//TARIMA DAYALI SANAYİ OLMAYINCA..
Nazmi Ilıcalı, “Dikkat edildiği zaman süt ve süt ürünleri işleyen kuruluşların yoğunluğu Ankara’dan bu tarafa doğru azalmaya başlıyor. Dolayısıyla o bölgelerdeki çiftçiler, yetiştirdikleri ürünü de, sütü de kolayca ellerinden çıkarabiliyorlar. Ancak bölgemizdeki çiftçiler ürettikleri ürünlerini satamıyorlar. Ellerinden çıkarsalar bile zarar ediyorlar. Çiftçilerimizin yetiştirdikleri ürünlerini pazarlayabilmeleri için tarıma dayalı sanayinin kurulması ve geliştirilmesi gerekiyor. Böylelikle hem şehir ekonomisinde canlılık görülür, hem de çiftçinin durumunda iyileştirme sağlanmış olunur.” dedi.
//SADECE HAMMADDE ÜRETİMİYLE OLMAZ
Kalkınabilmenin birinci önceliğinin tarımdan, tarımın da hayvancılık kolunun geliştirilmesinden geçtiğini belirten Başkan Ilıcalı, “Tarıma dayalı sanayi tesislerinin kurulması; çiftçinin yönlendirilmesi, bölgede bulunan Ziraat Fakültesi öğrencilerinin de bir yerde istihdam edilmesi demektir. Kırsal kesim zayıflatıldığı için şehir ekonomisi de zayıflıyor. Eğer kırsal kesim güçlendirilirse, bu kent merkezine de yansır ve kent ekonomisinde canlanma görülür.” diye konuştu.
//ÖZEL TEŞVİK BEKLENTİSİ
Tarımda en önemli teşvikin çiftçilerin yetiştirdikleri ürünlerini pazarlayacak imkan ve şartların sağlanması olduğunu dile getiren Ilıcalı, “Çok iyi bir pazar ağının kurulması ile birlikte çiftçi üretimini artırır. Tarım Bakanlığı teşvik yaparken de, kendi kriterlerini koymalı ve çiftçilerin bu kriterlere uymalarını sağlamalı. Tarım Bakanlığı çiftçiye her yıl ‘bana şu kadar ürün getirin’ der ve bölgelere göre ciddi destekler verirse, çiftçinin hem elinde ürünü kalmaz, hem de buna paralel olarak üretimini artırır.” ifadelerini kullandı.
Batı bölgeleri standartlarıyla doğu bölgesi standartlarının bir olmadığını, yaşam ve üretim şartlarının benzerlik göstermediğini açıklayan DATÜBB Başkanı Nazmi Ilıcalı, devletin Doğu’ya, diğer illerden ayrıcalıklı değer ve imkanlar vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.