"Eğerlidağ, Palandöken, Kop Dağı, Top Dağ'ına
Huma kuşu yükseklerden seslenir
İşte dadaş bu sesle nefeslenir
Bir narayla cevap verir dağlara
Erir dağların karı
Bir alev gibi uzar
Baş Barı,
Sarhoş Barı"
Halit Ziya Yavuzer
Şehrin güneybatısına düşen Çat ilçesi tarihi ve coğrafik konumu itibarıyla, Erzurum'un önemli mahallerinden birisidir.
1960 rakım üzerine kurulmuş olan ilçe, 1938 yılına kadar bucak olarak Aşkale ilçesine bağlıyken, 1954 yılında Oyuklu Köyü'nün merkez haline getirilmesiyle ilçe durumuna getirilmiş.
Her nedense bu ilçemizin adı geçtiğinde başlıkta kullandığım tekerleme aklıma gelir. Erzurum'da, tıkanan işlerden sonra söylenen bu tekerleme kimi zaman da, Çat yerine, han'a geldik diye söylenir.
Osmanlı Sipahilerince kurulan ve ilk sakinleri Dersimdeki Türk aşiretleri olan ilçenin asıl adı Ced. Oğuz boyunun en büyük üruğlarından olan Ced'ler, Anadolu'nun Türkleşmesinde önemli hizmetler vermişler.Ağaköy, Babaderesi, Ced, Çükender (Çöğender), Gökçeşeyh, Karaşeyh, Kızılhasan, Küçük Lezgi, Köseler, Şeyh Hasan ve Zazalar gibi köy isimleriyle Ced Türkleri'nin boylarını bünyesinde yaşatan Çat; her dönemde yetiştirdiği şahsiyetlerle Erzurum'un ayrılmaz bir parçası, halen devam eden sosyal durumuyla da eski Erzurum'un aynası olmuştur.Erzurum'un yerli aileleri içinde Çat'la kız alıp vermeyen, akrabalığı bulunmayan yok gibidir.
ZİYARETLERİYLE ÜNLÜDÜR ÇAT!
Çat'ın bir diğer özelliği de ziyaretler beldesi olmasıdır. Burada isterseniz ziyaret bahsini biraz açalım. Köylerimizde mübarek addedilen, içinde eski kabirlerin bulunduğu varsayılan mekanlar vardır. Hatta bu mekanlarda kaya çıkıntıları ve büyük taş kütleleri de birer türbe olarak kabul edilir.
Bu tip kutsal sayılan mekanlara köylerimizde Ziyaret ismi verilmektedir. Ben annemin köyü olan merkeze bağlı Altınbulak'tan biliyorum. Köyün girişindeki iki çeşme ve etrafında dikili birkaç ağacın bulunduğu mekan ziyaret yeri olarak anılmaktaydı. Bazı köylerde bu alanlarda tek bir ağaç da bulunur ve bu ağaç bir şehidin yeryüzüne yansıması olarak kabul edilir. Köy sakinleri yılın belirli zamanlarında buralara çıkar, evlerinden getirdikleri yiyecek ve içecekleri komşularıyla bölüşür, kurbanlar kesilir, dualar edilir.
Çat, ziyaret yerlerinin çokluğuyla ünlüdür. Ardıç, Çilligöl, Güneytepe, Hacı Mir(o), Işıklı, Kumaşlı, Oyuklu ve Sarı Baba ziyaretleri en çok bilinenleridir.
Babaderesi Köyü'nde bulunan Ardıç Ziyareti, öğle tepesi üzerinde bulunmaktadır. Düzlüğün ortasında, gölgesinde üçyüz, dörtyüz koyun yatacak büyüklükte bir ardıç ağacı ve ağacın yanında da bir türbe vardır. Ardıç ağacının gövdesi, topraktan itibaren beş büyük dala ayrılmıştır. Bu ağacın dallarını her ne maksatla olursa olsun kesmek, koparmak, kuruyup düşenleri yakmak zarar habercisi sayılmaktadır. Prof. Dr. Zeki Başar'ın aktardığı bir rivayete göre 1. dünya savaşı sırasında ağacı kesmek isteyen Rus subaylarının gözleri kör olmuş ve bu durum üzerine Rus komutanları ağaca dokunulmamasını tavsiye eden bir levha astırmışlardır.
Parmaksız köyünde Koza Mehmet Mahallesi'nde bulunan Çilligöl ile Güneytepe ziyaretlerinde tek bir mezar bulunmaktadır. Zazalar Köyü'nde Ziyaret tepesinde yer alan Çamlık Ziyareti; üçyüze yakın çam ağacının oluşturduğu tabi bir koruluktur. Buradaki her ağacın bir şehidi temsil ettiği rivayet edilmektedir.
HAKİKİ ŞEHİT MİSİN, KERAMET EDER MİSİN?
Bağlıca Köyü'nde bulunan Işıklı Ziyareti ile Kumaşlı Köyü'nde bulunan ziyaretlerde de tek mezarlar vardır. Prof. Başar, Kumaşlı ziyaretine daha çok ruh ve sinir hastalarının itibar ettiğini, mezar etrafında dolaştırılan hastaların "Hakiki şehid misin, Keramet eder misin" şeklinde bir tekerleme söylemek mecburiyetinde olduklarını kaydetmektedir.
