Suda boğulmaya yüz tutanın, en son ve tek şansı dibe vurmaktır.
Ayakları kuvvetlice bastırarak yüzeye çıkmak..
Ya da kelimeyi şehadet getirip, ecel meleğini beklemek.
Üçüncü şans yoktur..
Katma değer üretme payı haberi, Erzurum’un dibe vurduğunu öyle güzel özetliyor ki..
Kişi başına bin 60 dolardan üç bin 760 dolara çıkmışız verilere bakılırsa.
Ama eğer Erzurum’a ve halkının yüzde 60’ının durumuna nazar ederseniz farklı tespitler yapmanız pekala mümkün..
Hadi 3 bin 760 dolar oluversin kişi başına katma değerimiz.
26 bölge içinde 21’inciyiz.
Nerede olduğumuzu anlamak için bizden sonraki 5 bölgeye bakmak yeterli..
Erzurum ekonomik bağlamda dibe doğru gidiyor..
Şehircilik ölçeğinde halimiz ortada..
Suyumuz elden gitti, havamızı kaybedeli yıllar oldu..
Şimdi elimizden adımızı taşıyan trenimizi alıyorlar.
Erzurumspor küme düşmeye hazırlanıyor..
İlk genel seçimde altı milletvekiline düşeceğiz.
Kapanan şirket sayısında hızımıza yetişen yok..
Vesaire..vesaire..vesaire..
Öyle ki..
Hani insanlar yaşlanınca hatıralarına sığınır ya..
Onlarla gençleştiğini zanneder...
Öyle olduk..
Eski Erzurum hatıralarıyla avunup duruyoruz..
Ama halde, durumumuz iç karartıcı..
Gelecekte çocuklarınız, torunlarınız anlatacak ne bulacak..
SYDV önündeki kuyrukları mı?
Yardım dağıtımlarındaki izdihamları mı?
Elinden alınan tüm değerlerine karşı sessiz ve çaresiz bir görüntü sergileyen Erzurum’u mu?
Sahi ne anlatacaklar?
Sularının ellerinden alınışına oylarıyla alkış tutanları mı?
Yoksulluktan nefesi kokanların, yöneticilerden zam isterük hezeyanlarını mı?
Ne anlatacaklar?
İçinde sıfatların olmadığı, ama olumsuz fiilleri niteleyen tüm zarfların harcandığı bir hikaye herhalde..
Ve keşkeleri ifade eden edatların yığıldığı hikayeler..
Ecdadın anlatmaya kıyamadığı bir şehri, anlatılamaz hale düşürdüğümüzü..
Siyasetin her şeyden öne geçtiği, insanların partisinin konumu kadar itibar gördüğü bir şehri..
Ya da cemiyetini kaybetmiş, cemaatlerden medet uman bir şehri..
Artık Erzurum’u anlatırken, karşımızdakilerin mimikleri de değişti farkında mısınız?
Erzurum deyince gözleri faltaşı gibi açılıp, yürekleri sevgi ateşiyle yananlar, şimdi dudak bükerek dinliyorlar Erzurum masallarını..
Haldekiler, kendilerini dedeleriyle ifade edip kurtarıyorlar zevahiri..
Sonrakiler ne edecekler?
Kendilerine hizmet edene söven, etmeyeni övenlerden mevzuyu bahis ne olacak?
Bir kilo makarna kadar hatırı olmayan şehir’den..
Vesaire..vesaire..vesaire