Kimsenin ilgisi çekmedi.
Dört gün önce ERZURUM gazetesinde bir haber yer aldı.
“Erzurum’un nüfusu Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yılında dört yüz binler seviyesine inecek” deniliyordu bir araştırma haberinde.
Saygın bir üniversitede gerçekleştirilmişti araştırma..
Nüfusunun azalacağı belirtilen bir diğer il olan Ardahan hemen tepki verdi.
İlin STK’ları, Siyasi parti temsilcileri açıklama ve değerlendirmeler yaparak, illerinin nüfus ve nüfuz sorununu ele aldılar.
Erzurum’dan ses çıkmadı.
Erzurum’un dünkü manşetinde “Kararı Siz Verin” başlığı altında TÜİK’in çok çarpıcı sonuçlar içeren İstatistik verileri aktarıldı.
Nüfus artış hızının binde eksi bir olduğu il, binde eksi 11’lik net göç hızıyla ülkenin en fazla göç veren 15 ilin arasındaydı habere göre..
Ve vahim bir tespit vardı: Erzurum yıllık nüfus artışı en düşük olan 14’üncü il durumundaydı.
Erzurum’dan yine ses çıkmadı..
Erzurum’da nüfusun yaklaşık onda biri yardıma bağımlı olarak yaşıyor.
SYDV başta olmak üzere yardım kuruluşlarının “Sadaka”larıyla ayakta kalıyorlar.
Sadaka dedim, çünkü, yardım kuruluşu olarak kendini tarif eden kuruluşların yetkilileri, çaresiz fukaralarla poz veriyor, yardım alanların gururlarını rencide ediyorlar.
Yardım alanlar dilenci konumuna düşürülürken, yardım verenler adeta propaganda yapıyorlar..
Çirkin, düşündürücü ve ibret verici bir durum.
Üstelik bunları yapanların çoğu, “Sağ elin verdiğini sol el görmemeli” düsturuna iman ettiğini söyleyenler..
Bunun adı “Yardım Şov”..
Cebinden para çıkarırken, başkası imrenmesin diye arkasını dönenlerin torunları neler yapıyor ?
Erzurum nüfusunun üçte biri yeşil kartlı..
15 yıldır ikinci OSB’sini kuramamış bir şehir Erzurum..
Şirket kapatma yarışı sürüyor..
Peki Erzurum ne yapıyor? Erzurum’un gündemi nedir?
Bursaspor’un şampiyon olması, İnter’in Şampiyonlar ligindeki başarısı, Baykal’ın kaset olayı, Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı seçilmesi..
Bursaspor var Erzurumspor yok gündemde..
Tunceli bile Genel Başkan çıkarırken, Erzurum’un siyasette lider il olamaması yer almıyor düşünce havuzumuzda.
2011 rüyasıyla bezeli bir derin uyku hali var üstümüzde..Bir derin ki..
Suyu içilemeyen, havası çekilemeyen, ticareti kazandırmayan, siyaseti belli olmayan Erzurum..
Kaybettiği her değerden sonra, sokakları helva kokan Erzurum..
Ah Erzurum..Vah Erzurum..
Sosyo ekonomik sıkıntılarından kurutuluşunu oy pusulasına bağlayan Erzurum..
“Giden gelmiyor, acep nedendir” sualini kendine sormayan Erzurum..
Ve Erzurum ve Erzurum ve Erzurum..
Söylemeye dilim varmıyor ama..
Tarihe not düşmek adına bir zaruret..
Her şeyin ama her şeyin çıkar adına istismar edildiği bir il haline geldi Erzurum..
Hiçbir işte samimiyet yok..
Erzurumluluk babında da öyle..
Erzurum adına öne çıkanlar, kahır ekseriyetle, önce ben sonra ben yarışında..
Ve hedefe giden her yol mübah..
Allah için iyi bakın Erzurum’a iyi bakın..
Yapılan her işte vurgular şahıs üstüne..
Erzurum yok..
Yani kurumsallık yok..
Babalarımız, “ben demek şeytan işidir” diye öğretmişlerdi güya..
Hesabımıza, kitabımıza nefsi koymak yanlıştı hani..
Mecburiyet ve zaruretlerden istismar konusu çıkarmakta mahir olduk hepimiz..
Basını da öyle, medyası da genel babta..
Dedikodunun gerçeği örttüğü bir anlayış hakim..
Peki, müsebbibi kim bu gidişin? Fail kim, meful kim..
Rahmet istedi ya yine..
Naim hoca’nın dediği gibi anlayan anladı..
Tarife ne hacet..
Ve bir not..
Uzun bir süredir sükutu tercih etmiştik..
Haylidir Erzurum’u dinledik.
Döndük ve merhaba dedik..
Günlük olmasa da haftada birkaç kere, Erzurum adına zihin jimnastiği yapmaya devam edeceğiz sizinle..
Erzurum adına..ERZURUM adına..
Dadaşça kalın…