Önünden her geçtiğimde fena halde rahatsızlık duyduğum bir mezar var…
Ulu Camii’nin hemen yanı başında…
Bir arabanın zor geçtiği daracık sokağa sıkıştırılmış bir mezar…
Çok çok önemli ve mübarek bir şahsiyete ait…
Papuçlu Kadı’ya…
Mezar demirden örülmüş bir muhafaza içinde…
Ama, öylesi iğreti öylesi sahipsiz bir görüntü içindeki…
İnsanın içini acıtıyor…
Papuçlu Kadı kelimenin tam anlamıyla Allah’a yakin elde etmiş bir zat…
Görüntü itibariyle, fevkalade mütevazı olması…
Kılık kıyafete önem vermemesi, girdiği meclislerde kabul görmemesine sebeptir…
Ama, sonrasında…
***
İsterseniz bununla ilgili yaşandığı söylenen bir olayı anlatayım da kimliği ve kişiliğiyle ilgili tarifimiz netleşsin…
Derler ki; Papuçlu Kadı Erzurum’a tayin olup şehre gelince bir karşılama töreni yapılır…
Adettir ya…
Günümüzde de, Vali’ler, Kaymakamlar için bu gelenek devam etmektedir…
Kendisini meslektaşları, önde gelen din adamları ve çok sayıda vatandaş karşılar…
Ancak, üzerindeki kıyafetlerin döküntü oluşundan dolayı gelenlerin bir kısmı kendisini küçümserler, ciddiye almazlar…
Hatta, işi öylesine ileri götürenler olur ki, dalga geçer mahiyette sorular dahi soranlar çıkar…
Bunu yapanlardan birisi de Ova köylerinde oturmaktadır…
O yıl da Ova’nın ortasından geçen karasu öylesine coşar ki, bütün ovayı su basar…
Çekilen sulardan sonrada kurbağa’dan geçilmez bir hal alır…
Çare arayan halk, ne yaparsa bir türlü çözüm bulamaz…
Ve.. İşi Kadı Efendiye götürüp yardım talebinde bulunmaya kadar vardırırlar…
***
Kadı Efendi de, gelenleri dinler ve istifini bozmadan, papucunu uzatır ve…
“Bunu götürün, kurbağaların yoğun olduğu bir yere koyun ve sesli bir biçimde, ey kurbağalar sizi Kadı’ya şikayet ettik, o da papucunu gönderdi ve halkı daha fazla rahatsız etmesinler diye buyruk gönderdi, dersiniz” diyor…
Köylüler, söylenenlerden tatmin olmazlar; ama…
Denize düşen yılana sarılır misali, mecburen söyleneni de yaparlar…
Görürler ki…
Papucu bıraktıkları andan itibaren kurbağalar görünmez oluyor, rahatsız edici seslerinden eser kalmıyor…
Bu olay üzerine de Kadı’nın çok mübarek ve muteber bir zat olduğunun farkına varıp, gereken tazim ve hürmeti göstermeye başlarlar…
Adı da, halk arasında böylece “Papuçlu Kadı” olarak kalır…
***
Yaşadığımız muhitlerde benzeri çok insan vardır…
El’an yaşayan veya ahirete irtihal eden…
Maalesef çoğu kere görmeyiz, dalgaya dahi alırız…
Tıpkı Papuçlu Kadı gibi…
Allah gözümüzü gönlümüzü açsın İnşaAllah…
Başta da, kamu adına görev yapanların…
Ki…
Her gün önünden gelip geçtikleri şu mübarek zatın mezarına özen gösterip, derme çatma halden kurtarsınlar…