KARAKIŞLA birlikte kayma, düşme vakaları arttı.
Sadece endişe o mu?
Asıl korkutan da çatılardan düşen kar ve buz kütleleri.
Meslektaşımız Esat Bindesen’ in fıkrası çok güzel anlatır sorunu:
Adam, Cumhuriyet Caddesinde yürümektedir.
Saçaktan buz, ha düştü ha düşecek.
Karşıdan gelen yabancıyı uyarmak ister.
'Kenara çekil' dese adam belki kurtulacak.
Yabancı ne anlasın.
Bizimki yerel ağızla bağırır:
Ola ola ola...
Tam bu sırada buz, ‘o şaşkın adam’ın kafasına düşer.
İş işten geçmiştir.
Bizimki onun üzerine 'Yazık oldu' dercesine sözlerini şöyle sürdürür:
Olaaaaa...
KAMERA ŞAKASI GİBİ
Bu işin uzmanı muhabirler, kaldırımlar buz tutunca hemen işbaşı yapıyor.
DHA'dan Turgay İpek Çaykara'yı, İHA'dan Ahmet Akbuğa ise Cumhuriyet Caddesini mesken tutuyor.
Sonra birbirinden ilginç görüntüler çıkıyor ortaya.
Düşenler, iki seksen uzananlar, cep telefonuyla konuşmasına rağmen olağanüstü çeviklik göstererek kurtulanlar.
Millet olarak biz de düşene güleriz.
Komedi programı seyreder gibi oluyor.
Gözlerden yaş akıyor.
Televizyonlar, internet siteleri düşenlerin görüntüsünü istiyor.
Ayrıca, kayan ve çarpışan otoların da görüntüsü ilgi çekiyor.
Bu hafta Erzurum'dan Turgay İpek ve Ahmet Akbuğa'nın görüntülerine çok güldük.
ÇATILAR İÇİN ÇÖZÜM ÜRETEN GAZETECİ
Erzurum Gazetesi'nden Mahmut Akdağ, özellikle çatılarda can alan önlemsizlik konusunda adeta döktürüyor.
"Kar yağıyor; eriyen kar buza dönüşüyor…
Çatılardan sarkınca da, bir şekilde ya araçları pert ediyor yahut insanlarımızın ölümüne, yaralanmasına sebep oluyor…
Bu kadar açık ve anlaşılabilir bir durum.
Çözüm teklifimiz de öyle…
Kar ve buz eritme sistemlerinin değişik onlarca tarzı geliştirilmiş, bunlar araştırılsın ve en uygunu şehirdeki her çatıya mecburen uygulatılsın!
Hepsi bu…"
BİRİMİZİN DEĞİL, HEPİMİZİN DERDİ
Bu durum hiç Kış turizm Merkezi, Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'nın yapıldığı Erzurum'a yakışıyor mu?
Belediye Meclisi karar almış, ama uygulama yok.
O meclise, uygulamayanlara ayıp değil mi?
Otomobiller havadan gelen tehlike nedeniyle önemli ölçüde hasar görüyor.
Kayıp, milli servet değil mi?
Her yıl 5 ay boyunca 'çatıdan buz düşecek' endişesi ile yaşamak psikolojimizi bozuyor.
Buz kütleleri insanları öldürüyor, yaralıyor.
Günah, vebal değil mi?
Biz de sorumluluklarını bilen ve yerine getirenlerin yönettiği kentte yaşamak istiyoruz.
Buna hakkımız yok mu?