“Vali Sami Bulut’un talimatıyla Orman Bölge Müdürlüğü her yıl Güneydoğu’dan gelen işçiler yerine bu yıl kentte SYDV’den yardım alan ve Türkiye İş Kurumu’na başvuran işsizlere duyuru yaptı. Toplantının ilk bölümünde ağaç dikme ve iş şartları konusunda bilgiler verildi. Günlüğü 25 TL ve yaklaşık 6 ay sürecek işte sigortasız çalıştırılacaklarını duyan işsizler salonu terketmek istedi.”
Bu haberi okuduğumda ne yapacağımı şaşırdım...
Şehrin Vali’si işsizliğin tavan yaptığı bir zeminde, işsizlere iş temin ediyor; ama tepkiyle karşılaşıyor...
Buyur buradan yak...
Haberin içinde var... Ne diyor; sözkonusu işi yapmak üzere Güneydoğu’dan gelenler yerine merkezden, yerinden, yani Erzurum’dan işçi bulma yoluna gidiliyor. Bundan daha güzel ne olabilir...
Yani imkan olsa, belli ki Sayın Vali, kadrolu, yüksek maaşlı iş sahibi de yapacak bu insanları. Ama yok... Yokluk içinden bir imkan oluşturuyor.. Buna rağmen tepkiyle karşılaşıyor...
İnsaf, merhamet...
Yanlış anlamayın, insaf merhamet edecek olan iş beğenmeyenler değil, bizzatihi devlettir...
Nasıl mı? İsterseniz bu durumu yaşanmış bir hikaye ile vuzuha kavuşturalım...
Hacı Bayram Veli ve dervişleri II. Murat tarafından yayınlanan bir fermanla vergiden muaf tutulur. Ancak bu durum Ankara valisinin hiç hoşuna gitmez. Çünkü bütün çiftçiler fermanı duyar duymaz Hacı Bayram'a mürit olmaya koşmuşlardır. Hacı Bayram valinin üzüldüğünü ve çaresiz kaldığını öğrenir. Bütün dervişlerine haber salar, valiyi de çağırır:
- Sevgili kardeşlerim, değerli dervişler! Yüce Allah bana bütün dervişlerimi kendisine kurban etmemi emretti. Kim benim dervişim ise arkamdan gelsin.
Bunun üzerine Hacı Bayram'ın müritlerinden Akşemsettin ile bir de kadın derviş onun arkasından çadıra girerler. Vali meraklı gözlerle olayı izlerken, önceden hazırlanan koyun içeride kurban edildiği için çadırın altından oluk gibi kan akar. Bunu gören binlerce mürit can havliyle koşup kaçar. Herkes dağılınca Hacı Bayram çadırdan çıkar; yanında Akşemsettin ile bir de kadın dervişten başka kimse yoktur. Valiye der ki:
- Vali bey, bu köse ile bu hanımdan başka dervişim yoktur. Gerisinden gerekli vergiyi tahsil edebilirsin.
Hikaye bu...
Bizim olayla ilintisini arif olan okur elbet çözer; ne ki, yazan da muamma değil, malum etmek zorunda...
Vilayetin yapması gereken SYDV’den yardım alanları yeniden gözden geçirmek olmalı...
İnsaf ve merhamet ölçüsünü, iş beğenmeyenlerden değil, eli ayağı tutmayanlardan yana kullanmalı...
Son tahlilde, tufeyli kıvamsızlığındakilere aktarılan kaynaklarda, tüyü bitmemiş yetim hakkı vardır.
Valimiz Erzurum merkezli düşünen ve Erzurumluya hizmeti esas alan bir yönetici... Bu tavrı, icraatlerine yansıyor... Milletin takdir duygularını biliyor, duyuyoruz... Bu duygular yoğunlaşsın ve perçinlensin derse Sayın Vali, dervişin sahtesiyle hakikisini mutlaka tefrik etsin... Bu hem halka hem de Hakk’a yakın olmanın en kestirme yoludur.