Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, “Uzağımızda ya da yakınımızda farketmez. Ülkemizde ve şehrimizde ağlayanlar, üzülenler varsa, televole hayatı yaşamak bize yakışmaz” dedi.
GÖNÜL ALIN
Yaşlıların ve kimsesiz çocukların kaldığı sığınma evleri ile yurtların, Ramazan Bayramı vesilesiyle ziyaret edilmesi ve buralarda bulunanların gönüllerinin alınması çağrısında bulunan Hacımüftüoğlu, dünyevi hiçbir zenginliğin, bu iyilikten elde edilecek sevabın yerini dolduramayacağını ifade etti.
YOLLARINIZI BEKLEYENLER VAR
Huzurevlerinde ve yuvalarda gözleri yolllarda ziyaretçi bekleyen yaşlılarla kimsesiz çocukların durumunun, sadece onlara mahsus bir hal olmayacağına dikkati çeken Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, “Yarın bizler yaşlandıktan sonra huzurevleri ya da bakımevlerine düşmeyeceğimizi kim garanti edebilir. Çoluk çocuğumuzun yuvalarda barınmak durumunda kalmayacağını kim garanti edebilir?” diye konuştu.
YUVALARDAKİ ÇOCUKLARIMIZI MUTLAKA SEVİNDİRELİM
Huzurevleri, bakımevleri ve çocuk yuvalarının, kimsesiz insanlara sahiplik etme amacıyla kurulduğunu ve çok büyük bir görevi ifa ettiklerini dile getiren İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, “Böyle kurumlar ve kuruluşlar bulunduğu için şükretmeliyiz. Orada barınan insanları da, sırf bayram ve özel günler adıyla ziyaret etmemeli, yılın her döneminde yanlarında olmalı, onları sevindirmeli ve gönüllerini hoş tutmalıyız. Bu dinimizin de emridir. Kimsesize sahip çıkmak, kucak açmak ve yetimi unutmamak, yüce kitabımız Kur’an’ın da emridir. Önümüzdeki Ramazan Bayramı’ndan başlayarak, kimsesiz yaşlılarımızı ve çocuklarımızı ziyaret edelim, onları sevindirelim. Üstelik bunu alışkanlık haline getirerek, bayramlarla sınırlı da tutmayalım. Her zaman gidelim, gönül alalım, onları sevindirip dualarını alalım” şeklinde konuştu.
TELEVOLE YAŞAM TARZI
Televole türünden yaşantının Türk toplumunda yerinin olamayacağını ve insanların ağladığı, huzursuzların bulunduğu bir ortamda hiçbir sorun yokmuş gibi davranılamayacağını vurgulayan Hacımüftüoğlu, “Sokakta kimsesiz ve ağlayan bir çocuk varsa, sen gülemezsin. Hüküm budur, emir budur. Yani bizim dinimiz kardeşliğe ve dayanışmaya öylesine ihtimam gösteriyor ki, bir insanın ağlamasına bile tahammüt gösterilmiyor. Biz de kardeşlik esastır. Kimin bir sıkıntısı varsa, diğeri yetişecek, kim ağlıyorsa, onun gözündeki yaşı da öbürü silecek. Bundandır ki bizim dinimizde komşuluğun ve kardeşliğin ayrı bir yeri vardır. Biz de dinimizin esaslarını yerine getirelim, bize işaret edilen yoldan çıkmayalım, sapmayalım. Saadeti ancak bu şartlar altında bulabiliriz” diye konuştu.