Nerede bu ARAFALIK toplayan çocuklar.
Gören bilen duyan oldu mu?
Şahsen tek tük gördüğümün dışında yok!
Sanki Erzurum’da çocuk kalmamış.
Eskiden arife günü sokaklar çocuktan geçilmezdi.
Ne oldu?
Niye şimdi yoklar?
Hani Ramazanın son 10 gününde dükkanların önünü dolduran fındık fıstık çuvalları?
Neredeler?
Varsa yoksa enavi türden şekerlemeler.
O da olsun elbet; ama bayramları asıl bayram yapan olgu niye öldürülüyor ki!
Arafalık toplamak yokluktan değildi ki.
Tam tersine bir varlık gösterisiydi.
Birlikte var olmanın fotoğrafı.
Daha çocuk yaşta evlatları çevreye aşina kılma, etrafı sevip saydırma girişimi.
Ve tabii ki, bu karşılıklıydı.
Evine yönelen aileye de, çocuklardan uçup gelen bolluk bereket iksiri.
Ne oldu sahi?
Niye kaybettik!
Allah aşkına buna birileri çıkıp cevap versinler.
Niye şu sivil toplum örgütleri bu işleri önemsemiyorlar.
Her olaya maydanoz olanların bize göre bu hayati konuda sesleri çıkmıyor.
Çünkü, olayın arka planından habersizler.
Oysa, milletleşme sürecinin önemli ayaklarındandır bu tür geleneklerimiz.
Ayrık otu saçıp gezenler, bu tür güzel hasletlerimizi de bir bir yok ettiler.
Gerekçeleri de var.
Ve nefisleri de zirveye çıkartıyor.
“Benim çocuğumun üç beş fındık fıstığa ihtiyacı mı var?”
Yuh be…
Beyinsizliğin daniskasıdır bu söz.
Sanki eskiden yok olanlar toplarlardı.
Gafil adamlar.
Böyle diye diye bir milleti lime lime ediyorlar da farkında değiller.
Ya da bilerek yapıyorlar!
Evet, Arafalık deyip geçmeyelim.
Bayrama bu duygularla giriyoruz.
Türk İslam dünyası kan revan içinde…
Yüreklerimiz kan ağlıyor!
Sebep arıyoruz, niye bu haldeyize…
İşte biri bu!
Binlerce yılda oluşan ve millet hamurumuzun mayası olan bu tür adetlerimiz!
Arafalık!
Çocukların yaptığı, büyük iş!
Topluluktan, yığınlardan millet oluşturma!
Bu sadece bir örnek…
Daha onlarca, yüzlercesi var!
Ve yazık ki, her geçen gün birini yok ediyoruz.
Bindiğimiz dalı kesiyoruz!
Ahmakça!
Yazık, çok yazık!
Ve tabi bu hale sebep olanlara da milyon kere milyon esef!