Bize has bir hususiyet var…
Sızlanma, yakınma…
Genelleme elbet doğru değil de…
Çoğunlukla bu hal üzereyiz…
Her şeyden şikayet ediyoruz…
Kış gelir soğuktan, yaz gelir sıcaktan misali…
Toplumsal hayat için geçerli olan bu durum, bireysel yaşantımızda da ayniyle vaki…
Eşimizden, işimizden, çocuğumuzdan…
Sebep?
“Hayatı bir dayanakla götürmek!”
Dışarıdan yardım…
Kendi başımıza sorunların üstesinden gelme gibi bir alışkanlığımız yok…
Bu durum yıllar yılı böyle devam etmiş…
Eskilerden öğrenip, yenilere de öğretiyoruz ki…
Değişmiyor…
Bunun adına öğretilmiş çaresizlik diyorlar…
Halbu ki…
Kendi haline bırakmak, yol töreyi el yordamıyla, düşe kalka öğretmek de bir yöntem…
Hem öyle ki…
Kalıcı ve kaliteli de…
İsterseniz meramımızı bilindik bir hikayeyle açıklayalım…
Erzurum’da yaşanmış bir hikaye…
Tortum’da…
***
Günlerden bir gün, adamın birinin eşeği, kuyuya düşmüş.
Niye düşer, nasıl düşer sormamak lazım…
Eşek bu.
Düşmüş işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm.
Hayvan saatlerce acı içinde kıvranıyor…
İnliyor kendi dilinde.
Sesini duyan sahibi gelip bakıyor ki vaziyet kötü.
Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor.
Üstelik yaralanmış.
Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırıyor….
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kalıyor.
Sonunda karar veriyorlar ki…
Kurtarmak için çalışmaya değmez.
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atıyorlar…
Zavallı hayvan da, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döküyor.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseliyor ve sonunda yukarıya kadar cıkmış oluyor…
Köylülerin ağzı açık bakakalıyorlar…
***
Hikaye bu…
Ders çıkarmak lazım…
Hayatın üzerimize attığı toprağı çamuru nimet bilmek de yarar var…
Yapmamız gereken sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır…
Bulunduğumuz yer kör bir kuyu olsa da…