Akademik unvanları ismin önüne koymayı oldum olası itici bulmuşumdur…
Şu aralar sıkça rastlıyoruz…
Belediye başkan aday adayları yapıyorlar…
Hoş milletvekili aday adayları, hatta adayları hatta hatta milletvekilleri de yapıyorlar ya…
Hepsi çirkin ve sevimsiz…
Zira…
Bunların kullanılacağı zeminler farklı olmalı…
Mesela, bir bilimsel makalenin altına şık düşer…
Dahası..
Bilimsel olmayan ama, ihtisas alanıyla ilgili bir yazının altında da fena durmaz…
Veya…
Uzmanlığıyla ilgili bir panel, söyleşi filan buralarda anlamlı durur!
Ama…
Dr. bilmem ne deyip ortaya çıkmak bir bakıma toplumsal algıya hitap anlamına geliyor ki…
İçinde aldatma ameliyesini de barındırıyor…
Bir Avukatın unvanını kullanması ile bu durum farklı…
Yahut mühendis, diş hekimi, muhasebeci ya da doktor!
Bunlar pekala bu mesleki tarifleri kullanabilirler…
Bunda bir beis yok!
İtirazımız akademik ünvana…
Adam iktisat alanında doktora yapmış…
Ya da…
İlahiyat sahasında…
İlk işi bir kartvizit bastırıp Dr. filan oğlu filan yazdırmak!
***
Bu kartvizit sahiplerinden bir çoğuna pratisyen mi uzman mı olduğuna dönük soru yönelten sayısı hayli fazladır.
Kasıtlı değil…
Hakikaten tıp doktoru sanarak…
Öyle ya…
Doktor dediniz miydi anlamamız gereken tebabet tahsilidir.
Ötesi…
Fakültesinde ve yukarıda kayda geçtiğimiz sınırlı alanlarda kullanılır.
Kaldı ki…
Bununda cılkı çıkmış vaziyette…
İnternetten kayıtla alınan doktora belgelerinden tutun da…
Profesörlük titrine varıncaya kadar yığınla gülünç hal var.
***
İşin ehli olanlar, Avrupa’da, ABD ‘de bu unvan sahiplerinin doktora dışındaki payeleri kullanmadıklarını da söylüyorlar…
Yani, adam sosyoloji sahasında profesör olmuş; ama, sadece doktor unvanını kullanıyor…
Yanlış anlaşılmasın kıskandığımız yok!
Tam tersi…
Önemsediğimiz, saygın bulduğumuz için yazıyoruz…
Öyle ya…
Bir kavram uluorta kullanılır hale geldikçe kıymeti kalmıyor…
Amiyane ifadesiyle müptezel duruma düşüyor…
O halde…
Yıllar yılı emek verip bu payeleri elde edenler herkesten evvel bu hale dikkat etmeliler…
Çarpıcı bir örnekle olayı netleştirelim…
Siyaset heveslisi bir arkadaş…
Boylu poslu, eskilerin değimiyle “kelle kulak” yerinde…
Bir seyahat esnasında tanışıyoruz…
Ticaret yaptığını söylüyor
Kartvizit uzatıyor…
Dr. filan…
“Hangi alanda doktora yaptığınız” diye sorunca…
“İktisat” cevabını alıyoruz…
“Ya öyle mi?, doktorayı nerede yaptınız?” sualimize karşılık…
“Hacettepe” cevabı geliyor!
“Yüksek lisans???” diyoruz ardından…
Verilen cevap ilginç…
“O ne ya!…”
Sonra ortaya çıkıyor ki…
Bu arkadaşımız lise mezunu…
Üniversite filan görmemiş…
Ama…
Doktora diploması hakikaten var…
Üstelik ABD’den…
Bilmem anlatabildik mi?