ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
‘Öğretmenler Günü Kutlu Olsun’
‘Öğretmenler Günü Kutlu Olsun’
 Trendyol 1. Lig: Gençlerbirliği: 1 - MKE Ankaragücü: 0
 Trendyol 1. Lig: Gençlerbirliği: 1 - MKE Ankaragücü: 0
Trendyol 1. Lig: Y.Malatyaspor: 1 - İstanbulspor: 4
Trendyol 1. Lig: Y.Malatyaspor: 1 - İstanbulspor: 4
Trendyol 1. Lig: Boluspor: 1 - Şanlıurfaspor: 0
Trendyol 1. Lig: Boluspor: 1 - Şanlıurfaspor: 0
ATAUNİV’de milli teknoloji atılımı
ATAUNİV’de milli teknoloji atılımı

İslamhan Bulutlar

Said Nursi Hazretleriyle ilgili çıplak gerçek!
27 Aralık 2012 Perşembe

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz çok değerli bir çalışmanın altına imza attı…
Uzun yıllara yayılan çalışmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaşan Hocanın, elde ettiği belgelere göre Said Nursi Hazretleri, Kadiri tarikatının kurucusu Abdülkadir Geylani'nin öz torunu çıkıyor.
Akgündüz sıradan birisi değil… Bu konuda ehliyeti, liyakati tescilli bir isim. Aynı zamanda da Hollanda Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü… Konu çok önemli olduğu için bu gün bütün sütunumu bu çalışmaya ayırmak istiyorum…
İsterseniz öncelikle söz konusu belgelere nasıl ulaştığına bakalım…
Hoca diyor ki…
"Bediüzzaman hazretlerinin muübarek neslini Osmanlı Arşivleri ve İstanbul Müftülüğü'nde bulunan Nikabet'ül-Eşraf belgeleri arasında bulmaya çalıştık. Bitlis ve Hizan'daki nüfus ve tapu kayıtlarını tamamen inceledik. Ancak istediğimiz neticeye ulaşamadık. Daha sonra bir ara Bitlis'in de Musul'a balı kaldığını hesaba katarak ve de Osmanlı döneminde mevcut Nakib'ul-Eşrafların aynen devam ettiğini öğrenerek himmetimizi Irak'a çevirdik. Kıymetli Kardeşim Adnan Budak Beyin de gayretleriyle Üstad'ın şeceresi ile belgeye aylar sonra Üstad'ın dedelerinin mezarlarının bulunduğu Sincar'a bağlı Hıyal Köyü yakınlarında oturan ve çok kıymetli bir tarihçi, araştırmacı ve neseb ilmi mütehassısı olan Dr. Mahmud Said Bey vasıtasıyla ulaşmış olduk.
Biraz sonra vereceğimiz bilgilerin temelini oluşturan, ama Osmanlı Arşiv Belgeleri ve özellikle Tapu-Tahrir Kayıtlarıyla teyid edilen bu şecerenin yazılış tarihi 1935'lere varmaktadır. Zira Şecereyi kaleme alan Hamed el-Hiyali 1937'de vefat eylemiştir. Şecereyi tasdik eden Nakib'ül- Eşraf ise 1935'de o görevi yürütmektedir.
Bu şecereyi hazırlayan Üstad'ın babası tarafından mensup olduğu Sadat-ı Hıyaliyyin aşiretinin reisi Hamed el-Hıyali'dir. Bu zat Sadat-ı Hıyaliyyin'ın Bu-Hüseyin El-Bekr dalına müntesiptir. Hazırlamış olduğu şecereyi tasdik eden Nakib'ül-Eşraf Abdulfettah ed Bedreddin, 1935 tarihinde Musul Nakib'ul- Eşrafıdır. Daha önce Trablusşam Nakib'ül-Eşraflığını da yapan bu zat, Sadat-ı Hıyaliyyin'in Al-i Za'bi kolundandır ve Ali Bekkar ez-Za'bi'nin torunudur. Şecerede ayrıca Versan Halid el-Hadidi, Hüseyin es- Sumayda'i ve benzeri şahsiyetlerin de mühür ve tasdiki bulunmaktadır."
***
Bu noktada önemli bir takım eleştiriler de yapılıyor Ahmet Akgündüz’e…
Bir insan hem Kürt hem Seyyid nasıl olabilir diyenlerden tutun da, Said Nursi Hazretlerinin kendi seceresiyle ilgili gerçeği niye açıklamadığına varıncaya kadar…
Cevapları şöyle veriyor…
İsterseniz önce hem Kürt Hem Seyit olunmaz iddiasına verdiği cevaba bakalım…
"Mektubat'ın büyük bir kısmının yazılmasına vesile olan, vefatına kadar Risale-i Nur'a büyük bir ihlas ve sadakatla hizmet eden merhum Albay Hulusi Yahyagil'e, ziyaretlerinin bir defasında, "Kardeşim, sen de ben de sadattanız (seyyidlerdeniz.)" dediğini görüyoruz. Emirdağlı Mehmet Çalışkan'ın anlattığına göre, Osman Çalışkan'ı yanına çağırır ve "Kardeşim ben hem Haseni- yim, hem de Hüseyniyim... Ahmed Feyzinin bütün söylediklerini kabul ediyorum. Haydi git!" der. Evet, Bediüzzaman'ın Kürt olması seyyidliğine engel değildir. Doğuda öyle aşiretler vardır ki Kürt oldukları halde bütünüyle seyyiddirler. Çünkü nesiller fetihler, göçler, farklı evlilikler sebebiyle zamanla dünyanın değişik yerlerine dağılmış, karısşmışlardır. Mesela Abbasilerin yanlış tutumlarına tepki gösterdikleri için o günün tabiriyle Kürdistan bölgesine birkısım Ehl-i Beytin göç ettikleri bilinmektedir. Bediuzzaman'ın dedelerinin de bu göç esnasında buralara gelip yerleşmeleri sözkonusudur. Nitekim Bugün Mardin'deki Arvasiler, Hakkari'deki Ahmediler ve Muş'taki Nehrilerin Ehl-i Beytten oldukları düşünülürse Kürt olmanın ehli beytten olmaya engel olmadığı açıkça görülür."
***
Seyyidliğin niçin gizlendiğini ise şöyle açıklıyor…
"Çünkü seyyidlik konusunda Bediüzzaman'ın kendisini öne çıkarması Mehdi olduğu iddiası olduğunu gündeme getirecekti. Toplumda Mehdi hakkında öylesine bir imaj yerleşmiştir ki, o sanki harikulade özelliklere sahip bir kimsedir. Bir çırpıda zulme gömülen dünyayı düzeltecek, hakkı, adaleti tesis edecek, kurtla kuzuyu barıştıracak, birden Sünnet-i Seniyyeyi yerleştirecek, şeriatı hakim kılacak... Ve bunları iman, hayat ve şeri'at hakikatleri çerçevesinde gerçekleştirecek. Bu durum gönlü kırık, morali bozuk bir kısım müminlere büyük bir ümit ve teselli kaynağı olurken, birçoklarına da aradıklarını bulamamanın, görememenin ezikliğini de yaşatabilmektedir.
Bu ve buna benzer bir kısım hikmetler sebebiyledir ki Bediüzzaman kendini, seyyidliğini her zaman mevz-u bahis etmemiş, Risalelerde ise bu konu hakkında kesin ifade kullanmamıştı. Afyon Mahkemesi müdafaasında "Hiçbir vakit böyle haddimden yüz derece ziyade hallerde bulunmamışım" diye cevap vermiştir."
Başlarken de söylerdik ya… Çok önemli çalışma… Rabbim Akgündüz Hoca’nın beynini, zihnini daimi sağlık üzere kılsın…
 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 2 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ERZURUMLU 28 Aralık 2012 Cuma  10:52

