Erzurumlu İşadamı Yılmaz Kuşkay, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınmasını sağlamak için hazırlanan teşvik araçlarının, finans bacağından her zaman yoksun kaldığını söyledi.
Erzurumlu İşadamı Yılmaz Kuşkay, teşvik yasalarıyla ilgili olarak bazı değerlendirmelerde bulundu. Geri kalmış bölgelerin sosyo-ekonomik anlamda gelişip, kalkınabilmelerini sağlamak amacıyla çeşitli teşvik araçlarının hazırlandığını anlatan Kuşkay, bu teşvik araçlarının hep bir bacağının eksik bırakıldığını dile getirdi.
FİNANS SORUNU
Teşvikleri teşvik yapan en önemli unsurun finans olduğuna dikkati çeken Kuşkay, bu unsurun, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için bir türlü hayatiyete geçirilemediğinden yakındı. İşadamı Kuşkay, “Türkiye’de mevcut bankacılık sistemi ve bilhassa özel bankalar, bölgedeki yatırımlara sıcak bakmamaktadırlar. Birçok firma yeterli teminat bulamamaktadır. Kredi Garanti Fonu’nun limitleri yetersizdir. Bölgede teminat olarak gösterilen gayrimenkullerin değeri çok düşük tespit edilmekte ve böylece birçok yatırımcı yeterli teminat bulamadığı için kredi kullanamamaktadır. Birçok yatırımcıdan bölge dışı, örnek olarak İstanbul ve diğer gelişmiş illerde gayrimenkul varlığı sorulmaktadır.”
“ERZURUM METROPOL KENTE DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR”
Bankaların en azından bölgeden topladıkları mevduatlarla Avrupa Yatırım Bankası ve Dünya Bankası gibi kuruluşlardan Devlet Garantisi ile alınan kredilerin belli bir oranını Kalkınmada Öncelikli Yörelerdeki yatırımlar için tahsis etmeleri çağrısında bulunan Kuşkay, “Aksi takdirde Teşvik Belgesi Yatırımcılar için emredici fakat Bankalar için ihtiyari bir belge olmaktan öteye gidemeyecektir. Büyük şehirlere göç ancak bu şekilde durdurulabilir. Erzurum, Diyarbakır, Erzincan, Elazığ, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Şanlıurfa gibi iller metropol kentlere dönüştürülmelidir. Göçün daha büyük sosyal ve ekonomik maliyetler doğurduğu unutulmamalıdır. Bunun yolu ise mevcut teşvik araçlarına ek olarak getirilecek verimli bir Proje Finans Sistemi olacaktır.” diye konuştu.
TEŞVİK SİSTEMLERİ BÖLGEDE ARZU EDİLEN GELİŞMEYİ SAĞLAYAMADI
1969 yılından itibaren 474 sayılı kanunla uygulanmaya başlayan ‘Teşvik Sistemi’nin, bölgede arzu edilen başarıyı ve sonucu getiremediğinin açıkça ortada olduğunu anlatan İşadamı Yılmaz Kuşkay, “Yeni Teşvik Paketi ile mevcut araçlara ek olarak, 23 Ocak 1998 tarihli ‘Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile ilgili 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 4325 sayılı Kanunla uygulanmış olup, 5084 sayılı Kanunla uygulanması kaldırılan “Kurumlar Vergisi İndirimi” yeniden uygulamaya konulmaktadır. Kurumlar Vergisi İndirimi değişik oranlarda tüm ülkeye yaygınlaştırılmış bulunmaktadır. Gelişmiş Marmara ve Ege bölgelerinde Kurumlar Vergisi indirimi toplam sabit yatırımın yüzde 20’si ile sınırlı kalmak kaydıyla yüzde 50 oranında, 4. Bölge kapsamına giren bölgemiz illerinde ise indirim tutarı tavanı toplam sabit yatırımın yüzde 60’ı ile sınırlı kalmak üzere yüzde 90 olarak uygulanacaktır. Mevcut Kurumlar Vergisi oranı yüzde 20 olduğuna göre, her iki bölge arasındaki fark 8 puan yani yüzde 40 olacaktır. Böylece bölgede yatırım yapacak müteşebbisler 7-10 yıl arasında Kurumlar Vergisi indiriminden yararlanacaktır. Bu ise, mevcut işletmelere göre cari KDV oranı kadar bir ek destek anlamına gelmektedir. Aynı şekilde gelişmiş yörelerde 2 yıl müddetle uygulanacak istihdam desteği, bölgemiz için 7 yıl boyunca uygulanacaktır.”