Öncelikle Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan 'toplu katliam' gibi facia, hepimizin yüreğini açıttı.

Ekmek parası uğruna girdikleri maden ocağından sağ çıkamayanlara Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Sonra da geçiyorum ele aldığım bu haftanın konusuna…

'Hikmet Karaman', Galatasaray eski başkanlarından Adnan Polat’ın isteği üzerine

Erzurumspor’un Süper ligdeki ilk sezonunda teknik direktörlük yapmıştır.
Karaman, 1998 yılında verdiği beyanatta şu öneriye vurgu yaptı:

 1- Erzurumspor futbolcusu, teknik ve idari yönetimiyle de profesyonel olmak zorundadır.

2- Alt yapı sağlam temeller üzerine kurulursa, bu takımı durdurmaya kimsenin gücü yetmez.

Bir süre çalıştı, iz bıraktı ve sonra da istifa ederek ayrıldı.

BİR ADAM, ÇOK ADAM MI?

Horasan eski Belediye Başkanı Dursun Şen, hep iddia eder:

- Bir adam, çok adam.

Durşun Şen'in verdiği örneğe Hikmet Karaman tam uyuyor.

Kayseri Erciyes düşme hattında ve 15 maçta topladığı puan: 12.

On beşinci haftada Hikmet Karaman göreve başlıyor.

Karaman'ın teknik direktörlüğünü yaptığı Kayseri Erciyes, 18 maçta 25 puan topluyor.

Küme düşme hattından  mucize yaratarak kurtarıyor ve tarih yazıyor.

Elbette Karaman gibi 'bir adam, çok adam.'

TAKIMI ATEŞLEYECEK BİR ADAM YOKTU

Gelelim Erzurum Büyükşehir Belediyespor'a.

'Mübarek takım' sanki Üçüncü Lige demir attı.

Dört yıldan bu yana Kahramanmaraş'ta ilk kez çok önemli bir şansı yakaladı.

Ama bu önemli fırsatı 'taca attı.’

Keşke orada bir adam olsaydı ve oyuna müdahale edebilseydi, diye düşündüm.

Maçın sonucu değişmez miydi?

Kenardaki bir adam, yedeklerden lider özellik taşıyan biri, takımı ateşleseydi sonuç böyle mi olurdu?

Onun için "Bir adam, elbette çok adam."

YAVUZ İNCEDAL BİRŞEYLER YAP

Aslında Büyükşehir Belediyespor İkinci lige çıkmak için Batman ile final oynamak istemedi.

Futbolcularda öyle bir heyecan, istek, arzu göremedik.

Sanki amatör bir takım, hata üstüne hata yapıyor.

Kaleci İlker, daha 10'uncu dakikada kornerden gelen topa elini bile kaldırmadı ve rakip yükseldi çaktı kafayı, Hacettepe'yi 1-0 öne geçirdi.

İlk yarıda penaltıdan Mustafa'nın şık golü ile beraberliği sağladık ve ilk yarıyı 1-1 kapandı.

İkinci yarı için savunmada önlem almak gerekmez mi?

İleride sadece Deniz'i bırakmak yeterli olur mu?

56'ıncı dakikada Güner'le galibiyeti yakılıyorsun ama yine aynı tempo.

Bari defansı 'Çanakkale geçilmez' gibi sağlam tut.

Ya orta sahaya, ya da forvete bir takviye al.

Onun için Teknik Direktör Yavuz İncedal'dan "Bir şeyler yapmasını bekliyoruz."

GEÇMİŞ OLSUN

Rakibin her iki yarıda direkten dönen birer şutu var.

Bizim golden beş dakika sonra Hacettepe beraberliği sağlıyor.

Maçın ‘kırılma anı’ da 84'üncü dakika.

Büyükşehirli bir oyuncu kırmızı kart görüyor, takım 3-2 yenik duruma düşüyor.

İşte bu dakikada 1-2 önemli değişiklik yapılsa, belki skor değişecek.

İncedal ne yapıyor?

Fatih Arat gibi deneyimli ve başarılı bir golcüyü 87'inci dakikada oyuna sürüyor.

Geçmiş olsun.

DEĞİŞİME İHTİYAÇ VAR

Büyükşehirspor'un artık bir değişime ihtiyacı var.

Öncelikle Büyükşehir ismi tutmadı, ısrar etmekte fayda yok, mutlaka değiştirilmeli.

Erzurum ve Palandöken markalarından bir isim türetmek yerinde olur.

Başkan Mehmet Sekmen'in isim değişikliğine sıcak baktığı biliniyor.

Yeni bir takıma, farklı bir yönetime, taze heyecan ve yeni umutlara ihtiyaç var.

KARDELEN TV'NİN İYİ VE KÖTÜLERİ

Erzurum Büyükşehirspor'un Hacettepe maçında Vali Ahmet Altıparmak ile Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'in tribünde olması herkese moral kaynağı oluyor.

Ayrıca Kardelen TV'nin DHA aracılığı ile maçı 'canlı' yayınlaması milyonlarca Erzurumluyu sevindiriyor.

Sadece yayın ile ilgili bir eleştiri ve dostça bir öneriyle yazıyı noktalamak istiyorum:

Nazım Saraçoğlu bu maçla birlikte spikerliğe veda etmeli, daha başarılı olduğu sporla ilgili oturumları yönetmeli.

Çünkü spikerlik, muhabirlik, yorum yapmak, oturum yönetmek birbirinden farklı ve uzmanlık isteyen dallar.