Bazen iki arada bir derede kaldığınız olur ya…
Bunu en çok da yazanlar yaşar…
Bir tarafta okurların örtülü baskısı vardır…
Öte yanda, “yazmazsam içime dert olur” duygusu…
Şu an tam da bu hal üzereyim…
Ama, ikinci düşünce baskın geliyor…
Kim ne derse desin yazacağım…
Bir ucuzluğu…
Kimi çok bilmişlerin nifak tohumu saçma gayretlerini…
Erdoğan Teziç’i herkes hatırlar…
Birkaç yıl öncesinin YÖK Başkanı…
Aynı zamanda Anayasa Hukuku Profesörü…
“Bir bilen” pozlarında bir açıklama yapmış…
Diyor ki…
“Cumhurbaşkanı seçimi için öngörülmüş olan Meclis tarafından bir defalık yedi yıl, ayrı bir usuldü, değişiklik sonrasında, halk tarafından iki defa beşer yıl, ayrı bir usuldür. Bu usullerin her birinin kendi içinde bütünlüğü vardır. Anayasa Mahkemesinin kararından sonra, ikinci defa seçilme engeli ortadan kalktığına göre, Gül’ün halk tarafından beş yıllık süre için hukuken iki defa seçilme imkanına kavuştuğu söylenebilir”…
***
Hukukçu değiliz, o yüzden bu tespitle ilgilenmeyi de düşünmeyiz…
Bizim bakacağımız taraf, bu görüşün hangi gerekçelerle dillendirildiği cihetidir..
Dün Hürriyet’ten bir eski tüfek bu görüşten hareketle yazmıştı…
Başkaları da yazıyorlar…
Bunların tamamının ortak yönü, amansız birer AK Parti ve Tayyip Erdoğan karşıtı olmaları…
Elbet, aynı zamanda da Abdullah Gül’ü istemeyenler…
Ancak…
Öylesi sığ düşünmeye başladılar, öylesine dar alanlara kendilerini hapsettiler ki…
Ucuz, hem çok ucuz yöntemlerle sözüm ona Gül ve Erdoğan arasına nifak tohumları saçıp, birbirlerine düşürecekler…
Ardından da, istedikleri kıvamsızlıkta birini Çankaya’ya çıkartacaklar…
Gülünecek hal!
Fakat yazmak lazım…
Bizim gibi taşrada, çok sıra altı gazete okurlarının bile bunları yutmadığını göstermek için yazmalı…
Fırsat düşerse, rast gelirlerse yüzlerine söylemeli ki…
Hayli zamandır gözlerine inmiş akıllarını az bir şey başlarına alsınlar…
Ve anlasınnlar ki…
Artık…
“Eski hal muhal!”
***
Millet uyandı…
Mukayese imkanı buldu…
AK Parti öncesi ve sonrası gibi bir kıyas yapılabiliyor artık…
Onun için de…
Eski soygun düzenine bundan böyle geçit vermesi mümkün değil…
Hey gidi…
Bir dostumuz –Allah selametlik versin- IMF ile bir anlaşma yapılıp da…
Mesela 5 milyar dolar gelecekse feveran ederdi…
“Gitti milletin yine en az 3 milyar doları üç beş kişinin cebine” diye…
Septik olmakla arkadan arkaya suçlardık…
Biz de haklıydık..
Olur mu canım, bu kadar para nasıl götürülür ki…
Gördük ki oluyormuş.
Kıyas fırsatı doğunca gördük!
Sadece biz değil, milletin kahir ekseriyeti öyle…
Bu, işin sadece bir tarafı…
Söylenebilecek çok şey var da…
Teferruata girmeyelim.…
***
Diyeceğimiz o ki…
Akıllı olun!
Münafıklık yapmanız…
Akla hayale gelmeyen ayak oyunlarına başvurmanız artık fayda etmez…
Belli ki, halen daha uykulu haldesiniz…
Teziç icadı 367 de uyandırmamış sizi…
Uyanmanız da kabil değil…
Bize düşen uyarmak…
Ayna tutmak…
Ne de olsa insan evladıyız!