Mühim bir konu üzerinde durmak istiyorum…
Yeri gelmişken ; çok da yerindeyken…
Ve dahi, Cumhurbaşkanımızın komisyon kurdurup başına da eski İçişleri Bakanımız Efkan Ala’yı getirdiği bürokraside değişim rüzgarı eserken…
Eli kalem tutan, ağzı laf yapan herkes, herkesim problemler üzerine görüş belirtirken hedefe hep siyasileri koyuyoruz.
Bakanlar, Vekiller, Belediye Başkanları, Parti Yöneticileri…
Suçlu, günahkar onlarmış gibi…
Oysa…
Bir de şu açıdan bakmak gerekmez mi?
Bürokrasi, memuriyet kademeleri…
Sahi onların suçu yok mu?
Bana sorarsanız suçun yüzde 90’ı onlara ait.
Siyasiler proje yapıyor, plan çiziyor, program açıklıyor ve nihayetinde topu bürokrata, memura bırakıyor…
Adeta, “Buyur golü sen at” diyor…
Öyle değil mi?
Öyle öyle…
Öyle olduğu içindir ki, yapılanlara karşın ilgili siyasiler de başarılı bürokratlara teşekkürden geri durmuyorlar.
Bakın Ulaştırma kadrolarına…
Bakın Sağlık’ta dönüşüm sürecine ve dönemin müsteşarı Necdet Ünüvar’a ve ekibine…
Ve diğer sahalara…
Peki buradan baktığınızda, Erzurum’a yansıyan yüz ne?
Allah aşkınıza unutulmaz bir isim söyleyebileniniz var mı?
**
Yok, yok, yok!
Son dönem atamalara bakıyoruz da, işin sevimsizliği daha da bir arttı gibi.
Kimseyi kırmak istemeyiz; ama, Erzurum kimselerden bizim için çok daha değerli.
Öyleyse söyleyeceğiz; yazacağız…
Bir tane proje üreten bürokrat yok!
Müdürlerin tamamı ört ki, ölem modundalar.
Nasıl olsa, başarısızlıklarına kimsenin ses çıkardığı yok!
Günah keçisi siyasiler.
Vurun, Recep Akdağ’a, İbrahim Aydemir, Orhan Deligöz, Mustafa Ilıcalı, Zehra Taşkesenli’nin sırtına…
Mehmet Sekmen ne güne duruyor suçlamak için…
Muhammet Cevdet Orhan açık hedef, Orhan bulutlar, Ali Korkut…
Öyleyse, müdürün işi yatmak.
Öyle de yapıyorlar…
Yatıyorlar!
Bu defa isim vermeyeceğiz; ama bundan sonra tek tek yazmayı planlıyoruz.
İsim isim…
Ayıptır; bu şehre ihanet düzeyinde bir aymazlık var.
Yazık değil mi?
Gecesi, gündüzü olmayan bir Cumhurbaşkanı, bir başbakan, hükümet ortadayken, onlara ayak uyduramayanların oraları işgale ne hakları var.
Ey siyasiler ya siz?
Siz de bu hale ses çıkarmayarak, ya da bizatihi destek olduğunuz atamalarla bu işin günahına ortak değil misiniz?
Sayın Bakanımız Recep Akdağ lütfen bu işe el atınız…
Sayın Vekillerimiz, Belediye Başkanlarımız…
Lütfen, işi ciddiye alınız…
Müdahale ediniz…
Lütfen!