"Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var." (Furkan suresi 77.Ayet) "Rabbimiz buyurdu ki: Bana dua edin size cevap vereyim."
Ne kadar ferahlatan mübarek sözler değil mi?
Dua…
İnsanı insan kılan kavram…
Yaratanıyla yakınlaştıran…
Acziyetini fark ettiren şey…
Bu yüzden bütün inançlar da duanın yeri çok mühim ve muhkem…
Ortak tespitte şu: “Dua ağızdan değil, yürekten gelmelidir”
Bir başka müşterek fikir: Dua bir umut çığlığıdır.
Efendimizin dua üzerine söylenmiş çok çok önemli sözleri var…
Bunlardan birisi: “Dua ibadetin kendisidir” sözü…
Batılı bir düşünür olan Kleist ise “Dua ile başlayan her eser, iyilik, şeref ve zaferle süslüdür” diyor…
Mevlana’nın: “Dua ve ibadet, Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse için ölüm de, ömür de hoştur” tespitine şapka çıkarmayana yuh derim…
Dua öylesine vazgeçilmez bir değerdir ki…
Ahh… ah bir farkına varabilsek….
Ve tabi Efendimizin şu tembihatını akıldan çıkarmasak…
“Duadan bıkkınlık göstermeyiniz. Çünkü dua ile beraber olan hiç kimse helak olmamıştır”
Yine bir düşünür de bu anlamda şunu söylüyor: “Duadan çekinme! Dua etmek en tabii hakkındır”… Bir başkası ise…
“Ümit ediyorsan mutlaka dua et” diyor!
Emerson’un “Hiç kimse karşılığını almadığı bir dua etmemiştir” tespiti, “istemeseydi istemeyi vermezdi sözünü ne kadar da çok çağrıştırıyor…
Hele şu mübarek resul müjdesini duyup da sürur duymayan olur mu?
“Kardeşinin gıyabında dua eden hiçbir mümin yoktur ki melek de: "Bir misli de sana olsun" demesin”
Ohhhh ohhh milyon defa ohhh…
“Kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmış demektir” diyor Allah Resulü…
Hadi koşun babalarınıza…
İkram, ihsan elinizden ne gelirse esirgemeyin…
Misafire de öyle….
Mazlumlara da…
Koşun… zira… muştu var muştu…
Üç dua red edilmez: Mazlumun duası, misafirin duası, babanın evladına duası. Hadis-i Şerif