Erzurumlu olsun da Pir Ali Baba’yı bilmesin…
Ne mümkün…
Çünkü O, geleneksel hale getirilen bir uygulama ile yüzlerce yıldır Erzurum’u farklı bir konuma yükseltmiştir.
Halen okunan ve inşallah kıyamete kadar da devam edecek olan 1001 hatim geleneğini ilk başlatan Pir Baba’dır.
Türbesi Dutçu Köyü civarında yüksekçe, tabyamsı bir tepenin üstündedir…
Gidenler bilirler, üstü açık türbenin uzunluğu hayli fazladır…
Tıpkı, İstanbul Beykoz’da bulunan Hz. Yuşa’nın kabri gibi…
Yuşa Hazretlerinin kabrinin bu denli uzun olmasının sebebi olarak, yattığı yerin tam olarak kestirilemeyişinden kaynakladığını; bu yüzden geniş bir alanı mezar olarak kabul ettiklerini duymuştum.
İhtimal ki,Pir Ali Baba için yapılan türbe de bu sebepten ötürü böyle uzun ve geniş tutulmuştur…
***
Hakkında çok şey söylenir Pir Ali Baba’nın…
Dutçu köyünde yaşadığını…
Kendi halinde bir değirmenci olduğunu anlatırlar…
1001 Hatimlerle ilgili söylenenler ise hayli ilginçtir…
Derler ki…
Devrin Padişahı tebdili kıyafetle Pir Ali Baba’nın değirmenine uğrar…
Selam verip, hal hatır sorar…
Baba, gelen misafiri meşrebi gereği öyle güzel ağırlar ki…
Padişah çok memnun kalır…
Padişah olduğunu söyler ve…
Kalkarken, “Bir muradın var mı?” diye sual eder…
Milletimize has engin gönlü gereği, “Padişahım varlığın yeter, canınız sağ olsun başka bir şey istemem” deyince Padişah ısrar eder ve…
“Bu ikramlarına karşılık vermeden gitmem, ne istersen iste” der…
Bunun üzerine Pir Ali Baba da: “Sultanım şu değirmenin suyunu kaynağından bana bağışlamanı isterim” deyince…
Padişah şaşkın bir halde, “bu kadar suyu ne yapacaksın” diye sorar…
İşte buna karşılık da, bizim meşhur 1001 hatim geleneğinin temelinin atıldığı sözlü taahdünü açıklar…
“Padişahım 40 değirmen yaptıracağım; bu değirmenlerin gelirleriyle de her sene hafızları toplayıp 1001 hatim okutacağım, bu sayede memleketimiz her türlü musibetten korunmuş olur”
Sultan çok memnun kalır ve Pir Ali Baba’ya istediğini verir…
O gün bugün de Erzurum’da 1001 hatimler okunur da okunur!
Rabbim daim etsin…
***
Türbesini ziyaret edenler hayli fazladır…
Özellikle müdavimi olan bir hususi cemaati de bulunmaktadır…
Cenab_ı Hakk’a iltica edip, taleplerini aktaracakların bu türbenin feyzinden de istifade gerekçesiyle buraya gittikleri bir vakıadır…
Bunu söylerken, bazı okurlarımızın, “ölüden bir şey istenmez, yalnız Allah’tan istenir” diyerek, bir takım eleştiriler yönelttiklerini duyuyor, okuyoruz…
Bu düşünceye aynen katılıyoruz…
Lakin, bazı mekanların, insanların iç dünyalarına dönmelerinde, ruh iklimlerini zenginleştirmelerinde ciddi etkisi olduğunu da biliyoruz…
Sırf bu gerekçeyle bu tür türbe, mezar veya mekanlara gidenleri kınamak yerine teşvik etmek gerektiğini düşünüyoruz…
Elbet türbe’den değil Allah’tan istenir…
İçten, çok içten bir biçimde yönelme olursa…
Allah’ın izniyle de talepler karşılık bulur…
Bendeniz olaya böyle bakmaktayım…
Farklı bakış açısı olanlara da herhangi bir kınama yahut başka türlü eleştiri getirmem…
1001 Hatimler hatırına Cenab_ı Hakk