Biz insanlar "iyi" olmanın peşindeyiz, değil mi? Ama "iyi" derken neyi kast ediyoruz? Şimdi durun, bir düşünün. İyilik deyince aklınıza ne geliyor? Yardımseverlik? Doğruluk? Vicdan? Evet, hepsi doğru. Ama bir de bu işin ilahi boyutu var.
İşte tam bu noktada *İnsan Suresi* devreye giriyor. Sure diyor ki, "İyilik yapacaksan, karşılık bekleme. Yoksula, yetime yardım et, bunu yaparken gösteriş yapma." Yani, gizli kahraman ol! Kimse seni alkışlamasın ama sen içten içe mutlu ol. Çünkü biliyorsun, esas mesele gönülden gelen iyilik.
Bir de sabır var. Hayatın zorluklarına karşı sabırlı olmanın, sıkıntılarda bile doğruyu yapmanın önemini vurguluyor. Öyle "ben sabırlıyım" demekle sabır olmaz! Denemekten, düşmekten, tekrar ayağa kalkmaktan geçer bu iş.
Son olarak da toplumsal meseleler var. Yetimi, fakiri koru. Çünkü toplumu ayakta tutan şey hoşgörü, anlayış, şefkat. Bu üçünü hayatından çıkarırsan ne kalır geriye? Kuru bir kavga, anlamsız bir çekişme. Bizim bugün tam da bunlara ihtiyacımız var: bir araya gelmeye, birbirimizi anlamaya. Etnik ayrımcılıkla değil, birlikle ayakta durabileceğimizi unutmayalım.
Yani demem o ki, *İnsan Suresi* diyor ki: "İyi insan olmak zor değil. Sabret, yardım et, karşılık bekleme, gösteriş yapma." Daha ne olsun?