Yılmaz Özdil Hürriyet yazarı... Parlak bir zeka... Analitik düşünebilen, “şetanın gör dediğine” projekte olan bir gazeteci...
Dünki yazısında çok ama çok önemli bir hususiyetimizi ele almış.
Gerçi O, bir gazetecinin yaklaşımını konu ederek eleştiri getirmiş.
Biz ise, bu tarz bir duruşun toplumumuzun kahir ekseriyetine hakim olduğunu söylerek durumu ifadeye çalışalım...
İsterseniz önce olayı aktaralım...
Bir Gazeteci, Genel Kurmay Başkanı Başbuğ'un medyayı 'ahlaksızca yayın yapmakla' suçladığı sırada, gerilen ortamı yumuşatmak amacı ile Genelkurmay Başkanı İker Başbuğ'a "Biraz ortamı yumuşatmak istiyorum. Bugün sizin doğum günününüz. Doğum gününüz kutlu olsun" dedi.
Bu hareketin üzerine Başbuğ'un sert bakışları ile karşılaşan Uğur, ortamı yumuşatmak yerine iyice gerilmesine sebep oldu.
Özdil’in eleştirdiği durum bu doğum günü kutlaması oldu...
Özetle: (...) Diyarbakır'da mayın patladı...
9 evladımız şehit oldu...
Şemdinli'de karakol tarandı...
1 evladımız daha şehit oldu...
Genelkurmay Başkanımız elinde lav silahı ile konuştu, "Ahlaksızca yayınlar yapılıyor" dedi. Ahlaksız dediklerinin bazıları o salondaydı... Bir gazeteci "9 evladını şehit vermiş kurumun komutanıyım" diyen Genelkurmay Başkanı'nın doğum gününü kutladı!”
Bu, köle ruhlu olmanın hayata yansıyan fotoğrafıdır... Ve yazık ki, toplumumuzun büyük çoğunluğuna hakim ruh halidir...
Neron Roma’yı yakarken yüksekçe bir yerden keyifle etrafı seyrediyor...
Sonra sıkılıyor ve az sonra yangın altında kalacak kölelerin arasından geçerek etrafı kolaçan ediyor...
Köleler Neron’a büyük bir hayranlıkla bakarak, “efendim doğum gününüz kutlu olsun” diyorlar...
Başbuğ’la Neron’u mukayese asla mümkün değil, kendisini tenzih ederiz... O şerefli Türk Ordusunun bir numarası...
Ancak, benzetmenin köle kısmı bize çok benziyor... Doğum günü kutlaması yapan gazeteciye kızmak haksızlık... Her yanımız bu tiplerle kaynıyor... Mebzul miktarda...
Onların temel felsefesi, “ölen ölür kalan sağlar bizimdir”.. Şehitlerimize rahmet yakınlarına sabırlar diliyoruz...