İlçe yakınında bulunan Oyuklu Ziyareti'nde 3'ler, 7'ler, 40'lar gurubundan olduğu söylenen, 7'ler adıyla maruf veliler gurubunun medfun bulunduğu ileri sürülmektedir. İnanışa göre; yedilerin biri Oyuklu'da, diğer altısı da Budak Komu, Söğütlü Komu, Şakşak Dağı, Hacı Mirza Yaylası, Kale içi ve Gökoğlan köylerinde yatmaktadır.Parmaksız köyündeki Parmaksız Sarı Baba ile Hölenk köyünde bulunan Sarı Baba Türbeleri ziyaretçileri hiç eksik olmayan mekanlardır.
YEDİ YILDA BİR ÇIKAN KAPLICALAR!
İlçenin Hölenk, yeni adıyla Kaplıca Köyü'nde bulunan ve yedi yılda bir çıktığı söylenen şifalı suları meşhurdur. Ne yazık ki, Prof. Dr. Zeki Başar hocanın da ilmi dayanaklarla şifa dağıttığını doğruladığı Hölenk Kaplıcaları, ülke çapında yeterince tanıtılamamış, ancak dar bir çevrenin istifadesine maruz bırakılmıştır. Bu bahiste, şehri temsil noktasında bulunanlara; özellikle milletvekillerine görev düştüğünü hatırlatıp, bu kaplıcaların hakettiği biçimde tanıtılması için ellerinden gelen gayreti sarfetmelerini talep edelim. İlçenin eşrafı Erzurum halkı tarafından da yakinen bilinmektedir. Hacı Eşref Laloğlu, Hacı Mahmut Tanas, Saidilerden Hacı Burhaneddin Selimoğlu, Oyuklulu Eşref Ağa, Ağaköylü Çotoğlu, Yavili Haydar Bey, Yavili Yakup Bey ve Torunlardan Hacı Mehmet Efendi ile, Gençlerden Sait ve Zabit Beyler, bunların arasında sayılabilir. Şeyh Hasan Köylü Ağa Emi ile Ağa Dayı'nın da sofra kurmalarıyla meşhur oldukları Çat'ın mert şahsiyetlerinden oldukları Çatlıların umumi kanaitidir. Bugün bu ailenin adını Bakkı ve Hakkı Hacıömeroğulları layıkı ile taşımaktadırlar.
HACI AHMET EFENDİ
Çat'ın, en maruf, tasavvuf ve islam alimi Hacı Ahmet Efendidir. Oğulları Zeki, Hafız Ahmet, Hacı Cevat ve Abulgafur Has, bu aileden gelen ilmi yönü layıki veçhile sürdürmektedirler.
Dumlu'ya bağlı Tufanç Köyü'nde uzun yıllar ikamet eden Abdulgafur Has Hocaefendi, ilmi sohbetleri ile ziyaretçisi hemen hiç eksik olmayan birisidir.
Çat'da Okçu ailesinin özel bir yeri vardır. Halen Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı görevini sürdüren ve yaptığı çalışmalarla İslami Türk Edebiyatı sahasında ülkenin sayılı bilim adamları arasında yeralan Prof. Dr. Naci Sami Okçu; Tıp Doktoru Nihat Okçu ve DSİ bölge Müdür Yardımcılığı yapmış olan Cahit Okçu Çat'ın güzide şahsiyetlerindendirler.
Çanakkale Vali Yardımcılığı görevinde bulunan Şah Hüseyinoğullarından Sinan Güven, Yalova'da Petrol nakliyatçılığı yapan Şeref Durmuş, Erzurum Süt Fabrikasını işleten Cengiz Kılıç ve İstanbul'da gazino işleten kardeşi Celal Kılıç, Erzurum'da kerestecilik yapan ve son yıllarda da kış turizmine dönük otelcilik faaliyetlerinde bulunan Mustafa Yılmaz, Müteahhit Mehmet Şengel, Hacı Zeki Kara ve oğlu Avukat Sadullah Kara, Bevliye mütehassı Prof. Nimet Yavilioğlu da Çat'ın tanınmış simalarındandırlar. Belediye eski başkanlarından Mirza Kurt ve Belediye başkanı Sarılardan Seyfettin Sarı da Çat'ın ileri gelen ailelerinin siyasetteki temsilcileridir.
Çat'ın siyasetle hemhal olmuş ailelerinin başında ise Genç'ler gelir.Fevzi Genç,Fikri Genç, Hatip Genç ailenin siyasetçileridir. Harbiş Sendikası Başkanlığında bulunan Lütfü Genç de Çat'ın sevilen şahsiyetleri arasındadır. Mustafa Tanas'ı da, bu ilçemizin siyasetçileri arasında saymak lazım. Tanas uzun yıllar değişik partilerde politika yaptı. Eski Milli Boksör Mehmet Ali Uçar'da Çat'ın adını ülke çapında tanıtmış bir sporcudur.