Radyo Günlerini hatırlayan nesil ikindi vaktinde..
Dimağını Erzurum mayalarıyla besteleyen, ruhunu Erzurum türküleriyle besleyenler..
Gündüz Gözümoğlu’ndan Zeki Süzergil’e, Fuat Lehimler’den Raci Alkır’a, Cengiz Çelenk’ten Lütfü Ortakale’ye, İbrahim Erkal’dan Mükerrem Kemertaş’a Türkü söyleyen Türkülerin dilleri suskun..
‘Sen söylerken göğe değer başımız/Sen susarsan göğümüzü yas alır/ Pasinler’i duman alır, pus alır’ demişti ya Şair Akbaş..
Sen susarsan..!
Önce Alkır, sonra Erkal ve Kemertaş..
Türkülerin sükununa vardılar..
Palandökendiler, Erzurum’dular..
Dadaşça yaşayıp, dadaşça sustular..
Edeple…
Yüce endam, yiğit sesleriyle göç ettiler darı ukbaya..
Bir göç kervanı ki..
Mükerrem ağabeyimiz de var içinde..
Ona ad verenler seçkince tercih etmişlerdi ki..
Ahbabları teslim edecektir..
Mükerremdi..
Muhteremdi, saygıdeğerdi..
Dadaşlık ruhu ikram olunmuş. Bir mükerremdi…
Siması, sesi, ahengi ve terbiyesiyle tam bir Erzurum..
Palandöken semasında bir Huma..
Rahmet ve rahmet..