SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Atatürk Üniversitesi, kültür ve sanat tarihi hayatına yeni kazanımlar sunmaya devam ediyor. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı, Sanat Tarihçisi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, Ardahan çevresindeki insan biçimli mezar taşlarıyla ilgili olarak kapsamlı bir araştırma çalışması yürütüyor. Önümüzdeki günlerde kitap haline getirilecek olan araştırmada, Türk inanç ve geleneklerinin bir uzantısı olarak mezar taşları ele alınıyor.
//ARDAHAN ARAŞTIRMASI
Sanat Tarihçisi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, Ardahan’daki insan biçimle mezar taşlarıyla ilgili olarak kapsamlı bir esere imzasını atmaya hazırlanıyor. Doç. Dr. Aktemur, yürüttüğü çalışmayla ilgili olarak bilgiler verdi.
Ardahan ve çevresinde eski Türk inanç ve geleneklerinin bir uzantısı olarak, mezar taşlarında insan figürünün kullanıldığını anlatan Aktemur, bu geleneğin 1910’lu yıllara kadar sürdüğünü kaydetti. Aktemur, Türklerin, ölen atalarının anısına taş heykeller diktiklerini belirterek, bu heykellerin kurga üzerine ve eteğine ya da çoğunlukla kült merkezlerine koyulduğunu dile getirdi. Aktemur, “Heykelin ve kült merkezinin çevresi bir sıra taş ile çevrilerek kare ya da dikdörtgene yakın küçük bir alan elde edilmekteydi. Ata heykelinin bulunduğu kült merkezinde; ölünün anısına şölenler verilmekte, yemekler ikram edilmekteydi. Böylesine ilginç dinsel bir gelenek sonucunda ‘Türk toplumunda taş heykel kültü’ ortaya çıkmıştır.” diye konuştu.
//İNSAN FİGÜRLÜ MEZAR TAŞLARI
Ata kültürünün temsilcisi olan taştan yapılmış insan heykellerinin, Türk toplulukları tarafından kutsal olarak kabul edildiğini belirten Aktemur, bu kutsallık nedeniyle heykellere saygı duyulduğuna işaret ederek, “Bu kutsallık yalnızca heykellerin yapıldığı dönemle sınırlı kalmamış, tam tersine İslamiyet’in Türk toplulukları tarafından benimsenmesinden sonra da, varlığını sürdürmüştür. Hatta günümüzde bile taştan yapılan insan heykelleri kutsal olarak kabul edilmekte ve bunlar ‘taş nine’, ‘taş baba’, ‘keser taş’ ve ‘saymalı taş’ gibi isimlerle adlandırılmaktadır.” şeklinde konuştu.
İnsan biçimli taş heykel geleneği ile ilgili önemli bilgilerden bir kısmının, Genceli olan Nizami’den öğrenildiğini kaydeden Aktemur, Nizami’nin 13. yüzyılda yazdığı eserinde; “Taş heykeller Kıpçak bozkırlarına tılsım olarak dikilmişti. Bu tılsımların hemen hepsi şimdiye kadar orada durmaktadır. Bütün Kıpçak halkı bu tılsımlara yaklaşınca onlara tapar ve okluğuna bir ok bırakır. Bir çoban oraya gelirse, bir koyun keser” ifadelerine yer verdiğini bildirdi.
“GELENEKLERE BAĞLILIK”
Şamanist inanç doğrultusunda büyük bir saygı duyulan insan biçimli taş heykel geleneğinin, İslami devirde çoğunluğu Hanefi mezhebine mensup olan Ardahan ve çevresinde soyutlandığını aktaran Aktemur, bu geleneğin, insan heykeli formlu mezar taşı şeklinde devam ettirildiğini belirtti. Bu durumun, Şaman inancına değil, tam tersine eski geleneklere bağlılığın bir ifadesi olarak kabul edilebileceğini söyleyen Doç. Dr. Aktemur, “Bu tarz mezar taşları yapma geleneğini, Hanefi mezhebindeki Müslüman Karapapaklarca yaygın şekilde kullanılmıştır. Söz konusu bu topluluk, bu mezar tayı geleneğini 1877 ile 1878 Osmanlı Rus Harbi’nden sonra Ağrı Tutak, Kayseri, Sivas ve Tokat çevrelerine muhacir olarak gittiklerinde, buralara da götürmüşlerdir.” şeklinde konuştu.
Söz konusu mezar taylarının, özellikle üzerlerindeki çeşitli sembolik anlamlar içeren motifleriyle dikkat çektiklerini anlatan Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, bunlar arasında Cami, İbrik, Ay Yıldız, Tüfek ve Fişeklik, hançer, kılıç, tabanca ve benzeri motiflerin yaygın olduğunu ifade etti.
//MEZAR TAŞINDAKİ CAMİ MOTİFİ
Mezar taşlarındaki her bir motifin ayrı bir anlam barındırdığını vurgulayan Aktemur, “Mezar taşlarındaki cami motifi, İslam dinini sembolize etmektedir. İbrik motifi ise, mezarda yatan kişinin abdestli ve namazlı, dini bütün bir Müslüman olduğunu anlatmaktadır. İslam’ın sembolü hilal ya da bayrağımızın ay yıldız motifi de, mezar taşlarında sıkça kullanılmıştır. Ay yıldız bezemesi, mezarın bir asker veya bir şehide ait olabileceğine işaret ettiği gibi, Türklük sembolü olarak da işlenmiştir. Tabanca motifi, defnedilen kişinin yiğit oluşunu, iyi silah kullandığını sembolize eder. Kama, bıçak ve hançer motifleri, mezar taşlarında hayatın kısa kesildiği, şehitliği ettiği gibi, kurban, intikam ve ölüm sembolü olarak da kullanılmıştır. Bu motifler ayrıca hakimiyeti, hükümdarlığı, yiğitlik, adalet, cesaret gibi kavramları sembolize etmek içindir.” şeklinde konuştu.
Yaptığı bu araştırmanın yazım aşamasının sonuna geldiğini ve önümüzdeki günlerde “Ardahan Çevresindeki İnsan Heykeli Formlu Mezar Taşları” adı altında bilimsel içerikli bir kitap haline getireceğini kaydeden Aktemur, eserin, kültür ve sanat tarihiyle ilgilenen bilim adamları ve okuyucuların hizmetine sunulacağını sözlerine ekledi.