olmalıydı. Bana düzenli para gönderirdi."

Gözleri nemlenmişti.

 

"Kendisini 9 yıl görmedim. Dokuz yıl sonra geldiğinde başı dertte idi. Zayıf ve yaşlanmış bir durumda bir gece yarısı çıka geldi.Yanında ufak, siyah bir valizden başka bir şey yoktu. Valizi elinden almak istediğim zaman bana vurdu. Bana, annesine vurdu. Ertesi gün bir kaç saat için evi terk etmemi söyledi. Ne yapmak istediğini açıklamadı. Döndüğümde valiz ortadan yok olmuştu."

Şişman adam gözlerini limonata bardağına dikmiş öylece dinliyordu. "O gece evimize bir adam geldi. İçeriye nasıl girdiğini bilmiyorum. Michael'ın odasından sesler duydum. Oğlumun içinde bulunduğu tehlikenin ne olduğunu öğrenmek istiyordum. Kapının arkasından dinlemeye çalıştım. Fakat yalnızca bağrışmalar tehditler ve..."

Bir an durakladı. Omuzları sarsılıyordu.

"...ve bir silah sesi duydum. " Diye devam etti."İçeriye girdiğim zaman yatak odasının penceresi açıktı ve yabancı gitmişti. Michael'ım da yerde yatıyordu. Ölmüştü. Tüm bunlar bundan 5 yıl önce oldu.Ondan sonra polis bana olanları anlattı. Michael ve tanımadığım o adam birçok suç işlemişler. Bir sürü yerlerden bir kaç milyon dolar çalmışlar. Michael parayı alıp kaçmış. Parayı bu evde, hala bilemediğim bir yerde saklamıştı. Sonra diğer adam hissesini almak için oğlumu arayıp bulmuştu. Paranın yok olduğunu görünce de oğlumu öldürmüştü."

Başını kaldırıp adama baktı.

"İşte o zaman evimi 750.000 dolara satışa çıkardım. Bir gün oğlumun katilinin döneceğini biliyordum. O bir gün gelip fiyat ne olursa olsun evi almak isteyecekti. Bütün yapacağım, yaşlı bir kadının köhne evine bu kadar çok para vermeye razı olacak adamı buluncaya kadar beklemekti."

Sandalyesini ağır ağır sallıyordu.

Dill bardağı yere bıraktı, diliyle dudaklarını yaladı. "Uf!" dedi. Bu limonata çok acı..."

Bakışları canlılığını kaybetti, hafif titreme ile başı, omzunun üzerine cansız bir biçimde düştü.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kayyım uygulaması milletin ortak talebidir
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Onurun 41. Yılı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva