“Yağız yer çökmese, üstte Gök basmasa senin ilini ve töreni kim bozabilir” diyor Türk irfanı..
Kim bozabilir, kim cüret edebilir…
Hakkari’de, Van’da, Diyarbakır’da izan ve imanını bölücülüğe satmış üç beş çapulcunun tavrı ne göğü indirir, ne de yeri çökertir..
Ne de, Türk Milleti’nin töresini ve ilini bozabilir..
Şüphesi olan imanını yoklamalıdır..
Başbakan Erdoğan’ın Erzurum gezisi arifesinde, milli duruşu ve üslubuyla dadaşlar, olayları böyle düşünüp, böyle değerlendirmelidir..
Erzurum, yoksulluk frekansının arttığı, yaşam kalite ve seviyesinin ciddi düşüş gösterdiği bir il durumunda..
Ekonomik parametreler böyle gösteriyor..
Esnafın tezgahı, tüccarın dükkanı bunu resmediyor..
Yaşam maliyetinin yüksek olduğu bir ilde yaşıyoruz..
Geçinmek zor..
Hele yılın dokuz ayını kış olarak geçiren bir şehirde…
Doğalgazından kömürüne, enerji ürünlerine yapılan zamlar, Erzurum’u tam bir perişanlık ortamına itti.
Daha kışa merhaba demeden insanlar yakacak derdine düştü..
Tonu 900 YTL olan kömürü almak için çocuğunun rızkından kesti insanlar..
Doğalgaz zammı, ateş oldu evlere düştü…
Erzurum bu babda, hükümet edenlerce belki yeterince önemsenmedi..
Bu sorunun giderilmesi adına hiçbir atılım yapılmadı..
Ne kömür ve doğalgaz sübvanse edildi, ne alternatif yakacaklar arandı…
Erzurumlu soğuktan korunmak adına derdine yanmakla baş başa bırakıldı..
Tüm bunlar hayatın gerçekleri..
Siyasilerin Erzurum’a bakışlarının sonucu..
Bunlar doğru, bunlar gerçek…
Ama…
Erzurumluluk tarifini iyi belleyen ve benimseyenler, bu ilin devlet ve millet uğruna nefsinden geçenlerin adresi olduğunu iyi bilirler..
Dadaşlık zor sanattır…
İşte galiba, dadaş sıfatının Erzurumluya verilmesindeki esbabı mucibe budur..
Yardan geçer, serden geçer dadaşlar…
Ne ki milletinden, devletinden asla ve kat’a..
Sayın Başbakan Erzurum’a gelecek Pazar günü..
Meydanlara gidip sızlanmak, perişanlığı anlatmak mümkündür..
Hatta gitmeyerek, Erzurum gerçeklerine ilgi çekmek de kabildir..
Ama zaman, o zaman değildir…
Hakkari’de, Van’da, Diyarbakır’da milli değerlere uzanan dil ve ellerin kırılması vaktidir..
Yolu, devlete ait her unsuru sahiplenmek ve kucaklamaktır..
Vicdan, haysiyet ve imanlarını dış güçlere satmış bölücülere cevap vermek vazifesi Erzurum’a düşmüştür..
Mademki, bölücü alçaklık Başbakan’ın şahsına ve onun şahsında bu millete reva görülmüştür, o halde Yüce Türk Milletinin damarlarını besleyen kan ve geni taşıyan bu şehir halkı onlara, bölücülere, hainlere cevabı da yine Başbakan Erdoğan’ın gezisi fırsatıyla vermelidir..
Zaman altı verdik, heç aldık demenin değil..
Zaman, can veririz, ser veririz, Devleti, milleti aziz bilir, böldürmeyiz, demenin zamanıdır..
Biz, vatanın dört bir yanı kuşatma altındayken, Milli dirilişin lideri Atatürk’e kucak açmış, onun önderliğinde kutlu dirilişe en önce katılmış dadaşların torunları…
Aziziye, Mecidiye destanlarını yazanların evlatları…
Dadaşlık gibi, milli örgülerle yüklü yüksek bir vasfı kazanarak bize miras bırakan mübarek ve muazzez Erzurumluların çocukları..
Biz Erzurumlular…
Görevimiz budur..
İnanın ve inanın, medarı iftiharımız, Milli kahramanımız Alvarlı Efe’nin torunlarına bu yakışır..
Erzurum ruhunu taşımanın gereği budur..
Elimizde bayraklarla, gitmeliyiz karşılamaya…
Erzurum kırmızı beyaz bir fotoğrafla mesaj vermeli…
Uykusu kaçmalı hainlerin, varsa abdestleri bozulmalı…
Gün bu gündür..
Dem bu demdir ki, milli vazife ihmale gelmez…
Ne çıkar…
Biz kendimize, biz milli benliğimize sahip çıkmak durumundayız.
Başbakan bizimdir..
Hükümeti de…
O devlettir, biz de millet..
Sağnak sağnak milli duyguların yağdığı bir kucaklaşma gösterisine var mısınız?
Yokuz diyorsanız, hala partim diyorsanız, yazık ki hem de çok yazıktır..
Haydi dadaşlar..
Gün milli duruş günüdür…
Var mısınız?