“Suriye’de yayımlanan Suud El Arap dergisine bir demeç veren Rum lideri Kipriyanu ‘Kıbrıs sorununa Orta Doğu sorunu gibi bir istila sorunudur’ demiş. Kipriyanu böyle diyor ve yalan söylüyor. Kıbrıs sorunu Ada’yı Yunanistan’a bağlamak için başlatılmış bir sorundur. 1955’lerin EOKA’sı bunun için kurulmuştur. ENOSİS’i istemeyen Türkler bunun için öldürülmüştür. 1960’da kurulan Ortaklık Cumhuriyeti’ni Rumlar bunun için yıktılar ve Kıbrıs’ı Yunanistan’a işgal ettirdiler”. 1980 Dr. Fazıl KÜÇÜK
Bazı ülkelerin son dönemde NATO’ya üye olabilme hastalığına yakalandığı biliniyor. Mendil büyüklüğündeki ülkenin de bu hastalığa kısa süreli de olsa yakalandığı biliniyor. İsveç ile Finlandiya’nın hastalığının kısa süre sonra ortalıklardan kaldırılacağı konuşuluyor. Üyelik kararları oybirliği ile alındığından şimdilerde Türkiye’nin terör konusundaki duyarlılıkları nedeniyle bir süre daha bekleyeceklerini kaydetmek gerekiyor. İsveç’in dönem başkanlığında Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ikircikli davrandığının unutulmadığının bilinmesi gerekiyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1960 yılında adı geçen Cumhuriyetin yaşatılabilmesi için bazı güvencelerin de verildiği biliniyor. Üç ülkenin de ortaklık Cumhuriyetinin uzun soluklu olarak varlığını sürdüreceğine inanılarak Garantörlük yapısı kuruluyordu. Bu yapının karşımızdaki unsurun amaçlarını engelleyeceği beklentisi yaygın kanı idi. Buna koşut ortaklık cumhuriyetinin temellerine dinamit konularak iyi niyetle kurulan yapı yıkıldı. 04 Mart 1964 tarihinde BMGK’nin 186 sayılı kararı ile gasp ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti unvanını kullanarak bölge ülkeleri başta olmak üzere çok sayıdaki ülke ile anlaşmalar yaptıkları biliniyor.
Şimdilerde ise adı geçen cumhuriyetin garantörlerinden biri olan İngilte-re’nin bu cumhuriyetle stratejik anlaşma imzaladığı açıklanıyor. Böyle bir anlaşmanın yapılıyor olması Kıbrıs Türklerini dışlamanın ötesinde anlam içerdiği ve dışlandıklarının da kanıtı oluyor. Böyle bir anlaşmanın imzalanıyor olması adı geçen ülkeye altın tepsi içinde sunulan bir nesne oluyor. Bununla yetinmeyen mendil büyüklüğündeki ülkenin Amerika ile de anlaşma imzaladığı belirtiliyor. İmzalanan anlaşma Amerika’nın Eyalet Ortaklığı Programına katıldıklarına ilişkindir. Amerikan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Amerika’nın Rum kesimine askeri eğitim vereceği belirtiliyor.
Rum yönetimi Amerika ile imzaladığı anlaşma ile Savunma Bakanlığı bünyesi içinde Ulusal Muhafız Bürosu Eyalet Ortaklığı Programına da katılacak. Bir süre önce Amerika’nın Rum yönetimine karşı uyguladığı silah ambargosunu kaldırdığı biliniyor. Amerika bu anlaşma ile Irak ve Suriye’de kaybettiği zemini yeniden yakalamak istiyor.
Bu ortamda Bay Nikos Anastasiyadis “Kıbrıs sorununa makul çözüm bulunması için insani açıdan olanaklı olan her şeyi yaptım” dedikten sonra Anastasiyadis, “arzu edilen çözümün yeni bir Bosna Hersek veya yeni bir Lübnan’a bir diğer ifade ile Kıbrıs Cumhuriyetini feshedecek ölü doğmuş bir çözüme yol açmasının olanaklı olmadığını” belirtiyor.
BM’in adadaki temsilcisi olan Bay Stewart ise bu karmaşa içinde çözüm yolunun tıkanmaması için çaba harcıyor gibi yapıyor. Üç ülkede yapılacak olan seçimler tamamlanana dek süreci canlı tutmak istediği anlaşılıyor. Şubat 2023’te Rum bölgesinde Cumhurbaşkanlığı, daha sonraki aylarda Türkiye ve Yunanistan’da parlamento seçimleri yapılacak. Diğer yandan Bay Stewart, Amerikan yönetiminin Kıbrıs’ta çözüme ilişkin mesajlarının olumlu olmadığının tespit edildiğini belirtiyor.
Bu curcuna içinde kendi aramızda uzlaşarak karşımızdakilere ortak bir yanıt vermemiz gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…