Halk Ozanlarının ortak beklentisi:
“Sümmani dünyaya tanıtılmalı”
Erzurum Narmanlı Aşık Sümmani ve Ardahan Çıldırlı Aşık Şenlik'in eserlerinde derin manalar bulunduğunu, bu iki büyük ozan’ın dünyaya mesaj olabilecek eserler sunduğunu söyleyen Halk ozanları Erzurum Narmanlı Aşık Sümmani ve Şenlik’in bütün dünyaya tanıtılması gerektiğini belirttiler.
OZAN KARAKOÇ DEĞERLENDİRME YAPTI
Ramazan ayı boyunca iftar sonraları Çobanoğlu Aşıklar Kıraathanesi'nde geleneksel hale gelen 'Aşıklar Muhabbeti'ni kaçırmayan 25 yıllık şair Yunus Karakoç, burada ozanlara 'ayak' veriyor. Esnaf olan Karakoç, şiiri milli duygulardan ve aşktan ilham alarak yazdığını söyledi.
Karslı esnaf ve şair Yunus Karakoç (43), yaklaşık çeyrek asırdır birlikte olduğu aşıkları övdü. Özellikle Ramazan ayının gelmesiyle birlikte iftar sonraları 'Aşıklar Muhabbeti'ni dinlemek için Çobanoğlu Aşıklar Kıraathanesi'ni dolduran Karslılar, ozanlara 'ayak' veren Karakoç'u daha yakından tanıyor. 20 yılı aşkın süredir aşıklarla birlikte böyle ortamlarda bulunduğunu söyleyen Karakoç; Murat Çobanoğlu, Şeref Taşlıova, Mevlid İhsani, Nusret Sümmanioğlu gibi usta aşıklardan da şiir boyutunda ilham aldığını dile getirdi. Karakoç, "Bu usta aşıklar vasıtasıyla sazdan, sözden, kafiyeden, heceden anlamaya başladım" diyerek, şiire bir aşk duyduğunu vurguladı. 200'den fazla şiiri bulunduğunu söyleyen Karakoç, şiirlerini "Benim duygularım bende kalsın" diyerek kitaplaştırmadığını ifade etti.
Karakoç, şiirlerinde genellikle toplumsal durumların ön plana çıktığını vurgulayarak, "Bir gece eve geldiğimde Erzincan'da deprem olduğunu, felaket yaşandığını söylediler. İçim yandı. Oturdum ve depremi yaşamış gibi, bir seferde tam 13 kıtalık bir şiir yazdım. Şiirlerimde bunların yanı sıra sevgiyi de ele almışımdır. Hayali bir aşk ile yazılan şiirler vardır. İnsanlara faydası olmayacak bir şiirden çok çekinirim. Hele bir de buraya gelip aşıklarımızı dinlediğimizde daha bir güzel oluyor. Kendi özümüzü, kültürümüzü buluyoruz. Şu an ülkemizde yapılan ve özellikle gençlerin uğraştığı müziklere bakılırsa hep bir yozlaşma var" ifadelerini kullandı.
Geçmişi, tarihi, gelenek ve görenekleri yansıtan tek sanat dalı olarak aşıklık sanatını gösteren Karakoç, bu sanatın ayakta kalabilmesi için toplumun her kesiminden destek verilmesi gerektiğini savundu. Karakoç ayrıca, ozanların deyişlerinde yatan ince bir ruh varlığından da söz ederek, "Her ne halde olursanız olun, aşığın bağlamasından çıkan sesi duyduğunuzda ve sözlerde yatan manaya kulak verdiğinizde bütün yorgunluğunuz ortadan kalkar ve iç dünyanızda farklı bir kişilikle karşılaşırsınız. O mısralarda gizli fakat hayatla aşikar olan sözleri herkes yazmak ister. Ama yaşayarak yazan aşıklar var olduğu için biz o dünyanın içine rahatlıkla dalabiliyoruz. Bugün Erzurum Narmanlı Aşık Sümmani ve Ardahan Çıldırlı Aşık Şenlik'in sözlerini dinlediğimizde o gizemi rahatlıkla yakalayabiliyor ve içinde yatan manayı kolaylıkla alabiliyoruz. Gönül isterdi ki, bir Sümmani ve Şenlik de bugün ülkemizde tanınsın. Ben bu alanda sorumlu olan herkesi bu iki hak aşığını tüm dünyaya tanıtmaya davet ediyorum" diye konuştu.