İzliyor musunuz bilmem, ama tavsiye ederim.
STAR Tv’de baş rolünü deneyimli tiyatrocu Metin Akpınar’ın yaptığı bir dizi yayımlanıyor.
Papatyam adını taşıyan dizi, Türk aile geleneği, ilkeleri ve terbiyesini aktarıyor her bölümünde.
Günlük ülke meseleli, siyasi olaylar ince bir eleştiriyle sahneleniyor.
Demokratik açılımdan Habur acılarına kadar..
Dizinin son bölümünde ciddi bir mesaj vardı yine..
Ailenin şekillendiği, tarihi evi bir müteahhit kat karşılığı almaya çalışıyordu.
Bir eve tam 12 daire veriyordu iş adamı..evi parçalayacak ve küçük dairelere bölecekti..
Tarihimizi, aile tarihimizi yıkmayalım diyordu baba rolündeki Akpınar..
O bizim ruhumuzdur, geçmişimizdir, iftiharımızdır..
Evlatlar, evin değil, çıkarın peşindeydiler..
İtiraz üstüne itiraz yağdırıyor, babalarını razı etmek için mizansenler düzenliyorlardı..
Demokratik oylama kararı verildi ailecek.
Oturup oyladılar..
Evin kökü, temeli olan anne ve baba dışındakiler “satılsın”, dediler..
Baba ve anne “evimizi parçalamayalım, güçlendirelim”, reyinde direndi..
Oylamanın galibi, “bir evi parçalayıp 12 kat alalım” diyenlerdi..
Sonra baba, eski fotoğrafları getirdi ortaya..
O evde yaşanmış hatıraları anlattı..
Sonra oğullarına dönerek, “hatırlıyor musunuz”, dedi, “bu evin temeli atılırken sizler cebinizdeki paraları getirip temele koymuştunuz..
Ve sonra ellerinizin izleri var temelde..
Annenizin ev yapılırken sevinç gözyaşları, benim ev parasını kazanırken döktüğüm alınteri karışık temele..
Dedenizin ruhu burada..
Sevinçlerimiz, hüzünlerimiz saklı bu evde..
Acılarımız, umutlarımız, heyecanlarımız ve ortak kaygılarımız..
Bir evi parçalayıp 12 ev çıkaracaklar..Sonra siz ve biz olacağız küçük küçük aileler halinde..
Oysa bu evde bizdik..
Bu evde birliktik..
Ve bu evde güçtük..
Artık o küçük dairelere hiçbir müteahhit 12 ev karşılığı vermeyecek..
Bir şey ifade etmeyen küçüklükte ve güçsüzlükte olacaksınız.. Razı mısınız?
Aklıseliminiz, vicdanınız ne diyor? “
Sonra müteahhitin telefon numarasını verdi oğluna…
“Ara dedi ve çıkan kararı bildir..”
Titreyen elleriyle telefonu kaldırdı büyük oğul..
Çaldırdı o kendilerini ranta kaptıran, yoldan çıkaran müteahhatin telefonunu..
Ve
“Alo dedi…Ben ev sahibinin oğlu..
Bizim size satılacak, parçalara bölünecek ve ruhu yitirilecek evimiz yok…”