ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Trendyol 1. Lig: Ankara Keçiörengücü: 4 - Manisa FK: 0
Trendyol 1. Lig: Ankara Keçiörengücü: 4 - Manisa FK: 0
ERSANDER’den Öğretmenler Günü etkinliği
ERSANDER’den Öğretmenler Günü etkinliği
Özden: ‘Mesleklerin en kutsalı öğretmenliktir’
Özden: ‘Mesleklerin en kutsalı öğretmenliktir’
Tanfer: ‘Eğitimin kahramanları öğretmenlerimizdir'
Tanfer: ‘Eğitimin kahramanları öğretmenlerimizdir'
Özcan’dan Öğretmenlere vefa
Özcan’dan Öğretmenlere vefa

Baki Gezmiş

Özlenen kadife eldivenli, demir yumruklu devlet!
2 Mayıs 2013 Perşembe

Hep söylenir ya, rahmetli Sakıp Sabancı mal varlığını dile getirirken, “ Benim olan sadece devletin bağladığı emekli maaşı” demiş…
Düşünsenize milyar dolarlık serveti değil de, devletin bin lirasını önemsiyor…
Şuur altına yerleşmiş yüksek bir kavramdan ötürü…
“Devlet”…
Millet olarak bizim genlerimize işlemiş…
Öyle olduğu için yıllar evvel Dede Korkut, “Baba malından ne fayda, başta devlet olmasa” diyor… 
Dün 1 Mayıs’tı…
Her sene olduğu gibi yine ortalık karman çorman oldu…
Eline taşını sopasını alan sokağa çıktı…
Ortak düşman “Devlet”ti…
Vurun abalıya misali…
Ders alan yok!
“En az hükmeden en iyi hükümettir” diyenlere göz yumarak, hak vererek bu hale geldik…
Oysa rahmetli Atatürk’ün tespiti ne kadar önemli…
“Devlet iradesi işlemez olursa, kişilerin hürriyetini koruyacak hiçbir kuvvet kalmaz” diyor…
***
Ağzını her açan demokrasiden bahsediyor…
Özgürlük naraları atıyor…
Vurana, kırana, yıkıp yok etmek isteyene özgürlük!
Demokrasiden kasıt bu…
Halbuki, bilge insanlar yüz yıllar öncesinden “Korkuya yer vermeyen bir devlette, kanunlar hiçbir zaman gerekli saygıyı görmezler” diyor…
Maalesef içinde bulunduğumuz durum tam da bu hali ifade ediyor…
Müsamaha, hoş görü, iyi niyet, görmemezlikten gelme…
Sonra…
Önü alınamaz bir yıkım süreci…
“Bir devleti kurmak için bin sene ister, yıkmak içinse bir saat yeter” diyenlere kulak verecek devlet adamı aranıyor…
Kaldı ki…
Sükut edenlerin, devlete, hükümete bağlı olanların hakkı, hukuku yok mu?
Koca İstanbul’da yüz binlerce insan dün evlerinden çıkamaz hale getirildiler…
Kim tarafından?
Demokrasi, özgürlük havarisi terörist ruhlu birkaç bin kişi tarafından!
Sağcı, solcu aklı selim sahibi herkes feveran ediyor…
“Ya devlet başa ya kuzgun leşe” diye…
***
Eflatun “Bütün devletler hazımsızlıktan ölür” diyor…
Abartılı müsamahadır söz konusu olan hazımsızlık!…
Kimse ifade özgürlüğüne karşı değil…
Ancak, ötekinin değerlerine hakaret, küfür nasıl olur da “ifade özgürlüğü” sayılır, aklımız almıyor…
İpin ucunu kaçırmamak lazım…
Terör hempası tiplerin önü açıldıkça düzen bozuluyor; düzen alt üst olunca da habire kanun çıkarılıyor…
Oysa, tarihi hakikatlere göz atmak en doğru ve kestirme yol…
O yana bakınca, devlet yapısına paralel işleyen bir hal görüyorsunuz...
Bozgun arttıkça kanun sayısı da çoğalıyor…
Tıpkı içinde bulunduğumuz hal gibi…
76 milyon’un en az 75 milyonu devletten devlet gibi yaklaşım bekliyor…
Tavizsiz işleyen bir hukuk nizamı…
Kıranı, dökeni hoş görmeyen…
Muti olanları sahiplenen bir devlet…
Umarız, işiten olur; gereği yapılır…
Umarız!
 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ejder tepesi 2 Mayıs 2013 Perşembe  10:31

