Erzurum Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürü Remzi Ertek, “Musluk suyundan halen daha endişe duyanlar, numune alıp getirsinler, istedikleri laboratuarlarda birlikte analiz ettirelim.” dedi.
//ERTEK’E GÖRE SUDA SORUN YOK
Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Erzurum Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ)’nin Genel Müdürü Remzi Ertek, içme suyunun renk ve kokusuyla ilgili olarak yaşanan sorunun, tam kapasite hizmet vermeye başlayan Ozonlama Sistemi ile ortadan kaldırıldığını söyledi. Sistemin işleyişi ve suyun üzerindeki etkileriyle ilgili olarak bilgiler veren Genel Müdür Ertek, Ozonlama Sistemi’nin, şu an dünyada kullanılan en ileri arıtma teknolojisi olduğunu vurgulayarak, söz konusu teknik sayesinde suda mikrobik en ufak bir madde bile bırakılmadığını kaydetti. Ozonlama Sistemi’nin en büyük avantajının, herhangi bir kimyasal katkı eklemeden suyu temizlemesi olduğunu anlatan Ertek, sistemin çalışma şeklini de anlattı. Ertek, “Sistem, havadaki oksijeni alarak, bilinen en etkili mikrop öldürücü ve koku giderici olan ozona dönüştürüyor. Tesis içerisindeki havuzların tabanlarında bulunan difüzörler sayesinde, ozon, 12 ile 13 dakika boyunca suya enjekte ediliyor. Bu süre zarfında suda mikrobik anlamda akla gelebilecek ne varsa, hepsi temizleniyor. Sudaki ozon ise, 20 dakika içerisinde yeniden oksijene dönüşüyor. Yani suda en küçük bir atık ya da artık bile bırakmıyor.” diye konuştu.
//OZONLAMA SİSTEMİ
Ozonlama Sistemi’nin, klordan 3 bin 160 kat daha etkili olduğunu; sudaki spor, bakteri, kist ve diğer tüm mikrobik maddeleri anında yok ettiğini dile getiren Remzi Ertek, sistemin, sadece bakteriler üzerinde değil, sudaki ağır metaller üzerinde de etkili olduğunu ifade etti. Ertek, “Suda renk ve kokuyla ilgili bir sorun olduğunu hepimiz biliyorduk ve bunun sebebi de, manganın klorla olan birleşimiydi. Ozonlama Sistemi sayesinde sudaki ağır metaller, oksitlenerek filtrelerde tutuluyor. Dolayısıyla artık klorla birleşen manganın suda renk değişimine neden olmasına izin verilmiyor.” şeklinde konuştu. Sistemin devreye girdiği günden bu zamana kadar suda renk ve koku adına en küçük bir sorun görülmediğini anlatan Ertek, “Suda buna rağmen görülebilecek renk bozuklukları, kesinlikle şebeke kaynaklı değil. Eğer musluğundan akan suyun rengi ve kokusuyla ilgili olarak herhangi bir problemi olanlar varsa, numune alıp bize getirsinler, en ileri düzeydeki laboratuarlarda birlikte analiz ettirelim.” dedi.
//SUYUN SERTLİK DERECESİ
Erzurum’un, daha önce kuyulardan tükettiği suyun sertlik oranı ile bugün tüketilen suyun sertlik oranı arasında dağlar kadar fark bulunduğunu vurgulayan Remzi Ertek, “Kuyu sularının sertlik değeri 22 iken bugün kullandığımız suyun sertlik değeri, en fazla 4’le ifade ediliyor. Önceki sular, şebekeler de dahil olmak üzere kireçlenme ve paslanmalara neden olurken, bugün kullandığımız suyun tam tersine çözücülük özelliği var. Bu nedenle muslukları ilk açışta belki renk itibariyle suda bir değişiklik göze çarpabilir, ancak birkaç saniye içerisinde suyun renginin düzeleceği görülecektir. Bunun nedeni de, baraj suyunun, boru cidarlarını kaplayan kireç ve kumları çözmesidir.” şeklinde konuştu.
Ev hanımlarına da müjde veren ESKİ Genel Müdürü Remzi Ertek, “İddia ediyoruz, artık ev hanımlarımızın çamaşır makineleri için kireç sökücü bir takım katkılar kullanmalarına gerek kalmadı. Çünkü şu anda tükettiğimiz su, çözücülük özelliğiyle kireç sökücülerin işini, hem de fazlasıyla görüyor.” ifadelerini kullandı.
//ERZURUM’DAN NUMUNE GÖNDERDİ
ESKİ Genel Müdürlüğü görevine, DSİ Eskişehir Bölge Müdürlüğü’nden geldiğini hatırlatan Remzi Ertek, sular konusunda yüksek lisans yapmış bir mühendis arkadaşından bir konuda yardım istediğine işaret ederek, “Eskişehir DSİ’de görev yapan bu arkadaşımıza, Erzurum’daki içme suyumuzdan numune gönderdik. Kendisi bizzat analiz etti ve sonuçlarını bize bildirdi. Mühendis arkadaşımız, numune olarak gönderdiğimiz suyu çeşitli testlere tabi tutmuş. Suyumuzu, 5 gün süreyle 37 santigrat derecede bekletmiş. Bu sıcaklık, bakterilerin üremesi için çok uygun bir ortamdır. Farklı sularda, 5 gün sonra suda yosun ve bir takım bakterilerin oluştuğu gözlenirken, bizim suyumuzun 5 gün boyunca en ufak bir değişikliğe uğramadığını gözlemlemiş. Bu arkadaşımız, bize gönderdiği raporda, suyumuzun, piyasada ambalajlanarak satılan sularla hemen hemen eşit özelliklere sahip olduğunu vurguluyor.” şeklinde konuştu.
İçme suyu konusunda halen daha tereddüt içerisinde olan vatandaşlara da seslenen Ertek, “Evinde kullandığı suyla ilgili olarak problemi bulunan kim varsa, numune alıp hemen bize getirsin. En üst düzey ve akreditasyona sahip dilediği laboratuarda birlikte test ettirelim. Görülecek ki, suyumuzda sağlık ve kalite açısından herhangi bir problem yoktur. Bu nedenle halkımız, içme suyumuzu büyük bir gönül rahatlığıyla tüketebilir.” diye konuştu.