Yoksulluğun sosyal etkinlikleri nasıl olumsuz etkilediğini ele aldık.
Yadsınmaz bir gerçekti bu..
Evini geçindirme derdine düşmüş insanlardan ya da yarınını göremeyen gençlerden, veya ertesi günkü senetini nasıl ödeyeceğini şaşırmış esnaftan veyahut işçisinin maaşını ödemek için evinin elektrik faturasını ödeyemeyen işadamından destek gelemeyeceğini anlatmıştık.
Bunlar hayatın gerçekleri..
Bir yerde Erzurum’un asıl yüzü..
Yaşama sevinci, zevki ve heyecanı biraz mali güce bağlı..
İşin bir de kültürel boyutu var..
Önceki gün Hayko ve Şebnem Ferah’ın konseri vardı..
Binlerce genç gördük izleyiciler arasından..
Binlerce genç..
Rock müziğe büyük bir ilgi vardı..
Gençler müzik eşliğinde kendilerini kaybedercesine dans ediyor, şarkı söylüyorlardı.
Üniversiteli gençler değildi çoğunluğu teşkil eden..
Ekseriyeti Erzurumlulardı.
Bu kentin çocukları..
Eğleneceklerdi elbette…
Ama bizim olmayan bir müzik tarzına ilginin bu denli yüksek olması da şaşırtıcıydı.
Türkü kültürüne yabancıydı çoğu..
Türk Sanat Müziği dinleyicileri yoktu aralarında…
Hayko’yla coşuyorlardı ama emin olun çoğu Mükerrem Kemertaş’ı bilmiyordu..
Aşık Reyhani garibiydi gençler..
Tişörtlerindeki yabancı sloganların manasını bilmiyorlardı, ama belli ki kültürel yabancılaşma içinde olduklarını sergiliyorlardı..
Emsalimiz gençlerle, konser sonrası konuştuk..
Kültürel yozlaşmaya değgin sohbetler ettik..
Zevk ve renklerini böyle tercih etmelerinden yana şikayetleri yoktu..
Bizim de bir diyeceğimiz..
Erzurum milletvekillerinin isimlerini saymasını istedim birkaç gençten..
Üçü geçen olmadı..
Hele biri Sağlık Bakan’ının Erzurumlu olduğunu ilk defa duyduğunu söyleyince kulaklarımız üzüldü.
Bunu, siyasilerin halktan kopukluğuyla izah edebilirsiniz belki ama..
Bu denli mi?
Erzurum’un siyasetinden, ziraatinden, sanatından bu denli kopukluk nasıl izah edilebilir?
Erzurum’un renk ve zevklerinden bu denli uzak kalmak nasıl yorumlanır?
Palandöken’i sadece kayak merkezi olarak gören bir gençlik bu..
Oysa o sadece bir dağ mıdır?
Coğrafi bir meta olmaktan başka işlevi, fonksiyonu ve yüklendiği misyonu yok mudur?
Palandöken gibi dik olmak, karı kadar ak, havası kadar temiz..
Böyle anlaşıldığını zannetmiyorum artık..
Şu ilin ilçelerini tam sayacak kaç genç var?
Ya da on tane köy ismini bilen..
Ya da mahallelerini ..
Kapiçino değmiş ağızlardan Erzurum’a dair neler duyabilirsiniz?
Her neyse ve nasılsa…Geçiniz..
Hangi takımların taraftar olduğuna bakınız gençlerin, gençlerinizin..
Aralarında Erzurumspor diyen kaç kişi var?
Önce GS sonra eh biraz Erzurumspor..
Ya da önce FB ya da BJK…
“Adım bu, göbek adım da söylenmese de bu” demek gibi bir cevap..
Cemal Gürsel’e gitmemiş yüzlerce genç var..
Onlara mavi ve beyazın manasını sorarsanız, ola ki Arjantin Milli takımının rengidir, cevabını alasınız…
Şaşırmayın..
Kültürel yozlaşma, dejenerasyon ve değişimin sonucu bu..
Şimdi söyler misiniz Allahınız aşkına..
Ne koymuş, ne arıyoruz?
Sonra Erzurumspor’a gelecek biçiyor, yarınını tasarlıyoruz..
Gidişat gösteriyor ki, Erzurumspor gelecek nesiller için sportif bir değer olmaktan uzaklaşıyor..
Erzurum’u bilmeyenin takımıyla ne işi ola ki..
Önümüzdeki yıllarda bu takım ancak ekonomik bir değere dönüştüğünde, bir şeyler ifade edebilecek gibi..
Umarız yanılırız..
Ve inşallah yanılırız…
Şöyle bir kongre sürecine de değinelim..
Erzurumspor kimin aday olacağı belli olmayan bir genel kurul yapacak..
Kaç delege katılır o da meçhul..
Öyle bir kongre heyecanı da hakim değil ortama..
Ciddi bir sportif kaosun arifesindeyiz sanki…
Başkan Ilıcalı’nın kesinlikle aday olmayacağı tavrından vazgeçeceği yolunda duyumlar alıyoruz..
Biraz ısrar beklentisi var herhalde..
Ya da Erzurumspor bana mecbur gibi bir eda mı acep?
Ama tekrar aday olacağı ihtimalini de yabana atmayın..
Son durum bunu gösteriyor..
Hayırlısı olsun..
Başka ne denebilir ki..