Erzurum’da girişimcilik ruhu öteden beri iyi değil…
İş alemine girip, mesafe aldığını düşündüklerimizden çoğu da mukallit!
Yani, bir başkasını taklit ediyor…
Bakın etrafınıza o kadar çok örnek göreceksiniz ki…
Bir köşede bir çorbacı açılıp da, para kazanmaya görsün…
Hemen yanı başında onlarcası türer…
Simit saraylarına bakın…
Gerçi az zaman sonra hepsi tek tek kapatmak zorunda kalıyorlar…
Öyledir…
Özgün olmayınca, tadı da uzun sürmüyor…
Bir müddet sonra kapatmak zorunda kalıyorsunuz…
Üstelik borç harç birikmiş vaziyette…
Halbu ki…
***
Girişimci ruh olsa…
Yahut buna önem verilse çok daha farklı zeminler açılmış olacak…
Olmayanın peşinde olmak…
Hakikaten ihtiyaç duyulup da, arandığında bulunmayanı ortaya çıkarmak…
O takdirde, hem kalıcı oluyorsunuz hem de öğretici…
Buna ilişkin ülkemizin farklı şehirlerinde yaşanmış hikayeler var…
Bakın Kayseri’ye…
Mobilya sektörüne değişik bir anlayış kazandırdı…
Ve tabii, bunu yapanlar ülkemizin kalbur üstü işadamları klasmanına da girmiş oldular…
Doğal bir sonuçtur bu…
Keşke Erzurum’da artık bu anlamda zincirlerini kırsa…
Keşke, farklı fikirlerin iş hayatına aksettiği hamleler yapılsa…
Özlemini duyuyoruz…
***
Belki öğretici olur, akılda kalır diye yaşanmış bir güzel olayı paylaşmak isterim…
Her ne kadar ülke dışında olsa da…
Sonuçta insan…
Hem ne demişler, bir işi bir kişi yapabiliyorsa, herkes yapabilir!
O halde…
Buyurun yaşanmışlığa…
Kendi çabalarıyla zenginliği yakalamış bir kadının hikayesi…
Olay Amerika’da geçiyor…
Ve kahramanı da bir kadın….
Kendi hayatındaki bir eksiklikten yola çıkıyor...
Eğitimini almadığı, hiçbir bilgiye sahip olmadığı bir alana adım atıyor...
Tüm bunları yaparken kimseden de yardım almıyor...
Yaptığı şey, ofis çalışanları için aranan bir ürün…
Ofiste giymek için bacağı nemlendirmeyen bir çorap…
Oturur uzun süre üzerinde düşünüyor…
Bir müddet araştırmalar, incelemeler yapıyor…
Sonra…
Karar veriyor…
Evet böyle bir ürünü imal edebilecek…
O halde evvel emirde bir isim gerekiyor…
Çarpıcı olmalı, akılda kalmalı, iz bırakmalı…
Spax fena değil diyor…
Bir de logo tasarlıyor…
Sonra…
Gelsin paralar…
Forbes dergisinin 2012’nin milyarderleri özel baskısına kapak oluyor…
Dile kolay 153. milyarder olarak listeye giriyor…
Bu başarı dünya ölçeğinde ise 104 milyarder kadın arasına girilerek pekişiyor…
"İhtiyaç" ve "Hareket etme" olgularının bir insanı nasıl girişimciliğin zirvesine çıkardığına çok güzel bir örnek bu…
Bununla ilgili çok yerinde bir de slogan geliştirilmiş…
Diyorlar ki…
"Genel bir ihtiyacı fark ettiğinizde ürünleştirin!"
Olay budur işte…
Bu sloganı Erzurum’un, Erzurumlunun yüreğine kazımak lazım…
Nasıl mı?