Adana'nın Tufanbeyli ilçesine bağlı Şar köyünde bulunan tarihi Kırık Kilise, amfitiyatro, ala kapı ve birçok tarihi eser korunamadığı için kaderine terk edildi. Bizans döneminden kalan kilise, amfitiyatro, ala kapı ve tarihi hamamla köy bir açık hava müzesini andırırken yıllardır korunmayı ve kazı yapılmayı bekliyor. Ancak yetkililer bir türlü tarihi eserlere gereken önemi vermeyince eserler ya toprak altında kalıyor ya kırılıyor ya da bahçe duvarlarını, evlerin temellerini süslüyor.Köylünün oturup sohbet ettiği alanda oturak olarak yine sütunlar kullanılıyor. 1900'lü yılların başında Erzurum tarafından göç ederek Şar'a yerleşen köylülerin tarihi eserlerle yaklaşık 110 yıldır içi içe yaşaması bu eserlere zarar veriyor.
ŞARKÖY’ÜN TARİHİ YÜZÜ
Şar köyünde tarihi eser olarak başta Bizans İmparatorluğu döneminde yapılan tarihi Kırık Kilise dikkat çekiyor. Bizanslılardan kalma kubbesi yıldırım düşmesiyle yıkılan ve yörede Kırık Kilise olarak anılan bu tapınağın ayakta kalan tek bölümü apsis kısmına ait beş metre yükseklikte duvar. Binaya ait yerdeki taş bloklar üzerinde çeşitli geometrik motifler ile biri üzerinde bir haç görülüyor. Her geçen yıl yok olmaya yüz tutan kilise çobanların uğrak yeri oldu. Kiliseden kalan kalıntılar ise toprak altında
kalıyor. Tarihi kilise her geçen gün biraz daha yıpranarak toprak altında kalıyor. Kilise içerisinde cenazelerin konduğu bölüm ise ateş yakıldığı için harap bir şekilde. Üstelik zamanında inanç merkezi olan bir yerde şimdi bira kutuları ve hayvan pislikleri bulunuyor.
Köyün en büyük simgesi olan "ala kapı" ise tarihi ve ilgisizliğe inat ayakta durmaya çalışıyor ama her gün bir tarafı yıkılıyor.
İlk çağlardan günümüze kadar gelmeyi başaran amfitiyatro da her gün biraz daha toprak altında kalıyor. Sahnesine ev yapılan tiyatronun seyircilerin oturduğu kısmı ise toprak altında. Tiyatro kazı yapılıp gün yüzüne çıkacağı günü bekliyor. Tarihi hamamdan geriye pek bir şey kalmamış. Sadece ne olduğu belli olmayan tarihi bir duvar bulunuyor.
ŞAR KÖYÜ ANKARA'YA ÇOK UZAK
Köy muhtarı Halil Yüksekoğlu, tarihi eserlerin göz göre göre yok olduğunu, yıllardır devlet tarafından ilgi beklediklerini ancak bir türlü ilgi göremediklerini söyledi. Tarihi eserlerin kendi çocukluğu döneminde daha iyi olduğunu ancak zamanla yıprandığını ve toprak altında kaldığını belirten Yüksekoğlu, şöyle konuştu: "Şar köyü tarihi eserlerle dolu. Bahçe duvarlarında, ev temellerinde bile tarihi eserler var. Bizim bunlara zarar vermememiz için köyün taşınması gerekiyor. Daha sonra kazı yapılması
gerekiyor. Ancak o zaman toprak altında ve toprak üstündeki tarihi eserler ortaya çıkar. Şar köyü açık hava müzesi bile olabilir. Çünkü her tarafından tarih fışkırıyor. Köy kazılsa Topkapı Sarayı gibi belki başka bir şehir daha ortaya çıkar. Ama kimse ilgi göstermiyor. Sanırım burası Ankara'ya çok uzak."
ÖDENEK SORUNU VAR
Adana İl Kültür ve Turizm Müdürü Osman Arık ise Adana'da sade Şar köyü değil birçok tarihi ören yeri olduğunu, bunlar için devletin ödenek sorunu bulunduğunu bu nedenle bir kazı çalışması ya da taşıma çalışmasının yapılamadığını söyledi.
Arık, koruma kurulu ile koruma amaçlı imar planı çalışması yapılması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: "Bu tarihi eserleri önce köylülerin bilinçlenerek koruması lazım. Ama o köyde mutlaka kazı yapılması gerekiyor. Biz valilik ile birlikte köydeki tarihi eserlerin korunması için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama yeterli olmuyor. Tarihi eserlerin müzeye getirilerek korunması söz konusu değil. Ancak eserlerin yerinde korunması için çalışma yapıyoruz. Bütün bu süreç gelip paraya dayanıyor."