Müslüman mütefekkirle Hıristiyan bir yazar ortak bir tesbit yapıp kayıtlara geçiyorlar…
Olmaz mı?
Olur elbet…
Olmayacak olanı göz göre göre yapılan çarpıtmadır…
Utanmadan yapıyor batılı…
Dün yapıyorlardı…
Bugün de, yarın da…
Yapıyorlar; yapacaklar…
Somutlaştıralım…
Pascal’ı aydın kesim tanır, bilir…
Gazali’yi de…
Pascal’la ilgili bir eserde ecnebi “aydınlar” aynen şöyle bir ifade kullanıyorlar…
“Gazali’nin İhyasında Pascal’ın bir cümlesi…”
Şunu demek istiyorlar…
Gazali İhya’da Pascal’dan istifade etmiştir…
Evet aynen böyle…
Oysa…
Gazali Pascal’dan 500 yıl önce yaşamış ve İhya’yı 500 sene önce kaleme almış…
Edepsizliği varın düşünün…
***
Niye böyle bir yazı?…
Garip bir anlayışın pençesindeyiz de ondan…
Dikkatli herkes fark etmiştir…
Hepimizin yakın çevresinde yaşanıyor…
Ne zaman kötü bir durumla karşılaşılsa içimizden birileri hemen yorumu basarlar…
“Bizden adam olmaz!”
Yahut, bir elektronik cihaz aldınız ve arıza verdi…
Yerli üretim ise yandı gülüm keten helva…
“Türk malı değil mi?” der, sinkaf üstüne sinkaf getiririz…
Acayip bir hal…
Kendinden olanı beğenmeme, kendine küfür etme hali…
Bunun psikolojik karşılığı elbet var…
Dikkat çekmek istediğimiz husus, batılı anlayış istediği sakat mantaliteyi öyle ince enjekte ediyor ki…
Bırakın farkında olmayı…
Zokayı yutup, kendi kendimize düşman kesiliyoruz…
Sorgulama, irdeleme yok bizde…
Buna sebep çok da…
En önemlisi yüzlerce yıla yayılan kompleksli halimiz…
Gelişmelere bakılırsa bu halden arınmamız da zor görünüyor…
En azından görünür bir gelecekte…
Karıncanın su taşıması misali kayıt düşelim istedik…
Umarız birkaç kişi de olsa akılda kalır…