“Erzurumspor kolay bir guruba düştü, liderlik çantada keklik” diyebilirdik.
Keşke diyebilseydik..
Karadenizspor dışında, ciddi bir rakibin olmadığı guruptan çıkmak işten bile değildi.
Sonrası umut yelkenlerini açar, 1. lige yükselme hayallerine dalardık.
Yazardık, çizerdik..
Olmadı..
Böyle giderse olmayacak galiba..
Birinci lige yükseldiğimiz yıllardı..
O dönemin gazetecilerinden Gürhan Ata ve Vedat Refayeli’nin “Erzurumspor’u birinci ligde anlatmak emeline eriştikleri” için ne kadar sevindiklerini, bunu yazılarında içtenlikle anlattıklarını hatırlarım.
Spor gazeteciliğinde birinci lige terfi etmek az iş midir?
FB’lilik, GS’lılık, BJK’lilik ikinci sıraya inmişti ya..
Önce Erzurumspor’du, sonra da..
Sonra, sevinçler bir bir dizildi yüreğimize..
Krize girdik..
Ne birinci lig kaldı, ne de birinci lig spor yazarı..
Yükselirken sahiplenmek kolay da, düşerken…
Merhum Sadık ağabeyi ve onunla aynı sevdayı paylaşanlar hariç tabi.
Önce düştük, sonra düştük ve hep düştük.
Aslında küme düşen Erzurumspor değildi..
Ya da yalnız değildi..
Erzurumluluğumuz, Erzurumsporluluğumuzda beraberdi bu çöküşte..
Bu olumsuz seyri ekonomik tabloyla özdeşleştirmek doğru mudur bilmem..
Yoksulluk artınca taraftarlıkta fakirleşti demek..
Ya da bağlılığın, tutkunluğun elden çıkarılmasında..
Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray maçlarında, naklen yayın veren tvlerin seyredildiği kahvehaneler tıka basa dolu..
Maçları beleş seyrettirmiyor işletmeciler..
Bir maçın bedeli en az 5 lira..
Erzurumspor maçlarını izlemenin maliyeti ise 10 TL..
Üstelik o büyük takımların taraftarı olmak sıradan iş..
Milyonlar var peşlerinde..
Milyonda bir olmak ne kadar özellik getirir ki..
Erzurumlu ve Erzurumsporlu olmak ise ayrıcalık aslında..
Değerini bilemedik..
Büyük takımlar için gösterdiğimiz fedakarlığı sergileyemedik.
Aslında samimiyetsizliğimiz çıktı orta yere..
Anladık ki aslında küme düşen Erzurumsporluluğumuzdur..
Hayır demeyin hemen..
Kesip atmayın..
Kaç kişi yardım için, 5 TL’lik yardım için elini cebine attı ya da atacak?
O yüzden geçiniz..
Erzurumspor iyi olmadığı için değil, sayısı birkaç yüzü geçmeyen samimi taraftarı dışında, fedakarlık edecek dalı olmadığı için bu hallere düştü.
Son yürüyüşte ortaya çıktı gerçek..
Fazla söze hacet yok..
Biz böyleyiz ve Erzurumspor o yüzden bu haldedir..
Kulübün anahtarını, çaresiz başkanın Vali beye teslim edeceğini duyuyoruz sıkça..
Keşke bir anahtar olsa da..
Şu Erzurumspor’a kapalı olan gönülleri bir açsak..
Maviye boyansa yüreklerimizin tavanı..
Ve Erzurumspor için hep beyazca düşünsek..
Hep beyazca..
Keşke..