Gülen Hocaefendi’nin Fikri Mimarlığını Yaptığı, “Dünyaya Açılan Türk Okulları” Özgün Bir Eserde, Beliğ Bir İfadeyle Değerlendirildi:
Barış Köprüleri
Editörlüklerini, Toktamış Ateş, Eser Karakaş ve İlber Ortaylı’nın gerçekleştirdiği “Barış Köprüleri: Dünyaya Açılan Türk Okulları” adlı eser büyük ilgi gördü.
‘TÜRK DİLİNİ DÜNYA’YA ÖĞRETİYORLAR’
Fikri mimarlığını Fethullah Gülen Hocaefendi’nin yaptığı Küresel Barış ve Eğitim Hamlesi sonucu olarak, Türk okullarının dünyaya açılmasıyla elde edilen başarının aktarıldığı, Avrasya dünyasından bir hayli öğrenci okutan ve bazı çevrelerde Türk dilini ikinci dil haline getiren okullar üzerindeki bilgi ve yorumların yer aldığı eserde, bu okulların Türk Dünyasının dünyaya bir açılım olduğu gerçeği vurgulanıyor.
OKULLAR, KÜRESEL BARIŞA DA HİZMET EDİYOR
Eserin editörlüğünü gerçekleştiren Toktamış Ateş, Eser Karakaş ve İlber Ortaylı, kitabın ön sözünde: Uzak Moğolistan’da Estonya’da Güney Amerika’da Hindistan’da ve Çin’de Türkçe konuşan şarkı söyleyen ortaokul öğrencilerinin bugün artık bir vakıa olduğunu, bu başarının da Fethullah Gülen Hocaefendi’nin fikri mimarlığını yaptığı Küresel Barış ve Eğitim Hamlesinden kaynaklandığını belirttiler.
ÖNSÖZ’DE KİTABIN DEĞERLENDİRMESİ VAR
Ateş, Karakaş ve Ortaylı eserin önsözünde şu görüşlere yer verdiler:”Geçen asırda Osmanlı İmparatorluğu içinde, İngiliz ve Fıransız misyonerlerin tehacümüne uğrayan, onların okullarında okuyan Müslüman çocuklarının korkulduğu gibi dinlerini değiştirmedikleri halde, kültürleri ve dünyaya bakışlarının değiştiğini gören Türkiye; bugün başka bir sürecin içindedir.
Türkiye’deki bağışçılar ve genç Türkler çok kısa zamanda birçok ülkede yatılı okullar kurmuşlardır. Zeki çocukların kabul edildiği bu okullarda ingilizce, yerel dil ve Türkçe’de eğitim verilmeye başlanmıştır. Eski sovyetler dünyasında ihtiyaç duyulan İngilizce’yi eğitim dili olarak kullanan bu okullar çok tutulmuştur. Tutunmanın bir nedeni de bu okullarda alkol ve tütün kullanımının yasak olması ve bu yasağında ikna yoluyla yapılmasıdır. Bu durumun veliler üzerindeki olumlu tesiri özellikle belirtmek gerekmektedir.
İster Estonya’da ister Baltık Cumhuriyeti’nde olsun öğrenciye uygun eğitim vermesi; her yerde yerel hakkı cezbeden de budur.Bu okullardaki öğretmenlerin yakın ilgisi 18,5 yaşında, kendi dilinden Türkçe’ye tercüme yapabilen gençlerin yetişmesini sağlamıştır.
Bugün Türk Okulları’nı ikna yönetimi ile yeni kültür grupları yetiştiren kurumlar olarak görmek mümkün. Bu değişim ön planda, oralarda hocalık yapan öğretmenleri ve bağışta bulunanları adeta büyülüyor. Kişisel olarak hizmet edenleri ve maddi katkıda bulunanların sayısını artırıyor. Sayın Fethullah Gülen’in teşvikçisi olduğu bu okulların haricinde başka okullarda vardır. Prof.Dr.Turan Yazgan’ın açtığı okullar ve devletimizin açtığı okullar sayesinde de Türkçe yayılıyor ve hak ettiği yeri almaya başlıyor. Yakın bir gelecekte Türkçe’nin yaygınlaşmasıyla Türkoloji ilminin çehresinin değişeceğini söylemek bu sayede mümkün olacaktır. Bu okullar Dünyaya bir açılımdır. Ne olduğunu bilmek zorundayız. Okullar hem yerel veliler hem de yönetimler tarafından kabul edilmektedir. Bu kabulün nedenleri üzerinde de düşünmeyi önemli buluyorum.
Bu çalışmada yer alan yazı ve değerlendirmeleri Türkiye’de her kesimden aydınların ve politikacıların yapması da ayrıca ilginçtir.
Okulların Türk etnisitesi ağırlıklı cumhuriyetlerin eski Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya’dan sonra yayıldığı yeni alanları göz önüne alırsak öğretimdeki ilkelerin din ve dil sınırlarını aşacağı ve evrensel değer ve ifadelere doğru gelişeceği tabiidir. Sayın Bülent Ecevit’in de ifade ettiği gibi 15. yılına adım atan bu okulların her geçen gün Türkiye’yi yakından tanıyan hatta ona intibak eden genç nesiller yetiştireceği ve geliştireceği açıktır.”
Büyük ilgi gören ve beğeni toplayan eserde: Bülent Ecevit’in dilinden “Türk Okulları’nın Türk dili ve Türkiye’ye katkısı”, Büyükelçi Gündüz Aktan’ın kaleminden “Japonya’da tanıdığım Türk okulları”, Kemal Karpat’ın kaleminden “Yurt Dışındaki Türk Okulları’nın Değeri”, A.Yaşar Sarıbay’ın kaleminden “Dünyanın Geleceğinde Okulları”, Ali Bulaç’ın kaleminden “Küresel bir açılım olarak Türk okulları”, Halit Refiğ’in kaleminden “St. Petersburg Türk Lisesi’nde aldığım ders”i, M.Ali Kılıçbay’ın kaleminden “Fethullah Gülen Okulları”, Ünlü Yazar Cengiz Aytmatov’un kaleminden “Küresel Barış adaları”, Tarihçi Yılmaz Öztuna’nın kaleminden “Fethullah Gülen Hoca’nın Okulları”, Gülay Göktürk’ün kaleminden “Beyaz adam başımı okşadı” Mehmet Altan’ın kaleminden “ Coğrafi kültürün Sosyolojik İfadesi”, Nevzat Kösoğlu’nun kaleminden “ Okullar Zinciri ve daha pek çok değerli analiz yer alıyor.
ECEVİT’TEN ÖVGÜ
Bülent Ecevit eserde yer alan “ Türk okullarının Türk Dili ve Türkiye’ye Katkısı” başlıklı yazısında Fethullah Gülen Hocaefendinin fikri mimarlığını yaptığı, Dünyaya açılan Türk okullarını şöyle tarif ediyor: “ Bu insanlar hangi ülkede olurlarsa olsunlar , bir kere çağdaş bir eğitim yapıyorlardı. Öte yandan öğrencilerine Türkçe öğretiyorlardı. Çağdaş Türkçe öğretiliyordu. Bir de bunun yanına bilimsel alanda ilerleyebilmenin önemli olanaklarından İngilizce’yi de katıyorlardı. Yerel dille beraber tam teşekküllü en az üç dil öğretiliyordu. Bu çok büyük ve insani bir hizmetti. Yapılan evvela ulusal bir hizmet, sonra da insancıl bir hizmet. Aynı zamanda Türk dilindeki gelişmeleri izlemeleri de benim için önemliydi”