Üstad hz.lerinin seyyid olup olmadığı yada peygamber neslinden geldiğinin isbatından çok eserlerinde neler yazıp neleri haber verdiğini yaşarken nelere tenezzül etmeyip elinin tersiyle ittiğini dünyaya bir katre değer vermediğini ve onca baskı hapis ve takibat zülmüne rağmen hak yolundan bir zerre dönmediğini bırakın sevenleri düşmanlarının bile hakkını teslim ettiğini cümle alem bilir söyler. peki bugün onun yolunda gittiğini iddia edip dünyalığa tapanları hak-hukuk ve edep gözetmeyen ama ağzından üstadı düşürmeyen zavallılara ne demeli Alvar imamı hace Muhammed lütfi efenin sözüyle.. uyanın "Allah intikam eder"......

Yorumu oyla      9      6  
27 Aralık 2012 Perşembe  14:31

Elbette soy ile övünmek doğru değil, ama bilim insanlarının da bazı gerçekleri açığa çıkarmak için çalışması her türmlü takdirin üstündedir. Ahmet Akgünz Bey'i tebrik ediyorum.

Yorumu oyla      8      7  
Ahmed Ümid 27 Aralık 2012 Perşembe  14:06

Benim için hiç de sürpriz değil. Böylesine kalp gözü açık bir mürşidi kamilin soyu başka nereye çıkabilir ki. Gerçi hepimiz Hz. İbrahim'in milletindeniz ve bütün müminlerin ortak atası O... Allahümme Salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina MUHAMMED!

Yorumu oyla      8      6  
Konuk 27 Aralık 2012 Perşembe  13:57

SOY NE İŞE YARAR ki TAKVA OLMAYINCA ( HUD Süresi) (Nûh), "Binin ona. Onun yüzüp gitmesi de durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." dedi.﴾41﴿ Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna, "Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma" diye seslendi. ﴾42﴿ O, "Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım" dedi. Nûh, "Bugün Allah'ın rahmet ettikleri hariç, onun azabından korunacak hiç kimse yoktur" dedi. Derken aralarına dalga giriverdi de oğlu boğulanlardan oldu.﴾43﴿ 44. Nûh Rabbine seslenip şöyle dedi: "Rabbim! Şüphesiz oğlum da âilemdendir. Senin va'din elbette gerçektir. Sen de hükmedenlerin en iyi hükmedenisin." ﴾45﴿ 45. Allah, "Ey Nûh! O asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O halde hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim" dedi. ﴾46﴿

Yorumu oyla      9      4  
Öyle mi? 27 Aralık 2012 Perşembe  10:15

Sayın Pr.Dr Akgündüz bir Kürt köyüne gelin giden EHL İ BEYT'ten herhangi birisinin o köyün tamamının SEYYİD ünvanı almasına sebep olduğunu çok iyi biliyor.Bugün Türkiye de binlerce SEYYİD ünvanlı Kürt kişinin olmasını nasıl açıklayabilir?Ki Kürtler Arap değildir.

Yorumu oyla      8      5  
kaleli 27 Aralık 2012 Perşembe  09:23

sizden de Allah razı olsun ki bizi böyle bir çalışmadan haberdar eylediniz.

Yorumu oyla      7      6  
Cahit 27 Aralık 2012 Perşembe  09:12

Boyle mubarek bir zat ancak boyle bir soydan gelebilir zaten.

Yorumu oyla      8      8  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kayyım uygulaması milletin ortak talebidir
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Onurun 41. Yılı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva