TÜRK İŞ’TEN ASGARİ ÜCRET DEĞERLENDİRMESİ
Türk İş 9. Bölge Temsilcisi Orhan Gözgeç, 29 Kasım’da toplanacak asgari ücretin işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir düzeyde olması gerektiğini belirterek, anayasada belirtilen geçim şartlarının dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
HARCAMA KALIPLARI ESAS ALINMALI
Asgari ücretin tespitinde işçinin ve ailesinin harcama kalıbının esas alınması ve hesaplamalarda Devlet İstatistik Enstitüsü verilerinin kullanılmasının önemine değinen Gözgeç, “Belirlenen tutarın işçinin eline net geçmesinin sağlanması;Sanayi,tarım ve yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan ulusal düzeyde tek olması; işçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınması, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmesi;işçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirmenin ayrıca ilave edilmesi; en düşük devlet memuru maaşının dikkate alınması;adil gelir dağılımını sağlamaya yönelik olarak refahtan pay içermesi; gereğini savunuyoruz, asgari ücret emek sömürüsünü önlemek içindir,pazarlık ücreti değildir.Bilimsel esaslar ile tespit edilen sosyal bir ücrettir.
Bir kişi için belirlenen ancak bir ailenin geçindiği ücrettir” dedi.
İSTİKRAR SÜRECİNDE YOKSULLAR GÖZETLENMELİ
Türkiye’nin sürdürmekte olduğu ekonomik programın IMF kökenli ve destekli olduğunu belirten Gözgeç, “Bu program büyük ölçüde ekonomide kemer sıkmaya dayalı geleneksel istikrar politikalarının sürdürülmesi anlamına gelmektedir. İstikrar sürecinin yoksul kesimlerin üzerine yıkılan yükü, özellikle dengesiz ve adil olmayan, bozuk bir gelir dağılımı ve gerileyen yaşam standartları üzerine eklendiği için yaşama koşulları daha da ağırlaşmaktadır. Uygulanmakta olan istikrar programı ile makroekonomik birtakım göstergelerde olumlu gelişmeler sağlanmış olması programın gerçek yüzünü gizlememektedir. Türkiye, ileriye dönük hiçbir plan ve program yapmadan IMF’ten gelecek kısıtlı ve denetimli yardımlarla günlük yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır” dedi.
DOĞUYLA BATI ARASINDAKİ KALKINMIŞLIK FARKI ARTIYOR
Doğu ile batı arısında ki kalkınmışlık farkının her geçen gün arttığını belirten Gözgeç, “ Doğu ile batı arasında önemli bir kalkınmışlık farkı var. Yoksulluk ve işsizlik her geçen artıyor. Buna rağmen bu konuda hiç bir çözüm üretilmiyor” dedi.
Hükümetin IMF güdümlü politikalarda büyük başarı elde ettiğini belirten Gözgeç, “ Türkiye’nin ödemeler dengesi ihtiyaçları için sağlayacağı krediler karşılığında yapılmasını talep ettiği düzenlemeler, ülkemiz ve halkımız açısından büyük sıkıntılar doğuracak unsurları içermektedir. Ülkenin potansiyeline uymayan, dinamiklerini harekete geçirmekten uzak yaklaşımlar uzun vadede büyük sıkıntılar doğurması kaçınılmazdır. Türkiye ekonomisinin yakın geçmişi, bugünkü koşulları ve sorunları dikkate alındığında bazı amaçlar etrafında birleşmenin mümkün olabileceği ve bunların büyüme, bölüşüm ve ekonomik bağımsızlık olacağı söylenebilmektedir.