İki polis iki acayip yaklaşım…
Birisi tam bir edepsiz; milli hassasiyetlerden nasipsiz…
Diğeri ise…
İşgüzar!
İsterseniz edepsizden başlayalım…
Olay İzmir’de geçiyor…
Şehit babası Satılmış Çiftçi, oğluyla aynı saldırıda şehit olan aileye ziyarete gidiyor…
Bornova çıkışında kardeşinin kullandığı araç hız sınırına yakalanıyor…
Polisle arasında geçen konuşma içini öyle acıtıyor ki…
Durum haber konusu oluyor…
Bu tür durumlarda hangimiz yapmayız ki…
Ola ki, cezadan kurtulurum ümidiyle…
Küçük bir rica…
Yahut mazeret sunma filan…
Belli ki, Şehit babası de, bu neviden bir şey söylemiş Polis memuruna…
“Şehit babasıyım, bir başka şehidin evine ziyarete gidiyoruz” gibi…
Vay sen misin bunu söyleyen…
Verdiği karşılığa bakar mısınız?
"Bana ne senin şehidinden"
Yaaa…
“Senin şehidin”
Yuh ulan sana milyon defa yuh!
O şehit sadece O’nun şehidi mi?
Senin şehidin dediğin canını vermese, kanını bu topraklara akıtmasa, sen bulunduğun yerde görev yapabilir miydin acaba?
Bu ne rezilane bir tavır!
Buna hiç mi, milli, vicdani, dini değerler okutulmamış…
Yazık…
Bu halde onu mezun edip oralara getirenlere yazık!
***
Bir başkası Diyarbakır Emniyet Müdürü…
O da, tam bir işgüzar…
Bizde bir söz vardır ya…
“Söz bilmez kapına bacana ne yapayım der” diye…
O misal…
Diyarbakır’da göreve başlayınca sözüm ona beylik laflar etmiş; iri iri cümleler kurmuş…
1991 – 96 yılları arasında Diyarbakır’da görev yaptığını ve “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz dediğini söyleyen müdür Bey, sonra da ne anlama geliyorsa, “Ama eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz. Ben bu iki cümle arasında gidip geliyorum” la cümlesini tamamlamış…
Ne bu şimdi.,.
Ölen terörist için kim niye ağlayacakmış…
Ne demek bu şimdi…
Sonra devletin enterne etme işinde de ikircikli bir tutumu varmış…
Eee azizim, o halde…
Ne enterne et ne de ağla…
Çağırın bu güzel çocukları ne istiyorlarsa verin, iş bitsin!
Bir de araya sıkıştırdığı göçmen olma hikayesi var ki…
O da garnitür olarak sürekli sunulur…
İçini doldurma işi muhatabına bırakılır bu durumlarda…
Ayrıntıya girip can sıkmak istemem…
Anlayan anlar!
***
Bu kafa yapıları, bu tarz yaklaşım sahipleri, milli birlik ve beraberliğimiz adına huzursuz ediyor bizi…
Birilerinin bu tiplere millet olma şuuru diye bir ders vermesi lazım…
Emniyet Müdürünün şu laflarına bakar mısınız?
“Kimimiz susarak, kimimiz uygulayarak, kimimiz kaçarak, kimimiz vurarak bu sorunu karşılıklı büyüttük elbirliğiyle. Kendi insanımızla aramızda kocaman sorunlar çıkardık…”
En iyisi uzatmayayım da, hukuki bir karşılığa muhatap olmayayım…
Rabbim milletimizin yardımcısı olsun!