Türkiye’nin en köklü kulüplerinden Fenerbahçe, kulakları sağır eden ıslık sesleri arasında sahaya çıktı.
Bursa’da Pazar günü oynanan Bursaspor- Göztepe maçı tam istediğimiz gibi berabere bitmişti.
Bizim hedefimiz, Fenerbahçe’yi yenmek ve 35 puana ulaşmak.
Ligin son haftasına, Göztepe ve Bursa’yı altımıza alarak girmek.
Maç başlamadan ‘Canısı’ şarkısı çalınca, tribünlerde cep telefonlarının fenerleri yanmaya başladı.
Yaklaşık 15 bin kişi, Fenerbahçe taraftarı da dahil, hep birlikte koro halinde rahmetli İbrahim Erkal’ın şarkısını söyledik.
O pozitif enerji ile maça hızlı girdik.
Taylan’ın 25 metreden füzesi, üst direği sıyırdı.
Ardından Tolga’nın ceza alanına yaptığı ortaya koşan Sunu, yediği bir omuz darbesiyle saf dışı kaldı.
Sunu, darbeyle birlikte düşse, acaba Aslanboğa bize penaltı verir miydi?
İbrahim’in pasında Eduok’un şutuna Harun şans tanımadı.
Aynı şekilde Seyiç de Soldado’nun şutunu ayağı ile uzaklaştırdı.
İlk yarı başladığı gibi golsüz kapanırken ikinci yarıda Kanstrup, topu kesti ama Soldado’nun önüne bıraktı.
Sehiç, kayarak topa müdahale edince Aslanboğa, tam arzu ettiği fırsatı buldu.
VAR’ı inceleyen hakem, penaltı noktasını gösterdi ve Moses’in golü ile BB Erzurumspor’u cehennem ateşine attı.
Faul atışında Emrah’ın harika şutu, üst direkten dışarı gitti.
Hakan’ın 30 metreden sert şutu, Harun engeline takıldı.
Tshabalala’nın korner atışında, Kaptan Lokman, yediği darbe ile kendini yerde buldu.
Ancak aynı hakem, VAR’a bile gitmeye gerek görmedi.
Leo’nun ortasında Lokman’ın havalandırdığı top kalenin üstünden dışarı çıktı ve maçta konuk takımın galibiyeti ile sona erdi.
Böylece biz de ayağımıza kadar gelen fırsatı teptik.
Muhteşem bir seyirci desteğine rağmen (pet şişelerin atılma olayını saymazsak) bırakın üç puanı, bir puan bile alamadık.
Erzurum’un güzel özdeyişlerinden biridir:
Şİmdi, ‘Aşığı yuduzduk, çura güveniyoruz.’
O nasıl olacak, anlatayım:
Bir: Göztepe, kendi sahasında Ankaragücü’ne yenilecek.
İki: Bursa, deplasmanda EY Malatyaspor’a yenilecek ya da berabere kalacak.
Üç: BB Erzurumspor, deplasmanda Kayseri’yi devirecek.
‘Ölme eşeğim ölme’ özdeyişinin tam yeri değil mi?
Hayal dünyasında yaşamak isteyenlere, her şey serbest.
Ancak benim böyle bir ümidim ya da beklentim yok.
KİM NE DEDİ?
On sekiz yıl sonra çıktığımız süper ligde, bir takım acemiliklerin kurbanı olduk.
Bunları Kayseri maçından sonra yazacağız.
Gelelim maçtan sonraki açıklamalara.
Sizi bilmem ama ben bu açıklamaları, veda mesajı gibi algıladım.
İşte futbolcu ve teknik direktörün görüşleri:
İbrahim Akdağ: Şehre yazık oldu. Bazı güçlerle başa çıkmak zor. Bildiğimiz çok şey var ama söyleyemiyoruz. Emeğimizi çalıyorlar. Üçüncü bölgede bitirici adamımız yok. Malatya maçının ilk yarısında 3-0 olabilirdik ama maçı kaybettik.
Lokman Gör: Bizi bu ligde istemediler. Ne istiyorsunuz bizden? Çıktık aslan gibi top oynadık. Penaltı inanılır gibi değil. Oysa taraftarımızla, iklimle, zeminle lige renk kattık.
Hamza Hamzaoğlu: Her takıma rahat verilmeyecek bir penaltı bize veriliyor. Matematiksel, olarak şansımız var. Ben kendimi sorguluyorum ama futbolun içindeki herkesin kendisini sorgulaması lazım.