Yine yüreğimiz yandı; milletçe acıdan kavrulduk…
17 Vatan evladını daha kaybettik…
Görünen, bir kaza…
Ama, arka planı belli…
Hainlerle mücadele edilirken veriliyor bu kayıplar …
Rabim şehitlerimizi ve aziz hatıralarını unutturmasın…
Daha acı olanı…
Her fırsatta dile getirdiğimiz içimizdeki namussuzların yaklaşımları…
Daha ziyade matbuta sızmışlar…
Demokrat kılıfında melanetlerini sürdürüyorlar…
Bu günlerde Vatan hainlerinin başlattığı açlık grevine destekle meşguller…
Şehitlerden zerre bahsetmiyorlar…
Ne yazılarında ne ağızlarında şehit kayıpları yer almıyor…
Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu bu durumu güzel kayda geçmiş…
Diyor ki…
“Birilerinin kulağı cezaevlerinde..
"Açlık grevlerinden ölüm haberi gelecek mi" diye, dikkat kesilmişler..
Sabah akşam, cezaevinden haberler aktarıyorlar..
Ölüm sınırına gelinmiş de.. Artık ölüm haberleri gelebilirmiş de..
Onlar, hükümete şantaj yapmak için açlık grevine yatanlara kulaklarını versinler..
Bizim dikkatimiz ise, PKK'ya karşı operasyonlarını sürdüren güvenlik güçlerimizde.
"Aman kayıp vermeyelim" duası ile oturuyoruz, aynı dua ile kalkıyoruz.
Medyanın % 80'i cezaevlerindeki açlık grevlerini tartışıp, ordan üzüntülü bir haber gelmemesi için, hükümetin acil tedbir alması gerektiğini belirterek baskı kurmaya çalışırken..
Maalesef güvenlik kuvvetlerimiz 17 şehit verdi.
17 şehit verildiği saatlerde, Almanya'dan Ece Temelkuran'ın "Ölümleri izlemek utanç verici" sözlerini geçiyordu, ajanslar..
Evet, Temekuran'ın olmayan ölümler için söylediği "İnsanlar göz göre göre ölüyorlar" sözü, açlık grevlerinde olanlar içindi.
Ama aynı saatlerde gerçekten ölenler vardı..
Onların ölümünü utanmadan izleyen ahlaksız gazeteciler vardı..
Açlık grevi yapan teröristlere destek verip, "Hükümet kulak vermeli" diyerek, gündem oluşturmaya kalkan…”
Öyle…
Hainlik bu ya…
Haysiyetsizce işlerini yapıyorlar…
Karahasanoğlu’nun çok yerindeki ifadesiyle, bir şehit babasının acılı yüreğiyle yaptığı sitemi anında manşetlerine taşıyorlar…
Bunlara yuh filan demiyorum…
Bunlar açıkça, bölücü hainlerle işbirliği halindeler diyorum…
***
Hükümete de sözümüz var…
Lütfen!
Taviz vermeyin…
Hain cenahın bekledikleri bu…
PKK’lısından Ulusalcısına…
İstedikleri, geri çekilmemiz…
Uludere’de yaşananlar sonrası verilen ara, terörü hangi noktalara taşıdı birlikte yaşayıp gördük…
Şimdi bu menfur olay sonrası da, böyle bir beklenti içine girebilirler…
Ama tam tersi yapılmalı…
Bir değil bin mücadele…
En marjinal noktalara getirinceye kadar ne gerekiyorsa o yapılmalı…
Bunu, birinci derecede Kürt kardeşlerimizin huzuru için yapmalıyız…
Bu arada da, içerdeki esbaplı şeytanları afişe etmeliyiz…
Demokrat numaralarıyla ne tür hinlikler yaptıklarını, milleti bölüp parçalamanın dışında hiçbir emel taşımadıklarını, yabancı servislerle nasıl halvet olduklarını tek tek deşifre etmeliyiz..
Çare budur!
Ne zamanki, eşkıya takımı marjinalleşir…
O vakit…
İnsanımızın arzu ettiği ne varsa…
İnanç hürriyeti adına…
Yıkıcı ve bölücü olmayan bütün özgürlükler adına…
Hepsini bir bir yerine getirmeliyiz.
Bu arada da, tez elden idam hükmünün yeniden geri getirilmesi de sağlanmalı…
Bu noktada Büyük Birlik Partisinin çok net ve samimi bir duruşu var…
Onların tekliflerine kulak verilmeli…
Gereken yapılmalı…
Milletin beklentisi budur…
Vasselam...