Türk Parlamenter Gazeteci ve Yazarlar Birliği Başkanı İbrahim Aydemir, Atatürk Üniversitesi’nin sadece bir eğitim kurumu olmadığını, Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığını pekiştiren bir merkez niteliği taşıdığını vurguladı. Aydemir, üniversitenin ülkenin bilim ekosistemine katkılar sunduğunu ve bilgi üreten bir toplum inşa etme noktasında kritik bir rol oynadığını belirtti.
CAHİT ARF’IN 1958’DEKİ VİZYONU
Atatürk Üniversitesi’nin bilim dünyasına kazandırdığı değerlerden biri olan Ord. Prof. Dr. Cahit Arf’ın 1958 yılında yayımladığı “Makine Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?” adlı eserin, yapay zekanın temellerine dair öncü fikirler içerdiğini ifade eden Aydemir, bu çalışmanın bilim dünyasında bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Aydemir, bu eserin yapay zekanın bilişsel süreçleri simüle edebilme ihtimalini, insan zihninin mekanik temsili üzerine inşa edilen teorik çerçeveyi ve algoritmaların düşünme yetisini nasıl taklit edebileceğini çok önceden tartışmaya açtığını belirtti.
BİLİMSEL DEVRİMLERİ KAÇIRAN TOPLUMLAR TEKNOLOJİ TÜKETİCİSİ OLUR
Aydemir, bilimsel devrimleri kaçıran toplumların teknoloji tüketicisi olmaya mahkum olduğunu vurguladı. Türkiye’nin, Atatürk Üniversitesi gibi köklü akademik kurumlarıyla bilgi üreten ve yönlendiren bir ülke olma yolunda ilerlemesi gerektiğini dile getirdi.
Bilgi ekonomisinin küresel hegemonya oluşturduğu bir çağda, güçlü bir bilim altyapısı olmadan ne bağımsızlığın korunabileceğini ne de sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabileceğini belirten Aydemir, Atatürk Üniversitesi’nin Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığının en güçlü teminatlarından biri olduğunu ifade etti.
Bilimsel düşüncenin ve teknolojik ilerlemenin milli kalkınmanın temel taşı olduğunu belirten Aydemir, genç akademisyenlerin ve bilim insanlarının Atatürk Üniversitesi’nin mirasını daha ileriye taşıması gerektiğini söyledi.