Sayın Yazar !.. Yazdıklarınız için teşekkür ederiz.Tüm tespitleriniz doğru,gönülden katılıyoruz.Bir de madalyonun öteki yüzüne bakmak lazım.1 Mayıs,1923 yılında İşçi Bayramı ilan edildi.1 Mayıs 1935'de de Bahar ve Çiçek Bayramı olarak ilan edildi. 1981 yılında,Milli Güvenlik Konseyi,tatil günü olmaktan çıkardı. Ne de iyi oldu.Amma ne oldu ki tam 18 yıl sonra,AK Parti hükümeti 22 Nisan 2009 yılında,1 Mayıs'ı tekrar tatil ilan etti? Bu ülkede 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen var.Neden 24 Kasım tatil günü ilan edilmez de 270 bin işçi için,1 Mayıs, tatil edilir,kutlama yaptırılır,bu teröristler de her yeri savaş alanına çevirirler? Artık o, kapalı statükocu,vesayetçi ekonomilerin,işçileri birer paravan, sendikaları da kendilerine hizmet ettirmek için,hazır kıta ve itici birer güç olarak kullanmaları bitti ve sona erdi.Artık teknolojinin bu döneminde insan gücü hemen hemen bittiği için,işçiler de onların bayramları da bitti.Eskiden bir kanal açmak için,50-100 işçi,ellerinde kazma küreklerle günlerce çalışırlardı.Şimdi bir kepçe ve operatörü bu işi bir kaç saatte yapıyorlar.Düşününüz artık mezarları dahi kepçeler eşiyor.Fabrikalarda bir robot artık bir kaç yüz işçinin işini yapıyor. Tarımda bir taktör,bir biçer döver eskiden yüzlerce işçinin,günlerce yaptığı işi bir kaç satte daha iyi yapıp bitiriyor.İmalat sanayiinde,bir kişi,teknoloji sayesinde,her türlü işi mükemmel yapıyor.Bütün bunlar olurken artık işçiyi de bayramını da kaldırıp atınız.Hükümet de iki yüzlü davranıyor.Madem dün işçi bayramı idi ise, nedenkamudaki işçilere tatil oldu,onlar da yandaşlarıyla her yeri yakıp yıkıp savaş alanına çevirdiler de özel sektörde çalışan işçilere devlet neden tatil yapmadı?Kamudakiler öz,zemzem suyuyla yıkanmış, gökten zembille inmiş,kutlu insanlar mıdır da zavallı özel sektör işçileri,herhalde, acaba insan değiller mi veyahut da insan yerine konulmuyorlar mı?Bu ne riyakârlıktır. Bu riyakârlığa hükümet derhal son vermelidir.Bu ikiliği kaldırmalıdır.Daha doğrusu bu 1 Mayıs'ı bayram ve tatil olmaktan çıkarılmalıdır.Bu ülkede demokrasi her yerde her konuda var veya dört dörtlük müdür ki hükümet,1 Mayıs'ı bayram ve tatil ilan etmekle demokrasi havarisi kesiliyor? Bütün bunlar sözde şirin görünmek ve Aşil'i topuğundan vurmaktan başka bir şey değildir. İşçinin emeği,alın teri var da ter,koku, affedersiniz osu... kokusu içerisinde sınıfa giren,45 dakika ayakta tebeşir tozu yutan,öğretmenin alın teri,emeği yok mu?Röntgenin başında o radyolojik ışınları yutan teknisyenin ve bedeni ile çalışan tüm insanların emeği ve alın teri yok mu? Artık bu işçi hikayesi kaldırılmalıdır.Devletin bunlara ödediği o yüklü miktarlara son verilmelidir.Bu,aç,susuz,fakir,fukara,gureba o soğuklarda tir tir titreyen zavallı fakirlerin,saçı bitmemiş yetimlerin, ölmeyecek kadar buldukları az bir rızıkla yaşayan miskinlerin,ezilmişlerin, sesini duyuramayanların,güçsüzleştirilmişlerin,bî-tâb düşmüşlerin hakları, yata yata maaş alan bu işçilere ve diğerlerine artık yedirilmemelidir.Bu büyük bir vebaldir.Bu sömürüye artık son verilmelidir. Selamlar.

Yorumu oyla      9      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kayyım uygulaması milletin ortak talebidir
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Onurun 41. Yılı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva