Dünya Şehircilik Gününde her kent kendini sorguluyor. Ciddi bir kimlik kaybı sürecindeki Erzurum’un durumu ise belirsiz. Erzurum tarihi bir kent mi, metropol adayı mı, yoksa iri bir köy mü?
TARİFSİZ KENT
Asya ve Avrupa arasındaki kültürel kimliği “İpekyolu merkezi” olarak tarif edilen, Avrasya’nın merkezi olduğu öne sürülen Erzurum bugünkü konumuyla “tarihi kent kimliğinden uzaklaşmış durumda bulunuyor.
Tarihi dokuyu barındıran birkaç eser dışında, bu kimliği ifade edecek dokular hızla yok oluyor.
Tarihi Erzurum evleri ve bunları barındıran semtler; çarpık yapılaşma üslup ve anlayışı yüzünden ortadan kaldırılıyor. Emirşeyh, Yeğenağa, Muratpaşa, Esat Paşa, Caferiye, Lalapaşa, Mumcu, Vaniefendi, Ayazpaşa, Mirza Mehmet ve Kaleiçi Mahallerinin kapsadığı tarihi doku; Büyükşehir Belediyesi “Bursa Ressamlar Sokağı” “Safranbolu Evleri” benzeri koruma ve bakım projeleri üretmediği için maziye karışıyor.
NE ÇAĞDAŞIZ NE TARİHİ..
Tarihilik vasfını koruyamayan Erzurum, çağdaş bir şehir görüntüsü de vermiyor. Kentin altyapısı iflas etmiş halde bulunuyor. Üst yapı adına dikilen çok katlı apartman yığınları ise kente çağdaş bir hüviyet vermek yerine, adeta görüntü kirliliğine yol açıyor ve Erzurum’u çağdaş şehir kategorisine sokmuyor.
TARİHİ KENTLER BİRLİĞİNDE YOKUZ
Barındırdığı özel doku korunmayan Erzurum, “Tarihi Kentler Birliği “ içinde de yer almıyor. Bu yolda hiçbir girişimin olmaması, oldukça düşündürücü. Kentteki tarihi evler ve mekanların envanteri hala çıkarılmadı. Sığırcık Mezarlığı gibi, Erzurum tarihini yansıtan unsurlar yok olma sürecinde.
ALMAN LAUMBERT’İN PLANI HALA ETKİLİ
Erzurum’a hala 1950-60’lı yılların “Laumbert Kent Planı” hakim. 1980’li yıllarda Zühtü Can gibi uzman müelliflerce gerçekleştirilen nazım imar planları, günü birlik hesaplarla kadük edildi. Erzurum plansız bir şehir şablonunda. Gecekondu bölgelerini kapsayan “kentsel dönüşüm” gibi tarihi ve kültürel dokuyu koruma projelerine ve kalıcı bir şehir planına ihtiyaç var.
UYDU KENTLER AMACINA ULAŞMADI
Eski Belediye Başkanları Güllü döneminde Yenişehir, Dadaşkent; Mehmet Ali Ünal döneminde Yıldızkent, Ersan Gemalmaz döneminde Hilal Kent gibi uydu kent uygulamaları, aslında kent merkezindeki tarihi dokunun muhafaza ve korunması için iyi bir fırsatken, bu durum ne yazık ki değerlendirilmedi. Tarihi yerleşim alanları muhtelif vesile ve sebeplerle imara açılınca, şehirdeki tarihi iskan odakları birer ikişer yok edildi.
İMAR YÖNETİMİNDE KARARLILIK GEREKLİ
Şehircilik anlamında, Erzurum’da her dönem sürdürülmesi ve üzerinde oynanmaması gereken bir imar plan ve programına ihtiyaç var. Tarih ve çağdaşlığın buluşturulması kentin geleceği için hayati önem arzediyor. Erzurum’un Üsküp, Belgrad, Semerkant gibi tarihi kimliğini koruyup, modern imar hareketliliğine açılabilmesi, her şeyden önce kararlı bir “imar yönetimi”ni gerektiriyor.
İSLAH İMAR PLANLARI YETERLİ OLDU MU?
Kazım Yurdalan, Veyisefendi, Aşağı ve Yukarı Sanayi, Edip Somunoğlu, Şükrüpaşa, Aziziye, Gaziler, Şehitler, Maksut Efendi, Habip Efendi, Hasani Basri, Palandöken, Yoncalık, Kırmacı, Çırçır gibi sonradan oluşturulmuş gecekondu yoğunluklu mahallelerde, 1980’li yıllarda uygulamaya konulan İslah İmar planları, yeterli faydalar üretemedi. Burada devlet arazilerine gecekondu kuranlara önce tapu tahsis belgesi, sonra da tapu verildi. İslah imar planlarının asıl amacı olan alt ve üst yapı çarpıklığı ise giderilemedi.
ÇARPIK KENTLEŞME NELER KAYBETTİRDİ, NELER..
Erzurum’da plansız şehircilik tarihi ve kültürel dokuyu zedelediği gibi; şehir içme suyu kaynaklarını da olumsuz etkiledi. 21. yüzyılda olunmasına rağmen, Erzurum’un hala su ve alt yapı haritası bulunmuyor.Tarihi çeşmelerin çoğu susuz kaldı, yer ve dağ sularının önemli bir bölümü kaybedildi. Ayrıca şehir içme suyu şebekesinde de kayıp su oranı arttı.
ULAŞIM SORUNUNUN BAŞ AKTÖRÜ DE PLANSIZ KENTLEŞME
Plansız, çarpık şehirleşmenin olumsuz etkilediği bir diğer sektör de ulaşım. Ana arterler oldukça dar. Kent merkezinde alternatif yol açmak, astronomik rakamlara varacak istimlak bedelleri yüzünden neredeyse imkansız.Mahalle aralarındaki sokak yolları çağdaş şehircilikle bağdaşmayan durumda. Park sorununu giderecek, trafiği rahatlatacak oto park kurulmasına müsait alan sayısı az.
TOPLU KONUTLARDA OTOPARK VE SIĞINAK YOK
Plansız ve denetimsiz yapılaşma yüzünden otopark ve sığınak barındırması gereken toplu konutların hemen hiçbirinde bu vasıflar bulunmuyor. Cadde ve sokaklara park etmiş otolar yüzünden normal trafik akışına izin vermiyor. Olası bir tehlike durumunda halkın barınacağı sığınak ise yok.
ÇARPIK KENTLEŞME, BUZ OLUP BAŞIMIZA DÜŞÜYOR
Çarpık ve düzensiz yapılaşmanın en kötü sonuçlarından birisini kış aylarında yaşıyoruz. Erzurum iklimine özgü çatı düzeni oluşturulmadığı, çatılarda kar ve kar suyu tahliye düzeneği olmadığı için, kış aylarında buz düşmesi can ve mal kayıplarına yodl açmayı sürdürüyor.
GÜRÜLTÜ VE GÖRÜNÜM KİRLİLİĞİ
Plansız şehircilik görünüm ve gürültü kirliliğine de yol açıyor. Toplu konut alanlarında kiremit ve sac çatılar birbirine karışmış halde. Binaların dış cepheleri görünümleri de keyfilik sergiliyor. Ticaret alanlarıyla, iskan alanları iç içe olduğundan gürültü kirliliği en üst düzeye taşınmış bir vaziyet gösteriyor.