80'li Yıllarda Gerçekleştirdiği Projelerle "İstanbulluluk" Kavramının Yeniden Tartışmaya Açılmasında Önemli Rol Oynayan Erzurumlu bir annenin oğlu olan Çelik Gülersoy, Vefatının Altıncı Yılında Anılacak.
Gerçekleştirdiği kültürel ve teknik projelerle İstanbul'da kentlilik bilincinin yeniden gündeme getirilip tartışılmaya açılmasında öncülük eden isimlerden Çelik Gülersoy, vefatının altıncı yılında Demirciköy'deki mezarı başında anılacak.
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'ndan yapılan açıklamaya göre, Turing Onursal Başkanı Çelik Gülersoy'un Demirciköy'de bulunan mezarı başındaki anma töreni yarın saat 11.00'de gerçekleştirilecek. Törene katılmak isteyenler için saat 10.00'da Dördüncü Levent'teki Birinci Oto Sanayi Sitesi Yanı Seyrantepe Girişi'nden araç kaldırılacak. Törene Turing Yönetim Kurulu ile kurum üyeleri ve Çelik Gülersoy Vakfı Mütevelli Heyeti de katılacak.
TÜRK TURİZMİNİN ÖNCÜLERİNDEN ÇELİK GÜLERSOY-
23 Eylül 1930'da Hakkari'de doğan Gülersoy, İstanbul'lu bir baba ve Erzurumlu bir annenin oğluydu. Gülersoy'un üç yaşında, 1933 yılında taşındıkları İstanbul'da gördüğü ilk semt Kariye Camii çevresi oldu. Aile bir yıl sonra Yıldız'a taşındı. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da yapan Gülersoy, Beyoğlu Erkek Lisesini birincilikle, İstanbul Hukuk Fakültesini iyi derece ile bitirdi. İstanbul sevgisi giderek kişiliğinin bir parçası haline gelen Gülersoy öğrenimi sırasında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'na girdi ve kuruluşu dünyadaki benzerleri arasında en üst düzeylere taşıdı. TURİNG'i yeniden örgütleyerek Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu birçok hizmeti yerine getirmesini sağlayan Gülersoy turizm konusuna eğilen ilk bilimsel etüdleri yayınladı ve dünyada üye sayısı çok sınırlı bulunan, Monaco'daki Turizm Bilimsel Uzmanları Uluslararası Derneğine (AIEST) ve Uluslararası Turizm Akademisine üye seçildi. Turizm ve kültür çalışmaları dolayısıyla kendisine Kültür Bakanlığı'nca 1979'da "Şeref Plaketi", 2000'de Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, 1976'da ise İtalyan Cumhurbaşkanı tarafından "Cavaliere" ve 1980'de Fransız cumhurbaşkanınca "Ulusal Takdir" nişanları verildi.
HAYATINI KÜLTÜR VE SANATA ADAMIŞTI
1979 yılında, "Kapalı Çarşının Romanı" adlı yapıtı, Simavi Vakfı Sosyal Bilimler ödülünü kazandı. Gülersoy, Boğaziçi Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi tarafından, fahri doktora ünvanlarına layık görüldü.
İstanbul nüfusunun 20 kat artmasıyla yok olan kent ve kentlilik değerleriyle bunların korunmasına dikkat çekmek için 1970'lerde yeni çalışma dönemine giren Gülersoy, 30 yıl İstanbul tarihi üstüne yayınlar yaptı. 1970'lerde dizi halinde, şehrin semtlerinin yüzyıllar boyunca fiziksel değişikliklerini saptayan gravür ve resim materyalini, semtlerin tarihçeleriyle beraber yayınlamaya başlayan Çelik Gülersoy, ikinci olarak Türkiye'den sözeden yabancı ünlü eserleri ilk kez Türkçeye kazandırdı. Çelik Gülersoy Kapalı Çarşı, Dolmabahçe ve Çırağan Sarayları, Göksu, Sultanahmet Camii ve Hıdiv Kasrı monografileriyle bu alanda da ilkleri gerçekleştirdi.
1979'dan sonra, İstanbul'un tarihi korularının bakımını ve içlerindeki köşk ve kasırların restorasyonunu ve Sultanahmet, Edirnekapısı ve Safranbolu'da önemli sokakların onarımını gerçekleştirerek, bunların oteller ve çay salonları halinde halka açılmasına öncülük eden Gülersoy'un çalışmaları karşısında karşılaştığı bazı engeller basın ve kamuoyundan tepki görmüştü. Gülersoy son düzenleme çalışmalarıyla da birçok ulusal ve uluslar arası ödüle layık görülmüştü.