ETB BAŞKANI HINISLIOĞLU'NDAN HORMON UYARISI...

Teras sistemi en güzelie de bu milletinle bal yiyilmez teraslyarın hepsini çatıya çevirdiler. Yazıklar olsun belediyeler ne etsin millet huysuz.

Bizim belediyelerdeki mantık şu: Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.

%45 eğim ve ısıtmalı sistem işi kökten çözer. Belediyeler uyumasın. Milletin canına kastediyorlar farkında değiller mi?

Değerli dadaşım, bir kamu kurumunun onbeşyıl boyunca Baş teknik elemanlığını yaptık.Erzurum ve Erzurum'a bağlı il ve ilçelerde ki binalarımızın bakım onarım,tadilat işlerinin kontrollüğünü yaptık.Bu sayede nice tecrübeler ve olaylar yaşadık.Erzurum Gürcükapıda bulunan devasa 8 katlı Bölge binamızda bahsettğiniz sarkıt olaylarından çok çektik.ilgililere bir rapor yazdım ve bu binanın çatısına ait temel çözümünün mevcut %33 eğimli çatının sökülerek yerine teras sisteminin yapılması, rezistanslı ısıtma sistemnin ise izolasyon malzemesinin üstüne yapılmasını önerdim.Kabul edilmedi.Sonra,"Emir demiri keser" hesabı 2007 yılında yaptığımız araştırma ve inceleme sonucunda resiztanslı -sensörlü ısıtma ve eritme sistemini ihaleye çıkardık.Hollanda menşeili bir firmanın Erzurum temsilcisi ihaleyi aldı ve çatıya bu sitem döşendi.Erzurum'da bir kamu kuruluşu olarak ilk biz yapıyorduk ve bu çok önemliydi.Takip eden kış mevsiminde sistem vermli çalışmadı ve sonuç kocaman bir sıfır çıktı.Çünkü, çatı yaklaşık 1500 m2 alanlı devasa bir çatı di.Sistem yağan karı eritiyor kurutmaya kalmadan soğuk ve yağışlı havaların etkisiyle eriyen kar suya dönüşüyor ve su da doğal olarak buz kesiyor....Sonuç alamadık,sonrasında yaralamalı ve araç hasarlı çok olaylar yaşadık.Bu durumu, içinde Bulunduğum kurum harici ilgili Belediye başkanlarına yemekli bir toplantıda konyu açtım.Bu memleketin çatı sistemlerinin tamamen yanlış yapıldığını,"Göre gelenin süre geldiğini" belirttim.Erzurum'da çatı eğimlerinin en az %45 derece olması gerektiğini, iyi izole edilmiş ve ısıtma sistemi yapılmış teras sistemleriyle sorunların ancak çözüleceğini belirttim.Lakin,kimseler olayı ve yaşananları takmadı.Hatta yazar çizer birisi olmamız hasebiyle çok yazıp çizdim.Sonuç yine sıfır...Ahirinde tayinle başka bir memlekete göç ettim.Aradan bir yıl geçti mevzu bahis binamızda sarkıttan dolayı iki ölümlü olay yaşanmış...Çok ama çok üzüldüm hala o üzüntü içimdedir.İlgili kişlerin aileleri kurumu mahkemeye vermişler...Dava devam etmekteymiş.Niye bunlar olsun ki? Çözüm varken,inat etmenin alemi nedir? Nedir bu Erzurum'un üzerinde gezen kara bulutlar? Niye kimseler olaylara ve halka sahip çıkmazlar? Çözüm önersini sunanlara niye itibar etmezler?...Bir Erzurumlu olarak Erzurumda çalışmanın çok zorluklarını çektim.Ve hala o zorluklar devam etmekte...Çözüm Allah'a kalmış...Selamlar iyi bir konuya değinmşsiniz ama "Havanda su dövmeyiz" İnşallah...