Erzurum’daki tabela kirliğine dikkat çekerek, yabancı isimlerden yana dertli olduğumuzu bir yazımızda dile getirmiştik…
Bunun üzerine bir okurumuz, Türkçe sandığımız birçok kelimenin de aslında yabancı olduğuna vurgu yaparak, buralara takılıp kalmamamızı önermiş.
Örnekler de vermiş…
Namaz’dan tutun, ezana, oruca varıncaya kadar…
Daha ziyade Arapça ve Farsçadan dilimize geçmiş kelimeler i sıralamış…
Hayret ettik…
Tam yeridir farsça bir öz değişin: “Mençi guyem tamburem çi guyed”
Ben ne söylerim tamburam ne çalar!
Bizim derdimiz dilimize yerleşmiş ve yüzlerce yıldır kullanılarak Türkçeleşmiş kelimelerle değil ki…
Biz ecnebi özentisi isimlere işaret ettik…
Kaldı ki…
Biz Türkler, tarihi ve kültürel miras olarak gördüğümüz bu kelimeleri öylesine içselleştirmiş ve Türk diline kazandırmışız ki, şimdilerde Arap’ın, Fars’ın hatırlamadıklarını dahi esaslı bir biçimde kullanmaya devam ediyoruz…
Lise yıllarından kalan bir bilgiyi aktarayım…
Akıl kelimesi gerçekte Arapça bir kelimedir…
Biz bunu alıp dilimize öylesine raptemişiz ki, onlarca deyim üretmişiz bundan…
Mesela, “akıl sır ermez” diye bir deyimi Arap bilmez…
Yine, Akıllara durgunluk veren şey’i de…
Yahut Akıl kumkumasını…
Veya…
Tabii, bizim “aklı evveller” de bu gerçeklerin farkında değiller…
Kırık plak misali takılıp kalmışlar öz Türkçe özlemine…
***
Yalın gerçek şu ki…
Konuşulan ve yazılan Türkçe binlerce yılda oluşmuştur…
Öyle olduğu için de, anamızın ak sütü gibi bize aittir ve helaldir…
Dahası, yakın geçmişte kullanılıp son zamanlarda rafa kaldırılan bir çok kelimenin yeniden hayat bulmasıdır sevdamız…
Gariptir; kimi aymaz tipler dedelerinin kullandığı kelimelerden, deyimlerden utanıyorlar…
Bir müddet önce bir dostumuza “geceniz hayra kalsın” demiştik de, nasıl hayretle karşılamıştı…
Onun için “good night” zamanlarıydı zahir…
Bu arada bir başka hülyamız da, ülkemizdeki şive ve ağız farklılıklarının yok edilmesidir…
Bu durumu zaman zaman aşağılama veya büyüklenme vesilesi yapanları görüyoruz..
Şahsen böyle düşünmemekle birlikte dilde değişmeyecek ortak bir yapının oluşması için bunu elzem görüyoruz…
Elbet bu bir milli eğitim politikasıdır; ciddi bir alt yapı ve çalışma gerektirir…
Umarız böylesi bir şuur sıçramasını milletçe yaşarız…
***
Ez cümle: Dilimize yerleşmiş ve hangi millete ait olursa olsun Türkçeleşmiş hiçbir kelimeye karşı değiliz…
Bilakis, kullanımları için özendirici olmak durumundayız…
Tepkimiz, itirazımız; popüler kültür dayatması İngilizce, Fransızca, almanca vs kelimelerin kullanımınadır…